Arama

Divan sahibi ilk kadın şair: Mihri Hatun ve şiirlerinden seçmeler

Kadın divan şairleri arasında yer alan Mihri Hatun, dönemi itibariyle erkek egemenliğinin hâkim olduğu düşünülen bir edebiyat çevresinde şiirleriyle dikkat çekmeyi başardı. Mihri Hatun'un hayatının yanında şiirlerinden örnekleri derledik ve şerhlerini siz Fikriyat okurlarının beğenilerinize sunduk.

  • 1
  • 10
Mihri Hatun kimdir?
Mihri Hatun kimdir?

1460 veya 1461'de doğduğu tahmin edilen Mihri Hatun, divanında ifade ettiği gibi Amasya'da dünyaya geldi ve ömrünü bu şehirde geçirdi. Aşık Çelebi, mahlasının 'Mihri' olduğu bilgisini Meşâirü'ş-şuarâ isimli tezkiresinde aktarır. Aynı zamanda Evliya Çelebi, Mihri Hatun'un asıl isminin 'Mihrimah' olmasından ötürü Mihri mahlasını aldığını belirtir.

Mihri Hatun, Şehzade II. Bâyezîd'in ilgisini çekmesi sebebiyle şehzade sarayı etrafında teşekkül eden edebi muhite girdi. Şehzade'nin kadın bir şairi desteklemesi ve edebi muhite girmesini sağlaması kanaatimizce oldukça önemlidir zira bu katkı çerçevesinde Şehzade'nin kadın şairlerine bakışı üzerine bir dönem okuması yapılabilir.

Günümüze divanı ulaşan iki kadından biri olan Mihri Hatun, bu edebi muhitte kendisini gösterdi ve şiirleri oldukça beğenildi. Mihri Hatun Şiirlerinde genel olarak Neşati'yi örnek aldı, Neşati'nin şiirlerine yazdığı nazireleri aynı zamanda şairin kendisine de gönderdi. Fakat Latifi Neşati'nin bu durumdan çok da hoşlanmadığını nakledilir.

Mihri Hatun'un ölüm tarihi hakkında kesin bir bilgi yoktur. Fakat II. Bâyezîd'a 16 Mart 1512 tarihli gönderdiği kasideden hareketle bu tarihten sonra vefat ettiği düşünülmektedir.

  • 2
  • 10
Mihri Hatun tezkirelerde nasıl yer aldı?
Mihri Hatun tezkirelerde nasıl yer aldı?

Dönemin tezkirelerinde Mihri Hatun ile ilgili nakledilen bilgiler, çoğunlukla Mihri Hatun'un diğer şairlerle arasında geçen hadiseler eksenindedir.

Aşık Çelebi, Latifi ve Hasan Çelebi, Mihri Hatun'un Sinan Paşa'nın oğlu İskender Çelebi ile arasında duygusal bir bağın olduğunu aktarırlar. Tezkirecilere göre bu kanıya varmalarının nedeni, Mihri Hatun'un bazı şiirlerinde İskender mazmununu kullanmasından ileri gelir. Tezkire yazarları yalnızca bu iddia ile kalmaz Aşık Çelebi, ayrıca Hatemi mahlasıyla şiirler yazan Müeyyedzâde Abdurrahman Efendi ile de Mihri Hatun arasında duygusal manada bir yakınlaşma olduğunu belirtir.

  • 3
  • 10
Güzelliği ve iffeti ile ‘tezkirelere destan’ bir kadın
Güzelliği ve iffeti ile ‘tezkirelere destan’ bir kadın

Tezkire yazarlarının Mihri Hatun ile ilgili aktardıkları, yalnızca duygusal yaşantısına dair iddialarla sınırlı kalmaz. Tezkire yazarları tarafından güzelliğine de sık sık atıfta bulunulur.

Sehî Bey: "Hoş-tab Hatundur."
Aşık Çelebi: "Örtülü idi. Fakat güzelliği örtü ufkunun perdesinden doğmuştur."
Kınalı-zâde Hasarı Çelebi: "Zamanında Mihrî, güzellik ve hoşluk dünyasının göğü, cilve ve nâz semasının parlak güneşi; dilberliğin parlak hilâli; güzellik göğünün parlak yıldızı ..."

Dönemin tezkirecileri, Mihri Hatun'u "güzelliği" açısından överlerken şairin iffetine dair noktaları da atlamazlar.

Kınalı-zâde Hasarı Çelebi bu konuda, "Lâkin mühürlü kesesinin güneşine yabancı eli ermemiş ve namus ve iffet perdesine haram eli değmemiştir." cümlesini kurar.

Mihri Hatun hiç evlenmediğini, Âşık Çelebi bunu "nice tâlipleri var iken kimsenin ondan murat almadığını ve dünyaya kız gelip kız gittiği" ifadesiyle anlıyoruz.

Sehî Bey, güzelliği, iffeti ve evlilik ile ilgili durumları dışında Mihrî Hatun'un Yavuz Sultan Selim'e ve Şehzade Ahmet'e birçok kaside ve gazel verdiğini nakleder.

  • 4
  • 10
Mihri Hatun’un şiirleri
Mihri Hatun’un şiirleri

Mihri Hatun'un şiirlerinde canlı, samimi, aşıkane ve ahenkli bir üslup karşılar bizi. Şairin elimizde bulunan bir divanı mevcut, bu sebeple Türk edebiyatında divanı elimizde bulunan ilk kadın şair olarak karşımıza çıkar. Mürettep bir divan olan Mihri Divanı, hemen hemen her türün bulunduğu edebi açıdan zengin bir eserdir.

Mihri Hatun daha ziyade "Olasın" redifli gazeliyle tanınır.

"Ben umardum ki seni yâr-ı vefâ-dâr olasın
Ne bileydüm ki begüm böyle cefâ-kâr olasın"

Ben senin vefalı bir yar olmanı umardım ama nerden bilirdim ki sen cefakar bir yarmışsın.

"Reh-i âşkunda neler çekdügüm ey dost benüm
Bilesin bir gün ola aşka giriftâr olasın"

Reh-i âşk: Aşk yolu
Giriftar: Tutulmuş, yakalanmış

"Cihânda çok durur ammâ belâ-keş ˘âşıklar
Kimesne ugramadı âh u zâra bencileyin"

Âh u zâr: Ağlamak, inlemek
Bencileyin: Benim gibi

Dünyada belaya uğramış aşıklar çoktur ama kimse benim gibi ağlayıp inlemedi.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN