Arama

Ara Güler'in kaleminden Sait Faik

Dünyaca tanınan ve fotoğraf makinesiyle sayısız önemli ismin fotoğrafını çeken Ara Güler, edebiyat dünyasından birçok ismin de arkadaşıydı. Özellikle gençlik dönemlerinde Sait Faik ile yolları kesişmiş, onunla birçok anı biriktirmişti. Ara Güler'in Sait Faik için söyledikleri o dönemin edebiyat ve sanat dünyasına da ışık tutar nitelikte. Cağaloğlu ve Beyoğlu'nun Ara Güler tanımından, Orhan Veli ve Sait Faik'in iç dünyalarına kadar birçok mühim detay bu satırlarda yerini alıyor.

  • 3
  • 16
CAĞALOĞLU VE BEYOĞLU'NUN BAŞKA ZAMALARI
CAĞALOĞLU VE BEYOĞLU’NUN BAŞKA ZAMALARI

O zamanlar Cağaloğlu da Beyoğlu da bambaşkaydı. Genç yazarlar pek öyle bugünkü gibi gazetelerle iç içe değildi, olamazlardı. İstisnalar varsa da, genellikle gazete yazarları siyasal adamlardı. Edebiyatla ilgilenir gibi görünürlerdi ama her şeyden önce siyasetle uğraşırlardı. Öyle sanatı manayı takmazlardı. Hem ayrıca o zamanlar bugünkü gibi her hafta sonu ve başı bir sanat sergisi de açılmaz, bir roman veya bir öykü kitabı göklere çıkarılmazdı. Çok sonralar: gazete sütunlarında ilkin tiyatro eleştirileri başladı. Bugün sanat dediğimiz fotoğraf olayının ise esamesi okunmazdı.

  • 4
  • 16
GAZETELERDE SANATA YER YOKTU
GAZETELERDE SANATA YER YOKTU

Ben bu işine başladığım yıllarda, gazete yazarları büyük adlardı: Hüseyin Cahit Yalçın, Falih Rıfkı Atay, Refik Halit Karay, Necmettin Sadak gibi. Aralarında sanata en yakını Sedat Simavi'ydi. Hürriyet'i çıkarmadan önce Yedi Gün'ü çıkarıyordu. Ne var ki diğerleri gibi onun gazetesinde de edebiyata veya sanat sayfasına yer yoktu. Ancak sonraları gazete sütunlarında birkaç tiyatro eleştirisine, çok nadiren de resim sergileri hakkında ufacık haberlere rastlanmaya başladı. 1950'lerin ortalarında zaman zaman tiyatrodan söz eden sütunlar yer aldı. Bunun da önderleri genç kuşaktan gelme yazı işleri veya istihbarat servislerinde çalışanlar oldu. Eskiden sanat olaylarına, sanatçıya gazetecilikte yer yoktu açıkçası.

  • 5
  • 16
1960'LI YILLARDA GAZETEDE SANAT
1960’LI YILLARDA GAZETEDE SANAT

Eskilerden olmasına karşın Ulunay, sonra sanat kronikleri olarak "FA" imzasıyla Fikret Adil, Sabri Esat Siyavuşgil, Vedat Nedim Tör, Vâ-nû (Vâlâ Nurettin), Zahir Güvemli, daha genç kuşaktan ise Osman Karaca. Adnan Berk, Tunç Yalman sanatçı dünyasının önemsenmesine ve gazete sütunlarına girmesine önayak oldular. Bir süre sonra gazetelerde müstakil sanat sayfaları, hatta sanat ekleri çıkmaya başladı ki bu da 1960'lı yılların ortalarına rastlar.

  • 6
  • 16
BAŞKA ZAMANLARDAN BAŞKA BEYOĞLU
BAŞKA ZAMANLARDAN BAŞKA BEYOĞLU

Evet, Beyoğlu bugünkünden çok başkaydı. Çok eskiler için daha da başkaymış ama bizim zamanımızda örneğin Nisuaz Kahvesi vardı; Baylan vardı, Lebon, Markiz vardı. Bu son ikisi lükstü ve genellikle Yahya Kemal'den başka hemen kimse gitmezdi. Sözünü ettiğim yılların sanatçı takımı cebinde o zamanın parasıyla en çok 10 lira olan adamlardı.

  • 7
  • 16
EDEBİYATIN ZENGİN İSMİ
EDEBİYATIN ZENGİN İSMİ

Sait ise rantideydi. Anasının Burgaz adasında evi vardı. Cebinde parası olduğu söylenirdi. Bir de Beyoğlu'nda Küçük Parmakkapı'da bir oda kiralamıştı; adaya gidemediği, vapuru kaçırdığı günler kalmak için. Bu da o zamanın genç takım yazarları için olmayacak bir lükstü. Sait Faik bir ara, 1942'de Haber gazetesinde gazetecilik de yapmış muhabir olarak. Zamanın güzellik kraliçesiyle röportajlar falan yapmış. Zaten bu çok kısa sürmüş. Bağdaşamamış bir türlü gazetecilikle.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN