Fahreddin er-Razi kimdir? Fahreddin Razi hayatı ve eserleri...
Üstün zekası, güçlü hafızası, etkili hitabeti ile "allame" unvanıyla bilinen Fahreddin er-Razi; kelam, fıkıh usulü, tefsir, felsefe, mantık, matematik gibi alanlarda çağının hemen bütün ilimlerini öğrenip, eserler vermiş çok yönlü bir alimdir. İyi bir hatip olduğu kadar hazırcevap oluşuyla da tanınır. Razi'ye göre en doğru tefsir, Kur'an'ın yine Kur'an'la yapılan tefsiridir. Eserleri ve tesirleriyle İslam düşünce tarihinde önemli yere sahip olan Fahreddin er-Razi hakkında bilgileri derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Dini ilimler içinde Razi daha çok tefsir ve kelâm ilimlerinde kendini gösterdi. Razi'ye göre en doğru tefsir Kur'an'ın yine Kur'an'la yapılan tefsiridir. Tefsirinde dirâyet metodunu başarıyla uyguladı ve kendisinden sonra gelen bütün *müfessirlere kaynak oldu. ilmî tefsir hareketine öncülük yaptı. İbn Sina'nın etkisinde kalarak tefsirinde dünyanın yuvarlak olduğunu belirtmekle birlikte dönmediğini söylemesi, devrindeki ilmî anlayışın tefsirine yansıması olarak görülebilir.
* Müfessir: Âyetleri tefsir eden, açıklayan, yorumlayan, yorumcu.
En çok kelâm alanında eser veren Razi'ye göre bütün ilimlerin en şereflisi kelâmdır. Felsefe, mantık, astronomi, tıp ve matematik konularında da eserler vermiştir. Matematiğe dair eserleriyle devrinin matematikçileri arasında sayılmıştır. İbn Haldun'a göre, kelâm âlimleri içinde mantığı bir alet olmaktan çok bağımsız bir ilim dalı kabul eden ilk âlim Fahreddin er-Râzî'dir.
Ebü'l-Alâ el-Maarrî'nin şiirlerinden etkilenen Razi'nin akaide (inançlar, dinin itikadî hükümleri) dair görüşleri de önemlidir. Razi'ye göre bilgi üretmek ve bilgiyi kabul etmek açısından insanların kabiliyetleri farklıdır. Ona göre haber-i vâhid (Bir kişi kanalıyla gelen haber veya hadîs) zan ifade eder. Zira onu nakledenler masum olmadıkları gibi İslâmî anlayışa göre bir kişinin şahitliği de yeterli değildir. Bu sebeple bir rivayetin sahih olup olmadığını belirlemek için onu Kur'ân-ı Kerîm'in ışığında değerlendirmek gerekir.
Ölümden sonra bedenin çürüyüp dağılmasına karşılık insanın aslî unsurunu teşkil eden ruhun (nefs) yok olmayıp ruhlar âlemine intikal edeceğini düşünen Râzî, önce nefsin cismanî bir cevher olduğunu kabul ederken daha sonra filozofların görüşünü benimseyerek onun ruhî bir cevher olduğuna inanmıştır.
Eserleri ve tesirleriyle İslâm düşünce tarihinde önemli mevki işgal eden büyük bir şahsiyet olmasına rağmen Râzî değişik mezheplere mensup âlimlerce eleştirilmiştir. Râzî'yi eleştirenlerden biri de Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'dir. Onun eleştirileri daha çok, dinî konularda gerçeği bulmak için kelâm metodunu kullanması noktasında toplanır.