Arama

Edebiyatçıların şifasız ızdırapları: Otobiyografik hastalıklar

Hastalık mecazları edebiyatta sık sık kullanılır. Okur, hastalıklar aracılığıyla o kahramana sempati, şefkat, acıma gibi anlamlar yükleyerek esere yönelir. On dokuzuncu yüzyılda çok yaygın bir hastalık olan ve o yıllarda tedavisi de olmayan verem genel olarak okur tarafından sempati duyulan bir hastalıktı ve umutsuz âşıkların, yoksulların, yoksun kalanların, hasret çekenlerin hastalığıydı. On dokuzuncu asırda veremin yerini kanser almaya başladı. Edebiyatçılar da herkes gibi hastalanır ve ızdırap çeker. Eserlerin de sahibinden izler taşıyan otobiyografik semboller olduğunu düşünürsek yazar ve şairlerimizin ölüm sebepleri bizi çok da şaşırtmaz. Yaşadıkları hastalıklar sebebiyle ölen edebiyatçıları sizler için derledik…

  • 1
  • 15
KALP VE BÖBREK HASTALIĞI
KALP VE BÖBREK HASTALIĞI

Ahmet Haşim

1928 yılında Haşim ciddi bir biçimde hastalanır. Kalbinden ve böbreklerinden rahatsızdır. Özellikle kireçlenen böbrekleri iflas noktasına gelmiş ve şaire büyük acılar çektiriyordu. Türkiye'de bütün tedavi yolları denenir, fakat netice alınmaz. Çünkü hastalıklarını uzun süre saklamış, daha sonra da perhizi ihmal edip ilaçlarını düzenli olarak almamıştı. Doktorlarından Nuri Fehmi Bey, ünlü hastasını şöyle anlatır: "Bu hastalıkların şairi 47 yaş gibi genç bir yaşta götürmesinin sebebi merhumun hastalığını saklamasıdır. O bu ketumiyette o kadar ileri gitti ki ilaçlarını bir eczanede yaptırmaz ayrı eczanede yaptırırdı. Hastalığının ızdırabına çok göğüs gerdi." Ama o, hastalığının verdiği korkunç ızdıraba rağmen şiir yazmaya devam ediyordu.

  • 2
  • 15
ROMATİZMA
ROMATİZMA

Nurullah Ataç

Nurullah Ataç yaşlılara özgü görülen ve kimseciklere romantik bulunmayan ama kendisinin canına okuyan romatizma ağrılarından bahsederken bile mahcubiyetinden kurtulamaz. "Aman ne gülünç hastalık o!… Üç beş güne kadar, belki de daha çabuk geçecek bir kol, bacak ağrısını gözlerinde büyültüyor, büyültüyor, etraflarına tabiatın, insanların en büyük zulmüne uğramış gibi bakıyorlar. Hastanedeki günlerimi, en manasız şeyler için zile basıp adam çağırdığımı, ağrılarım belki pek o kadar artmadan da şikayet ettiğimi, inlediğimi hatırladıkça kendi kendimden utanıyorum. Ağrıya, sızıya ses çıkarmadan katlananları, Eyüp Peygamberi anlayamıyorum. Onlarınki büyük, insanı aşan bir kuvvet!…"

  • 3
  • 15
VEREM
VEREM

Chopin

"Ölümle hayatın tuhaf bir biçimde iç içe geçtiği, ölüm hayatın ışıltısı ve rengine bürünürken, ölümün tüyler ürpertici korkuçluğunu da beraberinde aldığı hastalık, tıbbın asla şifa bulamadığı, zenginliğin asla püskürtüp kovamadığı, yosulluğun kendini azat edemediği bir hastalıktır verem"

Chopin vereme yakalandığında üzerine daha bir zarafet ve incelik gelmişti.

Edebiyatta tüberkülozdan konu açmışken roman kahramanları ve konuları bir yana sayısız yazarın da tüberkülozdan ölümünden bahsetmezsek eksik olur. dünya edebiyatında Lord Byron, Paul Eluard, Panait Istrati, Friedrich Schiller, Dylan Thomas Voltaire, Jean-Jacques Rousseau, George Orwell, Guy de Maupassant, , Maxim Gorky, Albert Camus (tüberküloz hastasıydı, ama trafik kazasında öldü), Honoré de Balzac, ve daha buraya sığdıramayacağımız kadar çok kişi veremden öldüler. Cahit Sıtkı Tarancı, Peyami Safa, Mahmut Yesari, Aclan Sayılgan, Memet Fuat, Rüştü Onur ise Türk edebiyatında hayatının bir döneminde vereme yakalanmış ünlülerdi, bu ünlülerden bazısı da vereme yenildi.

  • 4
  • 15
VEREM
VEREM

Brontë Kardeşler

Brontë Kardeşler için verem, romantik bir imgenin değil neredeyse bir toplu kıyımın ismiydi. Önce annelerini, iki ablalarını sonra da çok sevdikleri ağabeylerini genç yaşlarında bu hastalığa kurban verdikleri yetmemiş gibi Anne 29, Emily 30, Charlotte ise 38 yaşında veremden öldüler.

  • 5
  • 15
VEREM
VEREM

Anton Pavlovich Çehov

Çehov'un kendisi de bir doktordu. Genç yaşta yakalandığı ölümcül hastalığın da etkisiyle, bütün öykülerini üstü kapalı da olsa kötümser bir bakış ile yazdı. Moskova Tıp Fakültesi'nde 1884'te tıp eğitimini tamamladığı yıl doktorluğa başladıysa da lise ve üniversite yılları boyunca yazdığı hikâyeleriyle kabul gördüğü edebiyat dünyasını tercih etti. Aynı yıllarda onu ölüme götürecek tüberküloza da yakalanmıştı.

Çehov da veremden mustaripti. Yazar güncesine idolünün hastalık notlarını da aktarır. Komşusu bir prensle beraber yürüyüş yapan Çehov, ansızın göğsünde müthiş bir ağrı hisseder. İlk düşüncesi, yabancıların önünde düşüp ölmenin ne kadar yakışıksız kaçacağıdır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN