Arama

Zekeriya Erdim
Mart 14, 2021
Çanakkale yemi ile piyango balığı
Sesli dinlemek için tıklayınız.

Eskiden beri, devlet eliyle kumar organizesi yapılması; kanımıza da dinimize de dokunuyordu. Gönlümüze gölge düşürüyor; dilimiz, derunumuzun dışavurumu olup yakınıyordu.

Yıllar önce, Milli Eğitim Bakanlığı'nın bir eşya piyangosuna alet edilmesine; tek başımıza tepki göstermiştik. Gönderilen biletleri iade edip; "biz bu ayıba ve günaha ortak olamayız" demiştik.

Milli Piyango lisansı; 2017'de, 49 yıllığına, Türkiye Varlık Fonu'na devredildi. Böylece, ilk defa gayrimüslim azınlıklar tarafından ülkemize sokulan "toplu kumar" organize etme hakkı; "milli varlık" haline getirildi.

22 Aralık 2018 tarihinde yayınlanan yazımızda, yılbaşı çekilişine atıfta bulunarak; "Piyango gerçekten milli mi?" sorusunu sormuştuk. Toplumun büyük bir kesiminin duygularını, düşüncelerini, hassasiyetlerini dile getirerek; kendi çapımızda uyarıcı olmuştuk.

2019 yılında, Türkiye Varlık Fonu tarafından gerçekleştirilen ihale sonucu; Milli Piyango İdaresi'nin işletme hakkı özelleştirildi. Toplam 10 yıllığına; Demirören Grup ile İtalyan ortağına verildi.

İyi mi oldu, kötü mü oldu diye düşünürken; yüreğimize yeni bir zehir aktı. Parayı en büyük kutsallardan biri haline getiren Batı kültür ve medeniyetinin ana felsefesine uygun olarak; milli ve dini değerlerimizin ayıplara, günahlara alet edildiği vahameti ortaya çıktı.

Kurumun yeni patronu; 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümü münasebetiyle, "özel çekiliş" organize etmiş. Köpürterek yapılan reklam kampanyasından anlaşıldığına göre; Youtube kanalından canlı yayınlanacak, büyük ikramiyeyi kazanan "şanslı" kişiye 20 milyon Türk Lirası verilecekmiş.

Şimdi; kahrımızdan çatlayıp ölelim mi, öfkemizden çıldırıp öldürelim mi? Başımızı kuma mı gömelim; terk-i diyar edip gidelim mi?

Bıyığı yeni terlemiş kınalı kuzular, korsan balıkçıların oltalarına yem olmak için mi öldüler? Şehitlerimiz ticari meta haline getirilsinler diye mi anneler-babalar oğulsuz, kadınlar-gelinler kocasız, çocuklar-gençler babasız kaldılar?

Bu soruların cevabını merak edenler; Milli Mücadele yıllarının edibi ve hatibi, İstiklal Marşımızın milli şairi Mehmet Akif Ersoy'un "Çanakkale Şehitlerine" adlı şiirini okusunlar. Şehitliği gezsinler; kanlarıyla yoğurdukları, canlarıyla korudukları vatan toprağının her karışına dokunsunlar.

Dinimizin temeli olan "ezanlar dinmesin", istiklalimizin sembolü olan "bayraklar inmesin", yurdumuza ve yuvamıza "namahrem eli değmesin" diye verilen şanlı mücadelenin destanını hatırlayıp; en azından saygı duysunlar, hayâ etsinler. Müslüman mahallesinde salyangoz satma, paha biçilmez bir tarihi paraya tahvil etme utanmazlığından vazgeçip; milletten özür dileme erdemini göstersinler.

Küresel güç odaklarının zulüm düzenine savaş açan, meşruiyetin kaynağı olarak milletini ve onun kadim değerlerini seçen bir siyasal irade döneminde böyle şeyler oluyorsa; yapılacak çok işimiz, kotaracak çok aşımız var demektir. Önü alınmaz, yolu kesilmezse; arkasından daha vahim hatalar gelecektir.

İlk adım olarak, bu özel çekiliş kesinlikle iptal edilmelidir. Şehitlerin alnına, şehitliğin anlamına sürülen "kara leke" acilen silinmelidir.

İkinci olarak; kumar ve benzeri ayıplı-günahlı işlerin isminden, şu "milli" sıfatı çıkarılsın. Mümkünse, tamamen engellensin; değilse, isteklilerinin erişebilecekleri sınırlar içinde kalması sağlansın.

Böyle anma ve kutlama günlerinde; yapacaklarsa, toplumsal hafızayı tazelemeye yönelik faaliyetler yapsınlar. Gönül toprağımıza; zehirli otların değil, bereketli buğdayların tohumlarını atsınlar.

Lamı, cimi yok; piyango ve benzeri şans oyunlarının tamamı kumardır. Haram ve günah oldukları hakkında; Kitap'ta ve Sünnette açık deliller vardır.

Diyanet İşleri Başkanlığı da bunu defalarca teyit etmiştir. Söz konusu organizelerin "kumar" olduğunu, kumarın da "haram" olduğunu yazılı ve sözlü olarak belirtmiştir.

İnanmayanlara, itibar etmeyenlere bir şey demeyiz. Ancak, bizim kutsal değerlerimizi istismar etmelerine de müsamaha gösteremeyiz.

Daha güçsüz ve imkânsız olduğumuz günlerde bile; dinimiz, devletimiz, vatanımız, milletimiz için canla, başla mücadele ettik. Gerekirse, yedi gün yirmi dört saat kesintisiz nöbet tuttuk.

Yumuşak başlı isek, kim demiş uysal koyunuz. Kesilir belki, lakin çekmeye asla gelmez boynumuz.

Gaflete düşmesinler; şeytana uyup, yollarını şaşırmasınlar. Sınırlarımızı zorlamasınlar; sabır taşımızı çatlatıp, bardağımızı taşırmasınlar.

Kültür ve medeniyet geleneğimize göre; müdahaleyi, önce devletimizden bekleriz. Olmazsa, tıpkı 15 Temmuz'da olduğu gibi paçalarımızı sıvayıp, iman dolu serhaddimizle sahaya ineriz.

Ayrıca; bu sosyal sabotajların, muhtemel siyasal sonuçları da olur. Körün attığı taş, gelip kelin başına vurur.

Milli İrade Platformu, yeni bir birim kurmuş. Milli ve manevi değerlerimize sahip çıkma hassasiyetinin adı; kibarca, "Lütfen Platformu" olmuş.

Katkı ve katılım niyetimizin, gayretimizin ilk işareti olarak; buradan sesleniyoruz. İlgilileri, yetkilileri ikaz edip; "lütfen bu yanlışı düzeltin" diyoruz.

Zekeriya Erdim

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN