Arama

Prof. Dr. Atilla Arkan
Ekim 9, 2018
Türk yükseköğretimindeboş kontenjan olgusu” ve çözüm için perspektifler

Türk Yükseköğretiminde boş kontenjan konusu giderek büyüyen bir sorundur ve bu sorunun farklı perspektiflerden analiz edilmesi ve çözüm önerileri geliştirilmesi önemlidir. Çünkü boş kontenjan meselesi, yükseköğretimde kalite, planlama ve koordine sorunlarına işaret etmekte ve üniversitelerin önündeki yığılmanın her sene katlanarak artmasına neden olmaktadır. Ayrıca, devletin mali kaynaklarının etkili ve verimli kullanılamamasına sebep olmaktadır. Bu ise yeni, mutlu ve müreffeh Türkiye için gerekli olan nitelikli insan kaynağının yurt dışına gitmesi sonucunu doğurmaktadır. Üniversite, fakülte ve bölüm programlarının mesleklerin değişim hızına uygun reform yapamadıklarını göstermesi bakımından da konu önemlidir. Cumhurbaşkanının yükseköğretim için işaret ettiği hedeflere ulaşılabilmesi için "boş kontenjan" konusu üzerine çok yönlü analizler yapılması ve çözüm için yol haritası çıkarılması gereklidir.

Üniversite, fakülte ve bölüm bazlı analizler boş kontenjan olgusunun farklı yönlerine ve muhtemel çözümlere ışık tutabilir. Bu sorunun ülkenin ekosistemiyle ilgili kısımları olmakla beraber, yerelde asıl muhatapları rektörler, dekanlar ve bölüm başkanları olmalıdır. Program ve bölüm bazlı alınan veya alınmayan karar ve tedbirlerin etkileri mukayeseli analizlerle değerlendirilebilir. Mesela, bölüm bazlı değerlendirmelerle "en fazla boş kalan kontenjan hangi bölümlerdedir? İstisna olan üniversiteler var mıdır?" gibi sorulara cevap aranabilir.

Boş kontenjan meselesi şehir bazlı analizlere tabi tutulduğunda; üniversitenin ekosistemini, üniversitenin hedeflerinin gerçekçi olup olmadığını, üniversitenin şehirleşme bütünleşme trendlerini ve üniversite yönetiminin performansını aydınlatıp alınabilecek tedbirleri gösterecektir. Şehrin insan kaynağı, ekonomisi, sanayisi, coğrafyası, tarımsal ürünleri, turizmi, sağlık yatırımları ve bilgi teknolojisi üretme kapasitesi üniversitenin nerelere odaklanması gerektiğini ortaya koyar. Üniversitenin bulunduğu şehrin gerçeklerine uygun üniversite tasarımı boş kontenjan konusunun çözümüne katkı sağlar. Türkiye'nin nüfus bakımından küçük illerinde kurulan üniversiteler "şehir üniversitesi" olabilirler. Fakültelerin, bölümlerin açılması, öğrenci kontenjanlarının belirlenmesi, üniversite hedeflerinin belirlenmesi bu temel gerçeğe göre yapılmak durumundadır. Mesela, kontenjanların bölge nüfus projeksiyon analizi ile yapılması sonuç getirir. Her bir üniversitenin öğrencilerinin geldikleri şehirlere göre analizi yapıldığında bu durum kendisini açıkça gösterir. Şehrin değerlerinin ülke ve dünya düzeyinde tanıtılması ve "marka" oluşturma süreci şehrin tüm yöneticilerinin katkısıyla olabilir. Fakat bunun gerçekleştirilmesi için şehir özellikleri ile üniversite boş kontenjanları arasındaki ilişkinin iyi anlaşılması gerekir.

Türk yükseköğretiminde farklı eğitim modelleri uygulayan üniversitelerin boş kontenjan konusu bakımından mukayese edilmesi meselenin anlaşılmasına ve çözüm önerilerine katkı sağlar. Uygulamalı eğitim yapan, üniversite-sanayi işbirliğini eğitime katan, yan dal ve ÇAP imkanlarını güçlendiren, yatay ve dikey geçişleri kolaylaştırarak esnek eğitim programı uygulayan; etkili mezun sistemi uygulayan, öğrenci kulüplerini çok etkin hayata geçiren; girişimciliği aktif uygulamalarla destekleyen üniversiteler ile klasik eğitim yapan üniversiteler boş kontenjan açısından kıyaslanabilir. Böylece eğitimde farklı uygulamaların boş kontenjan konusuna etkisi ortaya çıkarılmış olur.

