Arama

İsmail Güleç
Ağustos 30, 2019
Bir adamın karakter sahibi olduğunu nasıl anlarsınız?

İnsan mı demeliydim yoksa? Bugünlerde adam-kadın tartışması kelimeler üzerinden yürütülüyor. Konudan sapmamak için o bahsi bir başka yazıya bırakarak sorumuzun cevabını aramaya başlayalım.

Bu soruya herkes farklı cevaplar verebilir. Hatta siz de bir ölçek geliştirebilirsiniz. Çevrenizde çok beğendiğiniz ve karakter sahibi olduğunu düşündüğünüz birini örnek alır, onun hayran olduğunuz özelliklerini sıralarsınız, alın size bir ölçek daha.

Ben bu sorunun cevabını Fevrî'nin Sokullu Mehmed Paşa'yı ve ahlakını anlattığı eseri Ahlak-ı Mehmed'de arayacağım ve yüksek seciye sahibinin nasıl olması gerektiğini izah emeye çalışacağım.

Önce, Fevrî'nin aradığı özellikleri teker teker sıraladım. Benzer olanları tek soru altında topladım. Tekrarları çıkardım. Bir ölçek hazırlar gibi sorularla seciye ölçme aracına çevirdim.

Ben Fevrî'nin kitabından hazırladım soruları. Bir başkası bir başka kitaptan veya şahıstan yola çıkarak hazırlayabilir. Hazırlanacak soruların büyük bir kısmı ortak olmakla birlikte bir kısmı farklı olabilir.

Şimdi gelin, seciye testini birlikte yapalım. Ama bu testi başkalarında değil, kendimizde uygulayalım ilk olarak. İğneyi önce kendimize batıralım ki başkalarına söz söyleyebilme hakkımız olsun.

Fevrî'nin yüksek seciye için aradığı özellikleri on maddede topladım. Sırasıyla soruyorum.

1. Hayır ehlinin işlerine muhalefet eder misiniz? Biri insanlara, hayvanlara, çevreye veya herhangi bir şeye faydalı olacak bir işe kalkıştığında önce benim menfaatim var mı, diye düşünüp menfaatiniz yoksa karşı çıkar mısınız?

2. Kendi işinizde insaf sahibi misiniz? Nerede duracağınızı ve nereye kadar gideceğinizi biliyor musunuz? Gereğinden fazla hırslı mısınız? Kanaat sahibi misiniz?

3. İnsanların ayıplarını araştırır mısınız? Özellikle ileride kullanmak üzere rakibiniz olduğunu düşündüğünüz kimselerin ayıplarını öğrenmek için gayret sarf eder misiniz?

4. Gördüğünüz ayıbı insanların yüzüne vurur musunuz? İnsanları mahcup etmeyi sever misiniz? Bir hata gördüğünüzde dalga geçip güler misiniz? Alay eder misiniz?

5. Günah işlediğinizde tövbe eder misiniz? Hatalı olduğunuz durumlarda özür diler misiniz? Nihayetinde hatasız kul olmaz. Hatalarınızı kabul eder misiniz?

6. İnsanların dertlerini dert edinir misiniz? Komşunuzun hasta çocuğu için üzülür müsünüz? Evde yiyecek yemeği olmadığını bildiğiniz için bir şeyler yapmak ister misiniz? Televizyonda seyrettiğiniz acıklı bir haberden dolayı gece uykunuz kaçar mı?

7. Başkasının zilletini ortadan kaldırır mısınız, yani ayıbını örter misiniz? Bir arkadaşınızın veya tanımadığınızın birinin bile bir kusurunu görseniz diğer insanlardan saklar mısınız? Yalnızsanız görmemezlikten gelebilir misiniz?

8. İnsanların muratlarını bilip onlara göre hareket eder misiniz? İnsanlara hediye alırken ihtiyaçlarını düşünür müsünüz? Çevrenizdekilerin ihtiyaçlarını önceden anlayıp işlerini kolaylaştırır mısınız?

9. Herkese iyilikle muamele eder misiniz, sözlerinizi güzellikle söyler misiniz? Bağırmadan, aşağılamadan yumuşak bir tonda konuşmayı becerebilir misiniz? Tatlı dil sahibi misiniz?

10. Yüzünüz gül gibi güler mi, güleç mi? Güler yüzünüzü insanlardan esirger misiniz? İnsanlar yüzünüzü gördüğünde sevinir mi?

Eğer bu sorulara evet diyorsanız siz yüksek seciye ve sağlam karakter sahibisiniz. Tebrik ederim.

Eğer etrafınızda böyle biri varsa eteğine yapışın, sakın bırakmayınız, yanından ayrılmayınız. Arkadaşınızsa kardeş olunuz, hocanızsa kölesi olunuz, iş vereniniz ise kulu olunuz. Siz ona kul köle oldukça o sizi efendi yapacaktır, siz tevazu ile eğildikçe o sizi yüceltecektir. En sonunda siz de onun gibi yüksek seciye sahibi olacaksınız.

Peki diyelim bunlardan bir kısmına hayır cevabı verdiniz. Ne yapacağınızı da bilmiyorsunuz. Ne olacak bu durumda?

Yukarıdaki özelliklerin bir kısmı fıtrattandır. İsteseniz de bir noktadan öteye gidemezsiniz. O zaman asgarisini olmaya çalışacağız.

Bir kısmını ailede öğreniriz. Ailemizde öğrenmediysek okulda, okulda öğrenmediysek işte, işte öğrenmediysek askerde, askerde öğrenmediysek evlenince, evlenince öğrenmediysek çocuğumuz olduğunda, çocuğumuz olduğunda da öğrenmediysek hiç öğrenemeyiz. Gidin kendinize semer alın.

Bazıları için de vicdan sahibi olmak gerekir. Vicdan da öyle çarşıdan pazardan alınan nesnelerden değildir. Varsa vardır, yoksa yoktur. Vicdanınız yoksa Allah'tan ve sevdiği kullarından başka kimse yardımcı olamaz.

Bazıları da zeka ister. Çevrenizdekilerin ihtiyaçlarını onlar söylemeden anlamak mesela. Bu da yoksa boşuna çırpınmayın, istenildiğinde yaparsanız da aynı kapıya çıkar.

Bir kısmını tam olarak anlamak için de makam ve mevki sahibi olmak gerekir.

Gördüğünüz gibi yüksek seciye sahibi olmak fıtrat, zekâ, vicdan ve iman istiyor. Bunların imtihanı da zenginlikle ve makamla.

Ve yukarıda sıraladığım işleri yapmanın da bir yolu yordamı var. Biz buna edep diyoruz. Şairin dediği gibi:

Ehl-i irfân meclisinde aradım, kıldım talep
Her hüner makbul imiş illâ edep illâ edep

Edeb öğrenmenin de mektebi var ama oraya herkesi almıyorlar maalesef. Siz en iyisi edîb olmak için ehl-i edep bulunuz. En kolayı bu.

İsmail Güleç

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN