Arama

Mustafa Özcan
Eylül 29, 2020
Jirinovski’nin uyarısı

Vladimir Jirinovski mahallenin delisi. Kimsenin söylemediğini veya söyleyemeyeceğini o söylüyor. Belki de kolektif bir görev ifa ediyor. Kulağı kesiklerden, deliklerden. Kesinlikle ender vakitlerde konuşan derin gırtlaklardan biri değil. Gevezeye kaçan bir yönü de var. Alexander Dugin ile farklı istikametleri gösterseler de Rus devleti için çalışıyorlar. SSCB'nin ardından bir süre öne çıktı. Türkiye'ye gelip gitmiş ve çat pat Türkçe de öğrenmiş. Türkiye hakkında en çok konuşan Rus politikacı unvanına sahip. Algı yönettiği belli. Rusya Liberal Demokrat Parti adı altında bir tabela partisine hükmediyor. Eskiden Türk medyasında daha sık görünüyordu. En son bir Rus uçağının Suriye üzerinden Türkiye hava sahasını ihlal ettiğinde düşürüldüğü zaman yine görüntü ve ses vermişti. Belli ki Ermeni-Azeri çekişmesinde Azeri basını kendisini daha yakından takip ediyor. Zira muayyen çevrelerin sözcüsü gibi konuşuyor ve dikkat çekici tahliller yapıyor. Bunlardan birisini Telman Nusretoğlu aktardı. Jirinovski şunları söylemiş:"Azerilerin üzerine fazla gitmeyelim ve Ermenileri fazla desteklemeyelim. Azeriler yalnız kalırsa Türkiye'ye sarılır ve yekpare haline gelirler ve Türkiye bu suretle sınırlarımıza kadar uzanır, dayanır…"Gayet yerinde ve derinlemesine bir analiz. Bunun mefhumu muhalifi şudur: Bu tür gerilimler çıkartarak ve yarım çözümler üreterek Rusya çevresindeki nüfuzunu sonuna kadar korur. Bastonu ortadan tutmak iki tarafı da kontrol etmeye hizmet eder. Zaten siyasi analizciler de Azerilere böyle tavsiye ve telkinde bulunuyor: Aman Rusya'yı darıltmayın, arayı bozmayın ve Rusya da tarafını netleştirmesin! Bu oyun Rusların iki tarafı da idare etmesini, tutar ya da tutmaz görünmesini sağlıyor. Halbuki, bu intiba kandırmaca. Rusya tarafını belli etse de etmese de sonuçtu Ermenilerle stratejik müttefiktir. Başta Nikol Paşinyan olsa da olmasa da bu denklem değişmez. Lakin Putin'in bu yöndeki kurnaz sözleri Rusların çıkarlarını da gösteriyor. Rusya komşularının içişlerine karışmaz! Bu sözler bize başka bir yerden de tanıdık geliyor. Baba Bush'un Bağdat'taki Elçisi April Glaspie, Saddam'a , ' Kuveyt ile Irak arasındaki sorun iki ülkeyi ilgilendirir, bizi ilgilendirmez' demişti. Ardından 35-40 ülkeyi arkasına sararak ve toplayarak Saddam'ın üzerine çullanmıştı. Putin'in sözlerine inanan Putinseverler çıksa da sonuçta Gürcistan ile Ukrayna örnekleri karşımızda.

Ermeniler Türk dünyasını birleştirebilir. Bununla birlikte Ermenistan'ın işlevi ve misyonu aslında Türklerin arasına girmektir. Bu suretle kendilerinden ziyade Ruslara çalışıyorlar. Zira kinle harmanlanmış bu misyonlarından sadece Ruslar ve artı batılılar yararlanabilir. Türk dünyasının kadük kalmasından Ermenistan değil onların patronları yararlanabilir. Ermeniler kinlerinden dolayı burunların ötesini göremiyorlar. Bunun için kendilerine değil başkalarına çalışıyorlar. Ötekine berikine taşeronluk yapıyorlar. Yedi kocalı Hürmüz gibi. Denildiği gibi Ermenistan'ın nüfusu oldukça azalmış durumda. Hep göç veriyor. Bu nedenle gayri resmi rakamlar 1.5 milyonu kadar inmiş vaziyette. Bu nüfusla Azerileri durdurması mümkün değil. Bu nedenle Türk düşmanlığıyla çıldırmış kesimlerin çekim üssü haline geldiler. Sadece kin ve ideoloji sarmalıyla birlikte bölgeye milis çekiyorlar. Bu milislerin bir kısmı PKK ve uzantıları. Bilindiği gibi Ermenistan'da Kürtçe konuşan bazı Ezidi-Yezidi unsurlar var. Irak'ta da öyle. Dünyada yarım milyon nüfusa sahip Yezidilerin bir kısmı Ermenistan'da yaşıyor, ikamet ediyor. Asıl merkezleri Irak'ta ve Sincar (Şengal) dağlarında bulunuyor. PKK Yezidi halkını da kendisine angaje etmeye çalışmış ve IŞİD üzerinden Yezidi meselesini kurcalamış ve bu suretle Batı'nın ilgisini çekmişti. Şimdi 2014 sonrasında Suriye ile Irak'ta oynanan oyun bir kez daha Ermenistan'da tekrarlanıyor. ASALA ile halef selef olan PKK, İran topraklarını kullanarak onun gözetiminde Ermenistan topraklarına intikal ediyor. PKK Ermeni ortaklığı Suriye'deki kara propagandayı da Ermenistan'a kaydırdı. İddia şu: Türkiye Azerbaycan cephesini cihatçılarla takviye ediyor. İran burada köprü görevi oynuyor ve onun dışında Ermenistan'a Rus silah yardımı yine İran hava sahası üzerinden geçiyor. PKK milisleri ikmal için kara yolunu kullanırken Ruslar da hava koridorunu kullanıyor. Bir de Karabağ mücadelesi Türkiye'nin veya Erdoğan'ın şahsi savaşı ve asaleten mücadelesi olarak takdim ediliyor. Böylece çaktırmadan Ermenilere karşı yeni Türk düşmanlığı kurgusu işleniyor. Bunun bir adım ötesi de yeni Ermeni soykırım kurgusu veya iddiaları olacaktır. Azeri-Türk ittifakını bu şekilde kara propaganda malzemesi ile sökmeye ve çözmeye çalışıyorlar. İzak Alaton'dan günümüze Azeri-Türk ittifakının siyasi ayağını çözmek için Ermeni lobisi epey gayret sarf etmiştir. Bu başarılsa idi bugün Ermeniler ellerini kollarını sallayarak cephe hakimiyetini ellerinde tutuyor olacaklardı. Ermenistan'la ilişkilerimizi normalleştirseydik Türkiye hatırına Azerilere karşı düşmanca tutumlarından vazgeçerler miydi? Hiç zannetmem. İsrail Arapların hatırına Filistinlilere iyi mi davranıyor?

Azerbaycan Türk dünyasının nirengi noktasıdır. Bağlantı noktasıdır. Ya buradan kopar ya da yeniden tamir olur. Bu itibarla Jirinovski'nin analizi yerindedir ve neden Azerilerle kaderimizin ortak olduğunu da göstermektedir.

Ermenistan'ın bir devlet olmadığı Türk dünyasına karşı kurulmuş bir askeri üs, garnizon devlet olduğu anlaşılmaktadır. Ermenistan kiniyle birlikte kendisinden başka herkese hizmet ediyor. Zarar üzerine kurulmuş bir denklem. İsrail ile Ermenistan intihar eğilimli iki devlettir. Özellikle de Ermenistan. nefretin şekillendirdiği bir kaybet kaybet 'win lose game' formülü olduğu gibi sevgi bağı üzerine kurulu herkesin kazanmasına matuf win win/kazan kazan denklemi de vardır. Ermeniler kaybet-kaybet formülüne seçmekten öte iman etmişler. Nefret sevginin makus halidir. Sadık millet kinle birlikte güzel vasfını kaybetmiştir. Kazanmak için aradaki nefreti kaldırmaları lazım. Onlar ise buna yanaşmaya hazır görünmüyor.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN