Firgun kelimesinin başka birinin başına gelen güzel bir şeyden duyulan, bencillikten uzak mutluluk hissi anlamına geldiğini biliyor muydunuz? Peki ya, Necip Fazıl'ın İstanbul'u "mümin olmak için de, kâfir olmak için de her vasıtanın, her imkânın bulunabildiği yer" olarak tanımladığını? Ya da Cemil Meriç'in çağdaşlaşmayı "karanlık, kaypak, rezil bir kavram" olarak açıkladığını? Veya Amin Maalouf'un "yazgı" ile ilgili ne dediğini? Kime göre, ne, nedir?