Türkiye'nin Oscar için "Yabancı Dilde En İyi Film" kategorisinde aday adayı gösterdiği "Ayla" filmi ile hikâyesi beyaz perdeye aktarılan Koreli Kim gibi savaş mağduru çocukların, yaklaşık bir buçuk milyonu ülkemizde yaşıyor.

Yayınlanma Tarihi: Kasım 19, 2017 00:00 Güncelleme Tarihi: Kasım 19, 2017 16:38

Türkiye'nin Oscar için "Yabancı Dilde En İyi Film" kategorisinde aday adayı gösterdiği "Ayla" filmi ile hikâyesi beyaz perdeye aktarılan Koreli Kim gibi savaş mağduru çocukların, yaklaşık bir buçuk milyonu ülkemizde yaşıyor.

’Dünyada 28 milyon Ayla var’

1950'de başlayan Kore Savaşı'na katılan Türk tugayındaki Astsubay Süleyman Dilbirliği'nin, anne ve babası öldürülmüş Koreli bir kız çocuğuna, savaş süresince kendi çocuğu gibi bakmasının anlatıldığı Ayla filminin gösterimi sürüyor.

Filme konu olan ve savaşta Türk askerlerinin bularak Ayla ismini verdiği Koreli Eunja Kim, yaptığı açıklamada, çok küçük yaşlarda manevi babası Süleyman Astsubay'dan ayrıldıktan sonra ömrünü hep onu özleyerek geçirdiğini söyledi.

ONU BULMAM İMKÂNSIZDI

Süleyman Astsubay ile uzun yılların ardından tekrar buluştuğunu anlatan Eunja Kim, "Ondan ayrı yılların ardından tekrar görüştüğümüzde çok yeni duygular yaşadım ve çok mutlu oldum. Harika duygular yaşadım. 2010 yılında kavuştuk ve ondan sonra iki üç defa daha buluştuk, buluşmadığımız yıllarda ise birbirimize mektuplar yazdık." dedi.

Hayatının her anında manevi babasını bulmak istediğini anlatan Eunja Kim, "Çok özlemiştim ama ismini de yüzünü de hatırlayamıyordum. Bildiğim tek şey Süleyman babamın Türk olduğuydu. Onunla ilgili bilgi olmadan, onu bulmam imkansızdı." diye konuştu.

Kore Savaşı döneminde Dilbirliği ile birkaç yıl yaşadıktan sonra ayrıldıklarını ve Kore'deki Ankara okuluna yerleştirildiğini, reşit olana kadar o okulda okuduğunu aktaran Koreli Kim, "Babamı bulduktan sonra çok yeni duygular yaşadım. Ayla filminin bu kadar sevilmesi ve ilgi görmesi kalbimi sevinçle dolduruyor." ifadelerini kullandı.

Süleyman Dilbirliği'nin rahatsızlığından dolayı hastaneye kaldırıldığını ve buna çok üzüldüğünü ifade eden Kim, "Keşke bu röportajları onunla birlikte yapabilseydik, seyirci karşısına onunla birlikte çıkabilseydik. Yaşlı ve rahatsız olduğu için bu mümkün değil. İyileşmesi için dua ediyorum. Umarım iyileşir." dedi.

"AYLA FİLMİNİ ÇEKMEK ÇOK EĞLENCELİYDİ"

Filmde Ayla karakterini canlandıran Koreli çocuk oyuncu Kim Seol ise Türkiye'yi çok sevdiğini ve beş altı kez ailesiyle Türkiye'ye geldiğini söyledi.

"Ayla"nın ilk filmi olmadığını, üç yaşındayken Kore yapımı bir filmde ve "Cevap Ver" isimli bir dizide oynadığını belirten Seol, "Ayla filmini çekmek çok eğlenceliydi. Savaş sahnelerinden hiç korkmadım. Çekimlerde çok eğlendim." diye konuştu.

Seol, filmde babasını canlandıran İsmail Hacıoğlu'nu çok sevdiğini ve onunla film sırasında çok eğlendiğini belirterek, ilgi için Türkçe "Teşekkür ederim" ifadesini kullandı.

"FİLMİN GİŞE BAŞARISININ DAHA İYİ OLACAĞINA İNANIYORUZ"

Filmde Süleyman Astsubay'ı canlandıran İsmail Hacıoğlu da film adına her şeyin çok güzel başladığını dile getirerek, "İyi bir film yapalım diye yola çıktık ekibimizle beraber. İşin buraya geleceğini en başından kestiremiyordum." dedi.

Hacıoğlu, filmin 3 haftadır vizyonda olduğunu ve oldukça iyi bir gişe başarısı elde ettiğini ama daha iyi olacağını umduklarını kaydetti.

'DÜNYADA 28 MİLYON AYLA VAR'

Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Genel Başkanı Yıldırım, "Çocuk hakları, savaş, istismar ve işkence gibi durumlarla yok sayılıyor. 'Ayla' gibi, 28 milyon çocuk savaş mağduru var ve bu çocukların yaklaşık 1 buçuk milyonu ülkemizde yaşıyor." dedi.

Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Genel Başkanı Uğur Yıldırım, "20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü" nedeniyle yaptığı açıklamada, "28 yıldır kutlanmasına ve bir sözleşmeyle korunma altında bulunmasına rağmen ne yazık ki çocuk hakları, savaş, istismar ve işkence gibi durumlarla yok sayılıyor. Son günlerde sinemalarda pek çok kişinin duygusal anlar yaşamasına neden olan Ayla gibi, 28 milyon çocuk savaş mağduru var ve bu çocukların yaklaşık 1 buçuk milyonu ülkemizde yaşıyor." dedi.

Türkiye'nin Oscar adayı "Ayla" filmi konusuyla, savaş mağduru çocuklara bir kez daha dikkat çekildi. Devam eden savaşların ve iç çatışmaların yaşandığı ülkelerde, bu durumdan en çok savunmasız durumda bulunan çocuklar etkileniyor.

Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Uğur Yıldırım yaptığı açıklamada, 20 Kasım'ın, 1989 yılından bu yana Birleşmiş Milletler tarafından dünya genelinde çocukların karşı karşıya kaldıkları hak ihlallerini gündeme taşımak amacıyla "Dünya Çocuk Hakları Günü" olarak kutlandığını belirtti.

Özellikle savaş ve yoksulluğun hüküm sürdüğü coğrafyalarda yaşam mücadelesi veren çocukları korumak ve koşullarını iyileştirmek maksadıyla 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun "Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi"ni imzaladığını da aktaran Yıldırım, "28 yıldır kutlanmasına ve bir sözleşmeyle korunma altında bulunmasına rağmen ne yazık ki çocuk hakları, savaş, istismar ve işkence gibi durumlarla yok sayılıyor. Son günlerde sinemalarda pek çok kişinin duygusal anlar yaşamasına neden olan Ayla gibi, 28 milyon çocuk savaş mağduru var ve bu çocukların yaklaşık 1 buçuk milyonu ülkemizde yaşıyor." ifadelerini kullandı.

"30-35 MİLYON MÜLTECİ ÇOCUK VAR"

Yıldırım, dünya genelinde sürüp giden savaşlar nedeniyle çocukların hayatlarını kaybettiğini, sakat kaldığını ya da ailelerini kaybettiklerini kaydetti.

Daha iyi bir hayat için bombalardan kaçan çocukların bu sefer de denizlerde boğulduğuna dikkat çeken Yıldırım, şöyle devam etti:

"Bombalardan kaçarken denizlerde boğulup cesetleri kıyıya vuran çocukları tüm dünya gördü. Aylarca sadece medyada yazılıp, çizildi. Fakat bu çocukları korumak için tek bir somut adım dahi atılmadı. Dünya genelinde 65 milyon mülteci var ve bunların yarısı, yani 30-35 milyonunun çocuk olduğu tahmin ediliyor. Çocuklar hepimizin geleceğidir ve her çocuk sağlıklı, huzurlu, mutlu bir aile ortamında büyüme hakkına sahiptir. 20 Kasım gibi özellikle çocukların haklarının korunmasına yönelik anlaşmanın imzalandığı bir güne rağmen, şu an özellikle Orta Doğu ve Afrika'da çocuklar, doğuştan gelen haklarına dahi sahip olamıyorlar. Mülteci durumuna düşüp, oraya buraya savrulup giden çocuklar yaşadıklarını dahi anlayamıyorlar. Hatta bu masum yavrular, tüm bu olumsuzlukların üzerine, zaman zaman ellerine silah tutuşturulup savaşmaya da zorlanıyorlar."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
>