Arama

Mustafa Özcan
Haziran 24, 2022
Kuruyan nehirler ve kıyametin ayak sesleri

Kıyametin sosyal emareleri yani işaretleri ve alametleri olduğu gibi fiziki alametleri de var. Burada biraz fiziki alametlerin üzerinde duracağız. Bu da iklim değişikliklerine tekabül ediyor. 2021 ve 2022 kışını rahat geçirdik. Son yıllarda görmediğimiz kadar kar yağdı. Bu da yüreğimize su serpti kar serpti. Lakin altından yeniden yüzümüze sıcak dalgalar esmeye başladı. Anlamı, kara rağmen müzmin kuraklık devam ediyordu. Özellikle de kuraklık yaz mevsiminde iyiden iyiye kendini hissettirdi. Bu da korkularımızı yeniden uyandırdı.

Deccal ile diyalog

İslam'a girmeden önce Hıristiyan olan Filistin asıllı Temim ed Dari ve arkadaşları dalgalı bir deniz yolculuğundan sonra gemileriyle bir adaya demir atmak zorunda kalırlar. Orada tarifi ve tanımı olmayan kıllı bir yaratıkla karşılaşırlar. Bu kıssa hikaye gibi gelebilir ama Deccal'ın sorularından gerçek olduğu anlaşılıyor. Karşılaştıkları acube yaratık Cessase onları 'zaman bağıyla' bir sütuna bağlı Deccal'ın huzuruna çıkarır. Kayıtlarından ve zincirlerinden azade olmayı, boşalmayı sabırsızlıkla beklemektedir. Adeta Samiri gibidir. Onlara bazı sorular sorar. Önce Bisan hurmalıklarının akıbetini sorar. Hurmalığın hala meyve verip vermediğini merak eder. Onlar da meyve verdiğini söylerler. Deccal ise yakında Bisan hurmalıklarının meyveden kesileceğini yani kuruyacağını söyler. İkinci sorusu Taberiye veya Lut gölüyle ilgilidir. Deccal hala suyunun olup olmadığını sorar. Onlar bol suyunun olduğu yönünde karşılık verirler. Deccal yakında suyunun kuruyacağını ve kesileceğini söyler. Belki de bu Ye'cüc Me'cüc istilasından ve Taberiye gölünün suyunu içmelerinden sonra tahakkuk eder. Zira bu yönde de haberler vardır. Deccal üçüncü olarak da Ayn-u Züğar'dan sorar. Zuğar Kaynağı veya suyunun akıbetini merak etmektedir. Onlar da 'nesinden sorarsın?' dediklerinde suyunun hala akıp akmadığını kesilip kesilmediğini merak ettiğini ve civar bölgenin tarımlarında suyundan yararlanıp yararlanmadıklarını sorar. Temim ed Dari ve arkadaşları Zuğar Kaynağı'nın suyunun hala bol olduğunu ve civar bölgenin de tarımlarında suyundan yararlandıklarını haber verirler. Burada kıyamet alametleri olarak Deccal'ın ağzından dökülenler Bisan hurmalıklarının dışında hep su ile alakalıdır. Bisan hurmalıklarının meyve vermesi de sonuçta yine su ile alakalıdır. Demek ki kıyamet alametlerinin en önemli özelliklerinden birisi suların çekilmesi veya yer ve yatak değiştirmesidir. Nitekim başka bir hadiste yine kıyamet alametleri (küçük) arasında Fırat nehrinin çekilmesi de gösterilmektedir. Hadiste suyu çekilen nehrin altından hazinelerin çıkacağı ve bunu paylaşma konusunda anlaşamayan tarafların birbirleriyle vuruşacakları ve amansız bir savaşın patlak vereceği ifade edilmiştir. Yağma veya paylaşım savaşında herkesin bundan azami derecede zarar göreceği de beyan ediliyor. Gerçekten de fırat ile birleşme noktasına gelmeden Dicle Nehri çekilmeye ve kurumaya ya da suyu azalmaya başlamıştır. Bunun nedeni kuraklık veya dünyanın bazı bölgelerinde suyun çekilmesidir. Dicle nehrinin suyunun çekilmesi üzerine Irak'ın Duhok bölgesinde sarayla birlikte 3400 senelik bir şehir ortaya çıkmıştır.

Ortaya çıkarılan şehrin, Mitanni İmparatorluğu'nun kayıp Zahiko / Zakhiku kenti olduğu tahmin edilmektedir. Tarihi, MÖ 1400 yıllarına dayanan kent, Simele beldesi sınırları içerisinde Dicle Nehri kıyısında bulunuyor. Irak'ta yaşanan aşırı kuraklık yüzünden su seviyelerinin süratle düşmesi sebebiyle, bu yılın başlarında Musul Barajı'nın suları içinden ortaya çıktı. Bir saray, silo ve birkaç büyük bina barındıran geniş yerleşke, (yaklaşık MÖ 1550-1350 arası dönemde) Mitanni İmparatorluğu'nda önemli bir merkez olduğuna inanılan antik Zahiko / Zakhiku kenti olabilir. Dünyada iklim değişikliğinden en fazla etkilenen ülkelerin başında Irak geliyor. Ülkenin özellikle de güney kesimi aşırı kuraklıkla boğuşuyor. Bunun nedeni İran'ın su politikasıdır. Tarımsal ürünlerin kurumasını önlemek için aralık ayından bu yana Irak'ın en önemli su deposu olan Musul Barajı'ndan büyük miktarda su çekiliyor. Bu durum, onlarca yıl önce herhangi bir arkeolojik araştırma yürütülmeden su altında bırakılan bir Tunç Çağı kentinin tekrar gün yüzüne çıkmasına yardımcı oldu. Antik kent, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne bağlı Kemune sit alanında bulundu.

Hadiste Fırat Nehri'nin çekilmesi ve altından altın çıkacağı haber veriliyor. Irak'ta Dicle Nehri, Fırat'ın birleşen kollarından birisi sayılıyor. Irak gerçekten de yeni dönemde tam anlamıyla Kerbela haline gelmiş durumda. Bunda İran'ın payı büyük. İran nehirlerin yatağını değiştirerek Irak'a akan suların yönünü kesti.

Kendi kuraklığına çare için Irak'ı feda etti. Irak hükümeti Dicle ve Fırat sularıyla alakalı olarak Türkiye'nin de zaman zaman kesintiye gitmesinden şikayet etse de İran'ın yaptıklarıyla karşılaştırılamıyor. Buna rağmen Irak'ı baştan sona Kerbela'ya çeviren İran yönetimi adına Hasan Ruhani iktidarda iken tasarruflarına çeki düzen vermek yerine kolay yoldan Irak'ın su mahrumiyetiyle alakalı olarak Türkiye'yi suçlamıştır. İran yönetimi gelecekte 30 yıllık bir kuraklık döngüsüyle karşılaşacaklarını öngörüyor. Bu birçok nehrin kuruması anlamına da geliyor. Tabir caizse İsfehan'a can veren Zayende Nehri kurumuş ve şehir halkı bunun üzerine yöneticilere isyan bayrağı çekmiştir.

Burada su kaynakları rejim tarafından hor kullanıldığı gibi aynı zamanda semavi-arzi bir afet olarak kuraklık da baskın çıkmıştır. Afrika Boynuzu, Hindistan ve İran gibi ülkeler kuraklık afetiyle pençeleşiyor, boğuşuyor. Bu en azından dünyanın üçte birinin-belki daha fazlasının- su kıtlığı çektiği anlamına geliyor.

Gelişmeler yeryüzünün adeta çıldırdığını haber veriyor. Sözgelimi Cezayir bugünlerde bir rekora imza attı. Termometreler 20 Haziran 2022 tarihinde gölgede sıcaklığı 45 derece olarak kayda geçirdiler. Şüphesiz bu, Cezayir ölçeğinde tarihin kaydettiği rekorlardan, en sıcak anlardan birisine temsil ediyor. Lakin kuzeydeki İtalya da benzeri arazları ve semptomları paylaşıyor, yaşıyor.

Business Insider adlı Amerikan haber sitesinde yayımlanan bir makaleye göre, Cottian Alplerinden Adriyatik Denizine akan Po Nehri, son 72 yılın en kötü kuraklığıyla karşı karşıya. Bu da, onlarca yıllık batık bir geminin kalıntılarının yeniden ortaya çıkmasına ve yüzeye vurmasına neden oldu. Amatör bisikletçi Raffaele Vezzali, AP'ye Gualtieri köyü yakınlarındaki bir parktan "Bu mavnayı ilk kez görebiliyoruz" dedi. Devamında ağzından şu sözler dökülüyor: "Asıl endişemiz nehir taşkınlığımızdı, şimdi ortadan kaybolmasından endişe ediyoruz." İtalya'yı kasıp kavuran kuraklık nedeniyle tasarruf için Fontana'daki Mesi çeşmesinin suyu kesildi.

Önümüzde ağırlaşan doğal felaketlerle ilgili pek fazla çözüm seçeneği yok. İsraftan kaçınarak yaşamımızı ve hayat tarzımızı tabiata uygun olarak sürdürmeli ve düzenlemeliyiz. Yoksa çok geç kalacağız. ABD gibi ülkeler geleceğimizi ve dünyanın geleceğini çalıyorlar. Onlar tabiat emperyalizmi de yapıyorlar. Tabiatı da sömürüyorlar. Önlem almada onlar yüzünden çok geç kaldık. Önceliğimiz, doğa ile insanı bir araya ve uyumlu hale getiren yaşam tarzı olmalıdır. Yoksa biricik gezegenimizi içindekilerle birlikte kaybedeceğiz.

İnsanların işledikleri kötülükler yüzünden karada ve denizde karışıklık ortaya çıktı, düzen bozuldu. Böylece Allah, belki dönerler, vazgeçerler diye, yaptıklarından bir kısmının kötü sonuçlarını onlara tattırıyor (Kur'an: 30/41).

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN