Arama

Mustafa Özcan
Ocak 19, 2024
Ortak düşman Sünni eksen
Sesli dinlemek için tıklayınız.

Derin ortaklık: Bazen İran ile Batı arasında düşmanlık gösterileri yaşanıyor ve bu tablolar insanların zihinlerinin berraklaşmasına imkan vermiyor. Elbette Batı ile İran ilişkileri çelişkilerden hali değil. Bununla birlikte son kertede düşmanlar ortak. Onların nazarında ve uygulamasında düşman cephe veya eksen Sünni eksendir. Elbette İran ya da Şiilik ile Batı arasında dini bir etkilenme olsa da beraberlik yok. Lakin İran'ın Sünni dünyaya karşı dikotomik (zıtlaştırıcı etki) yapısı ortaklığın zeminini oluşturuyor. Ortaklığın sermayesi, Şiiliğin tarihte biriktirdiği kinine dayanmaktadır. Şiiler İslam'ın ana damarı Sünnilere karşı biriktirdikleri tarihi kinlerini Batı'nın hizmetine sokuyor ve seferber ediyor. Ortaklık dini değil ama dinin kullanımı üzerinden şekilleniyor. Stratejik bir mahiyet arz ediyor. Amaç, İslam dünyasının ana omurgası ve yıldızı olan Türkleri ve Sünnileri durdurmak ve potansiyel güçlerinin parlamasını ve inkişafını gölge etmektir. Bu beraberliğin sırrını Churchill'in bir sözü tamamlıyor: Ne olursa olsun Araplarla Türkleri bir araya getirmeyin. Çünkü bizim çıkarlarımız bunların bir araya gelmemesindedir. Bunun yerine İran ile Batı fiili olarak bir arayla geliyor. Irak, Afganistan bunun canlı örnekler arasında bulunuyor.

Bir süre önce Latin Amerika turuna çıkan İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, ziyaretinin ilk durağı olan Venezuela'da Tahran ile Karakas'ın "ortak düşmanlara sahip dostlar" olduğunu söyledi. Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ile birlikte basına açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı, "Ortak çıkarlarımız, ortak vizyonlarımız ve ortak düşmanlarımız var" ifadesini kullandı. ABD'yi kastettiği malum. "İran yeni dünyanın en önemli yükselen güçlerinden biri olarak başrol oynuyor" diyen Maduro ise "Birlikte yenilmez olacağız" dileğinde bulundu.

Buradan ötesini, tarihi ve ebedi düşmanları da Reisi'nin eşi dile getiriyor. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin eşi Cemile Alamolhoda, Venezuella'da verdiği bir röportajda oldukça ilginç açıklamalarda bulundu. Cemile Alamolhoda, "Türkler ve Moğollar İran'ın ezeli ve ebedi düşmanlarıdır. Bu ülkeler tarihte İran'a saldırı yapmışlardır" diye konuştu. Konuşmasının bir başka versiyonunda ise şöyle söylediği ileri sürülüyor: "Amerikalıların beyhude çabalarına gülüyoruz. Biz 15 bin yıllık bir medeniyetiz, Araplar ve Moğollarla bile savaştık ve ayakta kaldık…" Demek ki Moğolları bir tarafa bırakacak olursak hala aktif birer aktör olan Araplar ile Türklerin İran'ın tarihi ve kalıcı düşmanları olduğunu vurgulamaktadır. Moğol faktörüne gelince… Tusi'den beri Sünni dünyaya karşı Moğollarla dostturlar. Araplar ve Türklerin ortak yönleri ise başta Sünni olmaları ikinci olarak da tarihte İran faktörünü saf dışı bırakmalarıdır. Bu nedenle de İran Batı ile görünmez şekilde ortaktır. İkisi muvazaa hattındadır.

Cemile Alamolhoda'nın söylemek istediğini 2003 Irak işgalinden sonra bu ülkeye genel vali olarak atanan Paul Bremer, el Cezire Kanalına ifşa etmiştir. Konuşmasının en can alıcı noktası şudur: Irak'taki bin yıllık Sünni iktidarını devirmeye, yıkmaya geldik. Saddam'ın devrilmesiyle birlikte tarihte Irak üzerine çöreklenmiş, kökleşmiş Sünni tasallutunu bertaraf ettik. Sünni tasallutu Abbasiler ile birlikte başlamış ve Türklerle devam etmiş ve nihayetinde İngilizler-Haşimi ortaklığı ve sonrasında da Haşimilerle sürecini tamamlamıştır. (https://www.facebook.com/ watch/?v=628842111967266 ) Burada zımni olarak 1055 yılına ve Tuğrul Beyin Büveyhi Hanedanlığını bertaraf etmesine atıf vardır. Türk idaresi Irak'ta böyle teşekkül etmiş ve mütemadiyen Osmanlılarla yoluna devam etmiştir. Peki, bu değişimi ya da yıkımı hangi iş birlikçi ve muvazaacı ortakla yaptılar? ABD ile Rusya yedeğinde elbette İran ile birlikte. Paul Bremer Sünnilerin Irak'ta azınlık olduklarını kabul ediyor da çoğunluk olduklar Suriye'de despot Esat rejimini devirmeyi niye aklına getirmiyor? Zira onlar sadece Irak'ta değil stratejik olarak bütün bölgede Sünni çoğunluğa karşılar. Esamisi okunmasın istiyorlar. Özellikle de İsrail sınırında olanlara. Sünni kalesi küçücük Gazze bile İsrail'e kök söktürmedi mi?

Bu süreçte İran'ın süngüsü tamamen düşmüştür. Ermeni asıllı olduğu bildirilen Haçlı kalıntısı Lavrov da 2012 yılının mart ayında yani Suriye intifadasının başlamasından bir yılı sonra ağzındaki baklayı çıkarmıştır. Suriye'de bir Sünni iktidara müsaade etmeyeceklerini söylemiştir. (https://elaph.com/Web/ NewsPapers/2012/3/725518.html/ https://archive.anbaaonline.com/?p=2425) Irak'ta Sünni iktidarı yıkıyorlar Suriye'de ise azınlık Nuseyri iktidarını pekiştiriyorlar! ABD gibi Rusya da; Biden gibi Putin de Mehdi meselesi ve hilafetin tesisi meselesine kurcalıyor ve buna kafa yoruyor. Lavrov da bir taşı çekersek yani Esat giderse bölgede domino etkisi yapar ve Sünni şahlanışı kimse durduramaz demiştir. Hafız Esat'ın, yerine kurguladığı büyük oğlu Basıl'ın bir trafik kazasında ansızın ölmesi üzerine Rusya Hafız Esat'a, yerine Beşşar Esat'ı hazırlamasını telkin etmiştir. Beşşar Esat'ın siyasi kirvesi Ruslardır. İran'ın kerameti bu projeye dayanak ve yakıt olmasındadır.

Küresel ortak düşmanın Sünni eksen olduğunu Maruni siyasetçilerden Nebil Halife de tespit etmiştir. Müdellel bir şekilde kaleme almış olduğu bir kitabında buna değinmiş ve küresel Sünni düşmanlığını afişe etmiştir. Yerelde bu proje azınlıklar ittifakına dayanmaktadır. Azınlıklar ittifakının orkestra şefi de İran'dır.

Bölgede en büyük ihanet Sünni eksene düşmanlık gütmektir. Bu Haçlı projesine ortak olmaktır.

Suriye rejimi ile Filistin halkını öldüren İsrail rejimi arasında hiçbir fark yoktur. Suriye rejimi nasıl azınlığa dayanıyorsa, çoğunluğu yönetime ortak etmiyorsa ortak bir devlet çatısına yanaşmayan İsrail de bu suretle Filistinlileri dışlamış oluyor. İran'ın edebiyatını yaptığı direniş ekseni ise hikayeden ibarettir. Bu azınlık ittifakı ya da geniş yelpazesiyle Şii eksen tarafından çoğunluğun hakkının gasp edilmesi için kurgulanmış bir perdeleme eylemi ve projesidir.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN