Arama

Mustafa Özcan
Temmuz 20, 2018
İsrail resmen saçmaladı

Ayetullah Humeyni 11 Şubat 1979 devriminden sonra İran'ı, hazırlattığı anayasa ile birlikte resmen bir Şii devleti haline getirdi. İslam yerine Şiiliği öne çıkardı. Devletin Şii vasfı ve özelliğinden dolayı Sünnilere ne valilik ne de bakanlık görevi veriliyor. Siyaseten ve dinen yok sayılıyorlar. Hindistan'da Hindu aşırılar da ürettikleri milli faşizm kalıbı Hindutva ideolojisiyle Müslümanlara hayat hakkı tanımıyorlar. Keskin sirke küpüne zarar misali aşırılıklar kimsenin yanına yâr ve kâr olmuyor. Emeviler Arapçılık (Arube felsefesi) yaptılar en fazla Araplara zarar verdiler. Bir asır geçmeden saltanatlarını, mülklerini kaybettiler, ardılları Abbasiler Arap ırkçılığını bırakarak Perslerin peşine düştüler, yükselişine göz yummak zorunda kaldılar. Perslerin yükselişi öyle bir hal aldı ki bir dönem İbni Mukaffa örneğinde olduğu gibi Arap edebiyatı bile Perslerden sorulur oldu. Onun dışında Pers asıllı Bermeki ailesi ülkede tek söz sahibi oldu. Türkler olmasaydı Arap diyarında Pers hakimiyeti sökülemezdi. Mutasım ve yolundakiler Türk gücünü keşfederek Perslerin yerine ikame ettiler.

Şimdi Batı'da popülist milliyetçilik akımı yeniden yükselişte. Dini milliyetçilik denilen akım da öyle. Hindutva ve son olarak İsrail Parlamentosunun almış olduğu karar böyle de yorumlanabilir. Bunlar Apartheid anlayışın devamıdır. İsrail, yeni bir kanunla Yahudi ulus devleti haline getiriliyor. Bu resmen saçmalamaktan başka bir şey değildir. Bu kanun ışığında Arapçaya kısıtlama getiriyorlar. İkinci dil olmaktan çıkarılıyor. Peki! Araplardan nasıl kurtulacaklar? Nasıl eritecekler? Hitler'e mi özenecekler? Diyelim ki Batı Şeria'dan vazgeçtiler ve Arap sorununu başlarından defettiler! Bununla birlikte Yeşil Hat denilen 1948 topraklarında milyonun üzerinde Filistinli ile nasıl baş edecekler, başa çıkacaklar? Mümkün mü?

Önlerinde birkaç seçenek var. Onları ya sürecekler, topraklarından çıkaracaklar ya da Yahudileştirecekler! Sürmek rüyalarını süslüyor olsa da nereye sürecekler? İsrail'i ulus devleti yapacaklar ama yerli Arapları yurtlarından sökmedikçe, atmadıkça bu kabil değil. Fidel Castro'nun dediği gibi nasıl oldu da Yahudi aklı Filistinliler gibi yılmaz bir toplumu hesap etmeden Filistin'e yerleşti? İsrail'in ihtirası veya aklı olabilir ama i'zanı, irfanı, basireti eksik! Diyelim ki Filistin veya Arap meselesini bir şekilde hallettiler, geçiştirdiler? Peki! 'Yahudi kimdir?' sorununu nasıl halledecekler, çözecekler? Katiyen altından kalkamazlar. Dünyanın 104 hatta 110 ülkesinden toplanıp buralara gelmişler, herkesin de farklı bir kültürel aidiyeti var. Bu aidiyetler kendi aralarında uyuma engel. Hatta bazen çatışıyor. Flaşalarla beyaz Yahudiler gibi. Hukukta bir boşluk olduğunda Yahudi şeriatı devreye girecek, referans alınacak. İyi de bu ikinci Musa'da (Musa Bin Meymun) buluştukları ve anlaştıkları anlamına mı geliyor? Ne gezer! Yahudiler milli asabiyetlerinin dışındaki konularda birlik ruhundan uzaklar. Dini teorik değil pratik boyutta yaşıyorlar. Amerikalı Protestan Evanjelikler gibi Yahudilikte de siyasi ve dini revizyonizm egemen bir akım haline gelmiştir. Bu açıdan kurallı bir dindarlık söz konusu değil. Hahambaşılıkları da farklı. Şarklıların hahambaşılıkları farklı, garplılarınki (sefarid, sefardim/Eşkinazi) daha farklı! Onları ne din, ne de millet birleştiriyor sadece asabiyet ve Yahudi aleyhtarlığı korkusu, saplantısı kaynaştırıyor.

Kimin Yahudi olduğunu nasıl tefrik ve tespit edecekler? Kodifye edilmeyen Tevrat kuralları, hahamların muhtelif fetvaları arasında nasıl bir düzenleme yapılacak? Diyelim ki, ölü İbraniceyi dirilttiler ötekilerin de bir yolunu bulurlar! Bununla birlikte kazın ayağı hiç öyle değil? İsrail'de laiklik taban tutmuş vaziyette. Laikler hayat tarzından ve zihin konforundan vazgeçmeyeceklerdir. Lakin devlet erkanı da içtimai nedenlerle aşırı dinci Haridilerin önünü açıyor. Bu öncelikli olarak Yahudiler arasında keskinleşmeye yol açacaktır. Çok yakın bir gelecekte İsrail'i bugün İran ve Irak'ta yaşanan gelişmeler bekliyor. İran bölgede Sünnileri bastırdığını zannettiği bir sırada Şii kitleler sokaklara döküldü ve kötü idarenin ve aykırı giden şeylerin hesabını soruyor. Kaynama kendi içlerinde başladı. İsrail'i Araplar veya Filistinliler çökertemezse bile kendi içinden çökecekler. Bu da laik anti laik kutuplaşmayla birlikte olacaktır. İsrail bu yasayla birlikte bu ortama bir adım daha yaklaşmış oldu. İsrailliler beka sorunu Haridilerin önünü açarak çözmeye çalışıyorlar ama onun da başka yan etkileri var. Maksatlarının aksiyle tokat yiyecekler. Yapılan analizlerde İsrail'in sonunu getirecek çatallaşmanın laiklerle Haridiler arasında yükselen çekişmeyle baş göstereceği ifade edilmektedir. İsrail'in Haridilerin eline geçmesi halinde, Ortaçağda bölgedeki Haçlı prenslikleri karşısında Avrupa nasıl bir zaman sonra ilgisini kaybetmişse aynı şekilde Haridilerin yükselişinden rahatsız olacak Batı kampı bu kez de İsrail'e olan ilgisini kaybedecek ve arkası boşalan İsrail de çöküşe geçecektir. Bu bir Mossad analizidir.

Bu kanunla attıkları taş ürküttükleri kurbağaya değmeyecektir. Dünya hayatındaki bütün çabaları boşa gittiği halde, güzel iş yaptıklarını sanıyorlar (Kehf: 104).

İsrail Parlamentosunda (Knesset) 55'e karşı 66 oyla kabul edilen tasarıdan sonra İsrail'in alacağı şekil merak ediliyor, tartışma konusu yapılıyor. Kimilerine göre İsrail resmen bir din devleti olmuştur. Halbuki, İsrail laik, anti laik kutuplaşması nedeniyle din devleti zor olur. Keza Yahudi kimdir tartışmaları nedeniyle de devletin Yahudi kimliği tam olarak tartışmaya açılamayacaktır. İsrail bu tartışmaların yani tarihin altından kalkamaz. Bununla birlikte bu kanunla birlikte İsrail hem din devleti, hem de başkalarına hayat hakkı tanımayan milli devlet olmak istiyor. Bu nedenle kimi gazeteler İsrail din devleti oldu diye başlık atarken diğerleri de İsrail artık resmen Apartheid devleti oldu başlığını yeğlemişler. Her iki algı da doğrudur. Zira İsrail'de dini ve milli kimlik birleşiktir.

Siyasi kundakçı Binyamin Netanyahu, yasanın meclisten geçmesi sonrasında yaptığı konuşmada, "Mutlak bir çoğunluk, devletin Yahudi karakterinin nesiller boyunca korunmasına, aktarılmasına karar verdi. Bu tarihi bir an, çok yaşa İsrail devleti" ifadelerini kullandı. Knesset'in Arap milletvekillerinden Ahmed Tibi ve Ayeda Touma-Souliman, Netanyahu'yu eleştirerek "Siz bir apartheid (ırk ayrımcılığı) yasası geçirdiniz. Bu yasa ırkçıdır" ifadesini kullandı. El Cezire'nin haberine göre İsrail Komünist Partisi'nin Arap milletvekili Ayman Odeh ise yasanın Yahudiler dışındaki bütün vatandaşları ikinci sınıf vatandaş konumuna getirdiğini söyleyerek sözlerini şöyle noktalamıştır, "Büyük bir şok ve kederle demokrasinin ölümü ilan edildi."

İsrail'in bir anayasası olmadığı için devletin anayasası niteliğindeki "temel kanunlarının" içine girecek olan yasayla İsrail devleti, tüm dünya Yahudilerinin temsilcisi etnik-dini bir devlet olarak tanımlanıyor. Yasada, "Yahudi devleti olan İsrail'in dünyadaki tüm Yahudilerin tarihi anavatanı olduğu, ülkede kendi kaderini tayin etme hakkının sadece Yahudilere ait olduğu ve hukukta bir boşluk olduğunda Yahudi şeriatının referans alınacağı, İsrail'in başkentinin Kudüs olduğu" ifadeleri yer alıyor. Yasada ayrıca devletin resmi dilinin İbranice olduğu ve şu anda bir diğer resmi dil olan Arapçanın ise sadece "özel statü" sahibi bir dil olduğu belirtiliyor.

Kısaca İsrail, kendisini salt Yahudilere ait bir ulus devleti olarak tanımlamakla dini faşizme bir adım daha yaklaşmıştır.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN