Arama

Geçmişle geleceği birleştiren eşsiz hazine

Eşsiz bir hazine değerinde olan Dede Korkut Hikâyeleri, geçmiş ile gelecek arasındaki bağı güçlendiren önemli bir değerdir. Türkçe konuşan ülkelerde de birleştirici bir unsur olan Dede Korkut Hikâyeleri, UNESCO listesine dâhil edilerek insanlığın somut olmayan kültürel mirası oldu.

Geçmişle geleceği birleştiren eşsiz hazine
Yayınlanma Tarihi: 29.11.2018 15:08:00 Güncelleme Tarihi: 29.11.2018 16:42

DEDE KORKUT DUASI

Yerli kara dağların yıkılmasın

Gölgelice yüksek ağacın kesilmesin,

Taşkın akan güzel suyun kurumasın,

Kanatlarının ucu kırılmasın,

Koşar iken ak boz atın sürçmesin

Vuruştuğunda kar çelik uz kılıcın çentilmesin!

Dede Korkut kültürünü oluşturan bu destan, masal ve müzik içerisindeki dilden dile, kuşaktan kuşağa aktarılan değerler, Türkiye'nin kültürel belleğinde canlılığını koruyarak geçmişle bugün arasındaki kültürel bağın güçlenmesine, kültürel devamlılığın, aidiyet ve kimlik anlayışının geleceğe taşınmasına katkıda bulunuyor.

Birikimi ve değerleri sınırları aşan 'Dede Korkut' mirası bu yönüyle Türkçe konuşan ülkelerde de birleştirici bir unsur olarak son derece önemlidir. Geçen yıl mart ayında UNESCO'ya da gönderilen Dede Korkut Hikâyeleri, Türkiye'nin kültür mirası temsili listesine 17'nci unsur olarak dâhil edildi.

EŞSİZ HAZİNE DEĞERİNDE

Dede Korkut Hikâyeleri XII. , XIII ve XIV yüzyıllarda Azerbaycan ve Anadolu'nun doğusunda yaşamış olan Oğuz Türkleri arasında teşekkül etti ve daha sonra işlenerek yayıldı. Bu hikâyeler "destandan hikâyeye geçiş" devrinin özelliklerini taşır. Bu hikâyeler, halk edebiyatının en özgün örneği sayılır.

Eşsiz hazine değerindeki bu hikâyelerinde Dede Korkut'un bilge kişiliğini, Oğuzların iç savaşlarını, doğaüstü savaşları, aşk hikâyeleri, yiğitlikleri, aile bağlılıklarını, adalet anlayışı gibi çeşitli erdemleri görürüz.

Türk coğrafyasının en değerli hikâyelerini kapsayan Dede Korkut Hikâyeleri, sözlü geleneğin bütün güzelliklerinin içerdiği gibi edebi geleneğin de estetik imkânlarını yansıttı.

DEDE KORKUT KİMDİR?

Korkut Ata'dan bahsedilen en eski tarihî kaynak İlhanlı veziri Reşidüddin'in Câmiü't tevârih'idir. Tabip Reşidüddin'in 1305 yılında bir heyetle yazdığı bu ünlü kitapta dört Oğuz hükümdarının çağdaşı olarak Korkut'tan bahsedilir. Bu esere göre Korkut, Bayat boyundan Kara Hoca'nın oğluydu ve 295 yıl yaşamıştı. Oğuz sülalesinin dokuzuncu hükümdarı İnal Sır Yavkuy zamanında ortaya çıktı, onuncu hükümdar Kayı İnal Han'ın ve ondan sonraki üç Oğuz hükümdarının müşavirliğini yaptı.

Dede Korkut'un hayatına dair kaynaklarda yeterli bilgilere rastlanmamakla beraber çeşitli rivayetler ileri sürülür. Fakat Dresden yazmasının girişindeki ifadeler çok değerlidir. Burada Dede Korkut için şöyle anlatılır: " Resul, selam üzerine olsun, zamanına yakın Bayat boyundan Korkut Ata derler bir ermiş ortaya çıktı. O kişi Oğuz'un bilge kişisiydi, ne derse olurdu, bilinmez âlemden türlü haberler söylerdi. Hak Teâla onun gönlüne ilham ederdi. Korkut Ata, Oğuz kavminin önüne çıkan zorluğu çözerdi. Korkut Ata'ya danışmadıkça her ne iş olsa yapmazlar, her ne işi buyursa kabul ederler, onun sözünü tutup o işi tamamlarlardı."

Dede Korkut, bozkır hayatının geleneklerini ve törelerini çok iyi bilen, kabilesini koruyan bir Oğuz büyüğüdür. Halkın atası, kabilenin reisi, bilgin, güçlü hak ozanı ve bilge olarak Dede Korkut'un tasviri kitabın başından sonuna kadar tekrarlanır. Hanlar güç durumlarda ona danışırlar; öğütler veren, yol gösteren, içinden çıkılmaz gibi görünen güçlükleri çözen hep odur. İyiliğin ve doğruluğun temsilcisi olarak her hikâyenin sonunda Dede Korkut, ibret dersi vererek kötülüğün anlamsızlığını ifade eder.

DEDE KORKUT'TAKİ HİKÂYELER

Dede Korkut Hikâyelerin çeşitli temalar üzeri düşünüş ve yaşayış biçimine göre şekillendi. Dede Korkut boyu ilk Müslüman Türk Oğuz boyundandır. Hatta onların yaşadıkları çağ Hz. Muhammed'in yaşadığı çağdır. Beylerden Büğdüz Emen Hz. Muhammed'i görüp onun sahabesi oldu. Dinde taassuba düşmeyen Oğuzlar yaptıklarını gönül hoşluğuyla yaptılar. Vatan için, namus için, anne-babayı korumak, kurtarmak için savaşmak, din için savaş olduğunu bilerek savaştılar. Hikâyelerin genel atmosferi bu savaşlar üzerine kuruludur. Dede Korkut'a göre kadınlar, toplumda saygın bir yere sahiptir. Namus kavramı çok önemlidir, uğruna can verilir. Asla yalan yoktur. Ahlaki değerler ön plandadır. Din nasihattir, ahlaklı yaşamaya çağrıdır. Dede Korkut Hikâyelerinde dile getirilen namus, aile, doğruluk da birer İslami unsurdur. On iki hikâyeden oluşan Dede Korkut Hikâyeleri şunlardır:

DİRSE HAN OĞLU BOĞAÇ HAN

Toy edilirken Karatağ'a oturtulan ve çocuğu olmayan Dirse Han'ın bir oğlu olur ve Bayındır Han'ın boğasını öldürdüğü için Dede Korkut tarafından "Boğaç Han" olarak adlandırılır, bey olur. Dirse Han'ın 40 yiğidi, oğlanı babasına kötüler. Babası avda oğlunu oklar. Annesinin sütü ve kır çiçeği oğlanın yarasına derman olur. Oğlan, kırk yiğit tarafından kaçırılan babasını kurtarır. Dirse Han oğluna taht verir.

SALUR KAZANIN EVİNİN YAĞMALANMASI

Salur Kazan, oğlu Uruz Han'ın uyarısına rağmen, Oğuz beyleriyle ava çıktığı sırada, evine üç yüz yiğidi ve Uruz'u bırakmasına rağmen düşman gelir. Eşini, gelinini ve oğlunu esir alır. Gördüğü rüya üzerine avdan dönen Salur Kazan, düşman ellerine gider. On bin koyununu düşmana vermeyen çoban da (o istemese de) kendisiyle gelir. Oğuz beyleriyle birlikte düşmanı yener ve yurtlarına dönerler.

KAM BÜRE BEG OĞLU BAMSİ BEYREK

Bayındır Han'ın Oğuzları topladığı sohbete tüm beylerin oğullarıyla gelmesi üzerine, Büre Bey üzülür. Oğuz beyleri, Büre Bey için bir oğul, Bican Bey'e de doğacak oğlana vermesi için bir kız dilerler. Doğan oğlan büyüdükten sonra kendisine hediye getiren bezirgânları kâfirlerden kurtarır ve "Bamsi Beyrek" adını alır. Banı Çiçekle evleneceği gece kâfirler düğünü basarak Bamsi'yi esir alır. Banı Çiçek'in abisi Deli Karçar'a Yalancı oğlu Yaltacık'ın kanlı bir gömlek getirip "Bamsi öldü." demesiyle Banı Çiçek Yaltacık'a verilir. Düğün gecesi esir bulunduğu kaleden, tekürün kızının yardımıyla kaçan Bamsi, yaşadığını Bani Çiçek'e bildirir. Sonra düğün yapılır.

KAZAN BEYİN OĞLU URUZ BEYİN TUTSAK OLMASI HİKÂYESİ

Kazan Bey, oğlunun henüz bir kan akıtıp, baş kesip isim sahibi olamayışına üzüldüğünü bildirir. Oğlu da babasından nasıl savaş edildiğini, kan döküldüğünü kendisine öğretmesini ister. Kazan Han bunun üzerine oğlunu ava çıkarır, bu sırada düşman gelir ve Kazan Han savaşmaya başlar. Oğluna sadece izlemesini söylemesine rağmen oğlan babasına fark ettirmeden savaşır. Babası, oğlunu bulamaz; evde de göremeyince düşmanla savaşılan yere gelir. Oğlunun kılıcını görünce onun esir düştüğünü anlar. Düşmanla tek başına savaşa giden Kazan Bey, yenilir. Bunun üzerine Hatun kırk kızla ve diğer Oğuz beyleriyle kâfirleri yener. Oğuzlar yurtlarına dönerler. Kazılık Koca yararlı ihtiyarlarla birlikte Karadeniz kenarındaki bir kaleye gider. Kalenin Tekfuru Kazılık Koca'yı aklar ve esir alır. 16 yıl esir kalan Kazılık Koca'nın 16 yaşına gelmiş olan oğlu Bayındır Han'a giderek babasını kurtarmaya gideceğini söyler. Yanına 24 sancak beyini de alır. Yola çıkmadan gördüğü rüyada Dede Korkut'tan öğütler alan Yiğenek, Allah'a sığınıp dualar ederek tekfuru yener. Babasını kurtarır.

BASAT'IN TEPEGÖZÜ ÖLDÜRMESİ HİKÂYESİ

Basat, Uruz Bey'in Oğuzların göçü sırasında düşürülüp bir aslan tarafından büyütülen oğludur. Uruz'un çobanı Oğuzlar'ın yaylaya göç ettikleri sırada bir peri kızıyla çiftleşir. Peri kızı, bunun acısını Tepegöz'ü (çobandan olan çocuğu) Oğuzlar'ın içine salarak çıkarır. Tepegöz, çocukların kulaklarını, burunlarını yer; adamları yiyerek öldürür. Basat'ın kardeşi Kıyan Selçuk da Tepegöz yüzünden ölmüştür. Basat gider ve kardeşi uğruna Tepegöz ile savaşır. Önce gözünü yok eder; sonra da öldürür.

BEGİL OĞLU EMREN'İN HİKÂYESİ

Bayındır Han, Gürcistan'dan haraç olarak bir kılıç, bir çomak, bir at geldiğini görünce kızar. Bunları yiğitlere, boylara veremeyeceğini söyler. Dede Korkut, bu üç haracın da bir yiğide verilmesi yönünde akıl verir. Begil Yiğit, bunları kabul eder. Haraçları alan Begil Yiğit, Gürcistan sınırına yerleşir. Oğuz'a geldiğinde Kazan Bey'in Begil Yiğit'e avda hünerli olduğunu; ancak bu hünerin ata bağlı olduğunu söylemesi üzerine darılır. Oğuzlara başkaldırışından onu ancak karısı döndürür ve ava çıkmasını söyler. Av sırasında sağ uyluğunu kıran Begil, bunu bir süre saklar. Açıklaması üzerine Tekfur bunu duyar ve Oğuz üstüne yürür. Begil oğlu Emren direnir. Allah ona kırk er gücü verir, böylece kâfirler yenilir.

UŞUN KOCA OĞLU SEĞREK HİKÂYESİ

Uşun Koca adında birinin Eğrek ve Seğrek adında iki oğlu vardır. Eğrek, bir gün beyleri çiğneyip Kazan Bey'in karşısına gelir, oturur. Ters Uzamış adında bir bey ona baş kesmediğini, kan dökmediğini, aç doyurmadığını, burada ne aradığını sorar. Eğrek, baş kesmenin, kan dökmenin hüner olduğunu öğrenince Kazan Han'dan akın diler. Kazan Han, kabul eder; üç yüzer verip gönderir. Bu akın sırasında esir düşer. Kardeşi Seğrek, onu kurtarmaya gider. Kâfirler, Eğrek kardeşini tanımadığı için bir tuzak kurmak isterler. Seğrek'in bir deli olduğunu, yoldan geçenlerin ekmeğine el uzattığını, bunun üstüne yürürse onu serbest bırakacaklarını söylerler. Eğrek gidince bu kişinin kardeşi olduğunu öğrenir. Kâfirleri yenerler. Yurtlarına dönerler.

SALUR KAZANIN TUTSAK OLUP OĞLU URUZUN ÇIKARDIĞI HİKÂYESİ

Tarabuzan tekfuru Salur Kazana bir şahin gönderir. Salur Kazan şahinci başına haber vererek ava çıkacağını söyler. Av sırasında şahin, Taman'ın Kalesine iner. Şahinin arkasından gittiği sırada Salur Kazanın uykusu gelir, 7 gün uyur. Taman, Salur Kazan'ın Oğuz beyi olduğunu öğrenince onu esir alır. Taman'ın eşinin isteği üzerine esir edildiği kuyudan çıkarılan Salur Kazan'dan kâfirleri övmesi istenir, ama o övmez. Kardeşi ve oğlu olduğu için de öldürülemez. Oğlu Uruz, Salur Kazan'ı kurtarmaya gelir. Kazan ile oğlu savaştırılır ve Uruz babasını yaralar. Tam bu sırada Kazan Bey Uruz'a babası olduğunu açıklar. Uruz, babasının elini öper, yurtlarına dönerler.

İÇ OĞUZ DIŞ OĞUZ ASİ OLUP BEYREK'İN ÖLDÜĞÜ HİKÂYESİ

Kazan 3 yılda bir İç ve Dış Oğuz beylerini toplar, helalini alır, nesi var nesi yoksa yağmalatırdı. Yine Kazan'ın evini yağmalattığı bir zaman Dış Oğuz beyleri gelmez, İç Oğuz beyleri yağma eder. Bunun üzerine Dış Oğuz beyleri Kazan'a düşman olur. Kılbaş adında bir bey Dış Oğuz beylerinden Aruz'un evine gider ve Dış Oğuz beylerinin Kazan Han'a kin beslediğini öğrenir. Kıbaş gittikten sonra Dış Oğuz beyleri yemin eder, Beyrek'in bu yemine katılmasını yoksa öldürüleceğini söylerler. Beyrek, kabul etmez, ancak Dış Oğuz beyleri de Beyrek'e kıyamaz. Aruz Bey, Beyrek'in sağ uyluğunu keser. Beyrek öleceğini anlayınca Kazan Han'a kanını yerde bırakmamasını vasiyet eder. Kazan Bey bunun üzerine İç Oğuz beylerini toplayarak Aruz'un evini yağmalar, kendisini öldürür. Kazan, Dış Oğuz beylerini affeder.

DEDE KORKUT DUASI

Allah'ın verdiği umudun kesilmesin

Sonunda, arı imandan ayırmasın

Ak alnında beş kelime dua kıldık, kabul olsun,

Derlesin toplasın,

Günahımızı, adı güzel Muhammed'e bağışlasın

Han'ım, hey!

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN