İbn Haldun ve sosyal bilimlere dair 15 ilginç bilgi
İslam medeniyetinin en parlak döneminin sonlarında yaşamış bir alimdi, İbn Haldun. Yaşadığı bölgeden Haçlı istilası nedeniyle göç etmek zorunda kalmış; bu coğrafyaların istilalardan ne şekilde etkilendiğini inceleyerek araştırmalarına başlamıştı. Tarih yazıcılığının gerçeklerin liste halinde sunulmasından ibaret olmadığına, yazarların hangi bölgeye ait olduklarına ve taraflı olup olmadıklarına bağlı olarak farklılık arz edeceğini savunuyordu. Sosyoloji biliminin öncüsü olan ve sosyal bilimlere dair birçok kavramın temelini 7 asır öncesinden atan İbn Haldun'dan 15 ilginç bilgiyi sizlerle buluşturuyoruz.
İbn Haldun, Orta Çağ klasik İslam medeniyetinin son âlimlerindendi.
Yazıları, aile hikâyesi ve hayatı, İslam medeniyetinin gerilemesine ve nihayetinde çökmesine yol açan değişiklikleri birçok bakımdan mükemmel şekilde yansıtır.
1332 yılında Tunus Şehri'nde doğan ve 1406 yılında Kahire'de ölen İbn Haldun, sosyoloji biliminin öncüsüdür.
İbn Haldun, araştırmasına İslam medeniyetinin altını oyan çeşitli istilacı güçleri ve atalarının bu istilalardan ne şekilde etkilendiğini inceleyerek başlar.
Ataları 1248'e kadar Sevilla'de yaşadıktan sonra İspanya Hristiyanlarının ilerlemesiyle evlerini terk ederek Kuzey Afrika'ya kaçarken, anne-babası o dönemde dünyanın geniş bir bölümünü etkileyen veba felaketi yüzünden hayatını kaybeder.
İbn Haldun 1382 yılında Tunus'tan ayrılarak Mısır'a gelir; onun peşinden Mısır'a ulaşmaya çalışan ailesi ise dönemin diğer bir belası olan korsanların eline düşer.
Korsanlar tarafından öldürülen ya da esir alınan ailesini bir daha hiç görmeyen İbn Haldun, ömrünün geri kalan kısmında onlardan hiç bahsetmemiştir.
İbn Haldun'un hayatının son yılları muhtemelen klasik İslam ilminin ve parlak medeniyetinin de son yıllarına denk gelir.
15'inci yüzyılın başlarına gelindiğinde, Sicilya ve İspanya'yı kaybeden, Haçlı Seferlerine ve Moğol istilasına maruz kalan İslam dünyası, bu sefer de Timur'un yıkıcı saldırısıyla karşı karşıyaydı ve bunun etkilerine kısmen İbn Haldun da şahit oluyordu.
Kadı ve resmi elçi olarak yoğun bir programı olmasına rağmen akademik araştırmalarına devam eden İbn Haldun, Erken ve Sonraki Dönem Tarihi Üzerine Dersler ve Arşiv adlı dünya tarihi eserini kaleme aldı. Bu eserin ilk cildi Mukaddime ve Tarihe Giriş adlarıyla bilinir.
Çok büyük bir emeğin ürünü olan Mukaddime, genel dünya tarihi üzerine bir eserdir.