Lise türlerinin yerleşme trendlerinin analizi ile de gençlerin beceri kazanımlarını bilerek ve beklenti ve taleplerini anlayarak tercih yapmaları ile boş kontenjanlar arasındaki diğer bir boyut açıklığa kavuşturabilir. Göreli olarak yüksek puan almasına rağmen veya tercih edebileceği oldukça fazla seçenek bulunmasına rağmen tercih yapmayan fen, sosyal, proje imam hatip ve Anadolu lisesi öğrencilerinin eğilimlerini anlamak planlama zaaflarını gidermek bakımından ve lisede etkili bir mesleğe yönlendirme çalışmasının imkanlarını göstermesi bakımından önemlidir.

Diğer bir önemli analiz perspektifi şudur: Yükseköğretime yerleştirme sisteminin avantaj ve dezavantajları boş kontenjanlara nasıl bir etkide bulunmaktadır? Lise türlerine uygun yerleştirme sistemlerinin geliştirilmesi soruna nasıl bir olumlu katkı sağlar? Diğer bir ifadeyle orta öğretim ile yükseköğretim arasında beceri ve bilgi uyumu sağlanabilir. Mesela, meslek becerileri üzerinden eğitilen bir çocuğun akademik başarı üzerinden yükseköğretime yerleştirilmesi "boş kontenjanları" doğuran önemli sorunlardan bir tanesidir veya akademik eğitim alan bir öğrencinin "meslek becerileri" isteyen bir programa hiçbir intibak süreci olmadan alınması da uyum sorunu oluşturur. Bunun sonucu ise "pasif öğrenci sorununu" doğurmaktadır. Pasif öğrenci üniversiteye kayıtlı olmasına rağmen kaydını yenilemeyen öğrencilerdir. Artan "pasif öğrenci sayısı" da artık yükseköğretimde çözülmesi gerekmektedir. Özellikle bazı meslek yüksekokullarında toplam kayıtlı öğrencilerin % 50'sine ulaşılabilmektedir. Boş kontenjan konusu bağlamında konu sadece yeni kayıt yaptıran öğrenci olmayıp aynı zamanda "pasif öğrencinin" yükseköğretim sistemi içerisindeki sayısı da önemli bir sorundur. Pasif öğrencilerin tespit edilip bir yol haritasının çıkarılması kurumların işgücü israfını ve öğretim üyelerinin üstündeki gereksiz sayısal şişkinliği azaltabilir. Ayrıca planlama hususunda daha gerçekçi bir zemin sunabilir.

Yükseköğretimde boş kontenjan sorunu sadece Türkiye'ye has değildir. Dünyada da hızlı değişimden dolayı meslek alanlarında yaşanan dönüşümleri yönetemeyen üniversitelerde boş kontenjan olgusu ortaya çıkmaktadır. Dünya üniversitelerindeki durumun analiz edilmesi ve buna dair uygulanan politikaların incelenmesi öğretici olabilir. Diğer bir ifadeyle; "Diğer ülkelerde sorun nasıl ortaya çıkmaktadır? Ülkelerin aldıkları tedbir ve politikalar nelerdir? Ne kadarı başarılı olmaktadır? Hangi çözüm önerileri Türkiye'nin hangi üniversitesinde başarılı olabilir?" gibi sorulara cevap aranarak yerel çözüm önerileri geliştirilebilir.

Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'nın boş kontenjan konusunda hayati bir rolü vardır. Kontenjan konusunda yukarıda sayılan analizleri yapma, planlama, koordine etme, denetleme ve iyi uygulamaları diğer üniversitelere aktarma hususunda birincil yetkili kurum YÖK'tür. Bu noktada boş kontenjan meselesinin yol haritasının çıkartılıp çözülmesi önceliklidir. Boş kontenjan sayıları ve 5 yıllık trend bunu vurgulamaktadır. "Pasif öğrenci sayısı" da "boş kontenjana" benzer büyük bir sorundur. Bu iki sorun sosyal ve siyasal maliyetler üretebilme noktasına yaklaşmıştır.

Prof. Dr. Atilla Arkan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN