Arama

Edebiyatın sürgün kalemi Refik Halit Karay’dan 5 kitap 5 alıntı

Edebiyatımızın usta kalemlerinden Refik Halit Karay, sade Türkçesi, tatlı anlatımıyla dikkatleri çekmiş yazarlardandı. "Türkçenin en iyi yazarı" olarak tanımlanan Karay'ın hayatının büyük çoğunluğu sürgünde geçti. İşte sizler için vefatının elli dördüncü yıl dönümünde Refik Halit Karay'dan 5 kitap 5 alıntıyı sizler için derledik.

Mektuplaşma ile alakayı kesmek bütün ümit ve dayanıklılığın kaybedilmesi demektir; bu gönül çöküntüsüne düşenler artık bir daha sürgünlük illetinden şifa bulamazlar...

Güzel tasvir etmek Refik Halid'in hakkıdır. Refi Cevat Ulunay, onu lisandaki kuvvet bakımından ancak Flaubert ile mukayese eder. Hatta Flaubert'in ölçerek biçerek yazdığı cümleler onun âleminden daha merasimsiz çıkabiliyor. Ulunay usta yazarı sürgün Türk dilinin Madam Bovary'si olarak tanımlar.

Halid Fahri Ozansoy ise kitap hakkında şunları söyler: "Bilhassa Hilmi Efendi tipi Duhamel'in ölmez Salavin'i gibi edebiyat tarihinde unutulmaz bir hatıra olarak kalacaktır. İşte büyük sanat ve yaratıcılığın mucizesi... Türk dilinin bu eşsiz sanatkârına muhakkak ki en güzel üslubu borçluyuz."

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın...

Eskiden tüylerimizin ürperdiği olurdu, şimdi diken diken oluyor; eskiden yüreğimiz bulanmaz değildi, şimdi deniz tutmuş gibiyiz, ciğerlerimiz söküldü...

  • 8
  • 11
İSTANBUL’UN BİR YÜZÜ
İSTANBUL’UN BİR YÜZÜ

"Gurbette, yabancı diyarlarda kalmış gibiyim; yerime, evime, membaıma dönmek arzusunun bir açlık gibi içimi bayılttığını duyuyorum. Aynı İstanbul'un içinde İstanbul'u arayarak ve artık bulamayacağımı pekiyi anlayarak hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyorum. Ben İstanbul'un, eski İstanbul'un, o şahsiyetli ve güzel İstanbul'un içyüzünü afacancasına tanıyan bir evladıydım; onu ben ne iyi anlardım... Sanki o da bana ayrıca, herkese yaptığından fazla yüreğini açardı. İşte ben bu pekiyi tanıdığım ve pek çok sevdiğim vücudu kaybettim. Ona yanıyorum, onun hasretini çekiyorum!"

Refik Halid Karay, meşrutiyetin ilanından sonra İstanbul'un ve İstanbullunun hallerini anlattığı İstanbul'un Bir Yüzü'nde, alaturkalıktan alafrangalığa tebdil eden, eski âdet ve yaşayış tarzlarını muhafaza eden ve "eski" ile "yeni" arasında sıkışıp kalan farklı kesimlere mensup insanların yaşam tarzlarını ve kişilik özelliklerini usta kalemiyle gözler önüne seriyor.

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın...

Önünde ekmek parçası bırakmak! O bolluk zamanında bile ekmek dilimini hesaplı koparmanız ve son parçasıyla son yemek lokmasını beraber yuvarlamanız hem terbiye, hem din kaidesi idi.

Bugün ekonomik bir mecburiyet halini aldı.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN