İbn Haldun kimdir? İbn Haldun’un hayatı…
İbn Haldun, İslam medeniyetinin en parlak döneminin sonlarında yaşamış bir alimdi. Yaşadığı bölgeden Haçlı istilası nedeniyle göç etmek zorunda kalmış; hayatının ilk 20 yılını Tunus'ta, 26 yılını Cezayir, Fas ve Endülüs'te, 4 yılını tekrar Tunus'ta ve son 24 yılını ise Kahire'de geçirmişti. İyi bir eğitim gören ve küçük yaştan itibaren ilim ve fikir hayatına ilgi duyan İbn Haldun, bu coğrafyaların istilalardan ne şekilde etkilendiğini inceleyerek araştırmalarına başlamıştı. Sosyoloji biliminin öncüsü olmuş ve sosyal bilimlere dair birçok kavramın temelini 7 asır öncesinden atmıştı. Peki, İbn Haldun kimdir? İbn Haldun'un hayatı…
Önceki Resimler için Tıklayınız
Yetiştiği siyasî ve içtimaî ortam İbn Haldun'un ilmî kişiliğinin oluşması bakımından büyük önem taşır. Onun zamanında Tunus'ta Hafsîler, Fas'ta Merînîler, Tilimsân'da Abdülvâdîler, Endülüs'te Nasrîler (Benî Ahmer), Mısır'da Memlukler hüküm sürmekteydi.
Kuzey Afrika ve Endülüs'teki devletler hem birbiriyle mücadele ediyor hem de kendi içlerinde sık sık taht kavgalarına girişiyorlardı. İbn Haldun 16 yaşında iken Merînî Hükümdarı Sultan Ebü'l-Hasan Tunus'u işgal etti.
Endülüs'ten Fas'a göç etmek zorunda kalan âlimlerin bir kısmını da beraberinde Tunus'a getirdi. Tunus'a gelen Muhammed bin Süleyman es-Sattî, Ahmed ez-Zevâvî, Muhammed bin İbrâhim el-Âbilî, Ebü'l-Kāsım İbn Rıdvân, Ebû Muhammed Abdülmüheymin el-Hadramî gibi âlimlerden faydalanan İbn Haldûn, Abdülmüheymin'den hadis ve siyer, Zevâvî'den kıraat, Sattî'den fıkıh, Âbilî'den fıkıh usulü, kelâm, mantık, felsefe ve matematik dersleri aldı.
Fahreddin er-Râzî'nin kelâm ilmindeki usulünü öğrendi.
İbn Haldun, 1348'deki veba salgınında anne ve babasıyla hocalarının bir kısmını kaybetti. Bu sırada Tunus'u işgal etmiş olan Sultan Ebü'l-Hasan Fas'a dönmek zorunda kaldı.
Beraberinde getirdiği âlimler de onunla birlikte Fas'a döndü. Hocalarıyla beraber Fas'a gidip öğrenimine orada devam etmeye karar veren İbn Haldun'u ağabeyi Muhammed bu fikirden vazgeçirdi.
Ancak Tunus'ta iktidarın tekrar el değiştirmesi sonrası İbn Haldun Fas'a gitti. Kendisine yakın ilgi gösteren sultan onu ilim meclisini oluşturan âlimler arasına aldı. Bir yıl sonra da kâtiplik ve mühürdarlık görevine getirdi.
İbn Haldun bu sırada Fas'taki kütüphanelerde çalışmalar yaptı. Endülüs'ten buraya göç eden âlimlerden de faydalanarak bilgisini genişletti.
İbn Haldun, sultanın kendisine verdiği görevi ailesinin daha önce bulunduğu görevlerden aşağı görüyor, daha yüksek mevkilere ulaşmak istiyordu. Bu husustaki çabaları sonuç vermeyince vezirle arası açıldı ve görevini bıraktı. Endülüs'e gitmeye karar verdi ve 1362'de Gırnata'ya (Granada) ulaştı.
Nasrî Hükümdarı Muhammed'in veziri ünlü müellif Lisânüddin İbnü'l-Hatîb Fas'ta sürgünde iken İbn Haldun kendisine yardımcı olmuş, aralarında dostça ilişkiler kurulmuştu. Bu sayede İbn Haldun büyük itibar gördü. Ailesini de yanına alan İbn Haldun, Gırnata'da bir süre refah içinde yaşadıysa da çok geçmeden Vezir İbnü'l-Hatîb'le arası açıldı. Bu durum sultanın da ondan uzaklaşmasına sebep oldu.