Arama

  • Anasayfa
  • Tarih
  • Eşine işkence yapıp öldürtmeye kalkan paşazadeyi astılar

Eşine işkence yapıp öldürtmeye kalkan paşazadeyi astılar

19. yüzyılın ortalarında eşine işkence yapan Paşazade Celal bey, Sultan Abdülmecid tarafından önce sürgüne gönderilmiş, ancak akıllanmayıp karısını öldürtmek için suikasta teşebbüs edince idam edilmişti.

Eşine işkence yapıp öldürtmeye kalkan paşazadeyi astılar
Yayınlanma Tarihi: 1.9.2019 11:03:27 Güncelleme Tarihi: 01.09.2019 12:18

Her gün psikolojisi bozuk insanların eşlerine uyguladıkları şiddetle ilgili çok üzücü haberlere rastlıyoruz. Osmanlı döneminde makamı ne olursa olsun eşine karşı şiddet uygulayanlara çok ağır cezalar verildiğini görüyoruz. Yaptığı ilginç araştırmalarla tanınan Ahmet Uçar 19. yüzyılın ortalarında mirasyedi bir paşazâdenin karısına yaptığı işkenceler ve sonunda idamıyla neticelenecek macerasını bir makalesinde ortaya çıkarmıştır.

HAYIRSIZ EVLAT

Alaeddin Paşa'nın oğlu Kapıcıbaşı Celal bey, hayırsız bir evlattı. Babasının sağlığında ailenin mallarını har vurup harman savurmaya başlamıştı. Babasının vefatıyla da meşhur mirasyedilerden biri olmuştu. Gününü eğlence ve fuhuş âlemlerinde geçiriyordu. Bu durumdan en çok dertli olan ise eşiydi. Eşi Safiye hanımı, aldattığı yetmiyormuş gibi sürekli baskı ve işkence de yapmıştı. Eşine geceleri bıçak, değnek, tokat ve tekme ile darp ve eziyet ediyordu. Bir odaya hapsedilen Safiye hanım akrabalarını değil cariyeleri bile göremiyordu. Celal beyin aileden birçok kişiye ve çalışanlara da yaptığı eziyet ve darplar sayıla sayıla bitmiyordu.

On iki senedir evli olan Safiye hanımın özellikle evliliğinin son iki senesi baştan sona eziyet hâline gelmişti. Anne ve babası vefat ettikten sonra koruyucusu kalmadığı için evliliğinin son iki senesi tam bir kâbusa dönmüştü.

Ümitsiz bir şekilde hayatını sürdüren Safiye hanım, bir gün oda kapısının açık kalmasını fırsat bilerek konağın karşısındaki bir eve kaçtı. Komşularının ve akrabalarının yardımıyla Sivas Valisi Abbas Paşa'nın hareminde korumaya alındı. Kızın kolunda kırıklar, vücudunda da şişlikler gören ve evliliğinin bu şartlar altında yürümeyeceğini anlayan paşa durumu padişaha arzetmeye karar verdi. 1849'da Sivas vilayet meclisinin de devreye girmesiyle Celal beyin işkenceleri bir bir dönemin hükümdarı Sultan Abdülmecid'e arz edildi. Sultan Abdülmecid, Celal beyin yaptıklarına çok kızdı. Eşini boşaması ve yaptıklarından dolayı hapsedilmesi emredildi. Eğer rızasıyla boşamazsa eşi bir akrabası yanına verilip, Celal beyin malından nafaka bağlanacaktı. Mirasyedinin uzak bir mahalle sürülmesi kararlaştırıldı. Ancak ferman gelene ve tahkikat tam bitene kadar Tokat'a sürüldü. Ancak Tokat-Sivas arası 100 kilometreydi ve paşazadenin vazgeçmeye niyeti yoktu. Nitekim katli kabul edeceğini ancak eşini boşamayacağını inatla söylemişti.

EŞİNİ ÖLDÜRTMEYE KALKTI

Sultan Abdülmecid'in hadiseye müdahalesi ve sürgün kararı Paşazâde Celal beyi çok kızdırmıştı. Fakat padişaha itiraz edecek durumu yoktu. Hırsını içine atıp sürgün günlerini yaşayacağı Tokat'a gitti. Başına gelenleri eşinin suçu olarak görüyordu. Kendisine yapılanların acısını Sivas'taki eşinden çıkarmaya karar verdi. Tokat'a vardıktan sonra hadiseden birkaç ay sonra eşine karşı bir karalama kampanyası başlattı.

Safiye hanım altı ay kadar Sivas Valisi Abbas Paşa'nın konağında kalmıştı. Daha sonra vali değişince bu sefer Sivas Valisi Münib Paşa'nın koruması altına girdi. Celal bey ise eşinin Sivas'ta paşanın konağında fuhuş yaptığı dedikodularını çıkarıp, bu haberleri Sivas'ta da yaydı. Beş köleyle de eşini öldürmeleri için para karşılığında anlaştı. Eşini öldürdükleri takdirde 2000 guruş verecekti. Ancak büyük bir hata yapmıştı. Geçmişi güven vermediği için eşini öldürtmek için anlaştığı kiralık katiller paranın bir kısmını peşin tahsil etmişler, kalan kısmı için ise senet almışlardı.

Paşazâdeye göre her şey tamamdı ve kendisini sürgün ettiren karısından intikam vakti gelmişti. Ama öldürteceği eşi Sivas Valisi'nin koruması altındaydı Münib Paşa söylentileri duyuyor ve tedbir alıyordu. Katiller Sivas'a ulaştıktan sonra Münib Paşa'nın konağına vardılar. Konağın bahçesinin sokak duvarından merdivenle birisi içeri girdi. Elinde bıçakla konağın içinde Safiye hanımı ararken fark edildi ve kaçtı. Ancak katiller kısa sürede yakalandılar. Bu olaydan sonra amcazâdeleri ve akrabaları da Celal beyin yapıp ettiklerini anlatan bir dilekçe verdiler ve kendilerinin de tehlike de olduğunu ifade ettiler.

Paşazâde Celal beyin adamları cinayete teşebbüs suçlamasıyla Sivas'ta yargılandılar. Suikastçıların bir kısmı suçlarını itiraf ederken bir kısmı ise inkâr etti. Ancak yargılama sonucunda durum açıkça açığa çıkınca idam cezasına çarptırıldılar. Celal bey de Tokat'ta gözaltına alınarak Sivas'a getirilmişti. Münib Paşa, mahkemenin kararını onaylanması için ele geçirilen senetleri ve itirafnameleri Sultan Abdülmecid'e gönderdi.

İDAM EDİLDİ

Sultan Abdülmecid, mahkemenin güvenilir olup olmadığını tespit etmeden kararı onaylamadı. Davaya herhangi bir müdahalenin olup olmadığını anlamak için soruşturma başlattı. Sivas üzerinden yeni görev yerine gidecek olan Cidde Valisi Agâh Paşa'ya Sivas'ta durumu araştırıp, sonucunu bir raporla kendisine bildirmekle görevlendirdi. Agâh Paşa, Sivas'a ulaşınca Münib Paşa ve Celal beyi dinledi. Durumu çevrede sorup soruşturdu.

Celal bey, sanıkların ifadesinin işkence altında, baskıyla alındığını, kendisinin gıyabında idamla cezalandırıldığını, akrabalarının suçlamalarının doğru olmadığını, Sivas valisinin mallarını aldığını, suçunu ikrar ettiği ileri sürülen bir kölesi ve veznedârını bir süre önce kovduğu için kendisine iftira attıklarını söylemişti. Ayrıca araları açık olan Sivas Valisi Münib Paşa'nın yönettiği bir yerdeki mahkemenin de tarafsız olamayacağını ileri sürerek İstanbul'da yeniden yargılanma talebinde bulunmuştu. Sultan Abdülmecid, Paşazâde Celal beyin bu itirazların da haklı olabileceği ihtimali karşısında, mahkemenin İstanbul'da yeniden yapılmasına karar verdi.

Mahkemenin İstanbul'da tekrar yapılabilmesi için Celal bey ve adamları İstanbul'a getirildi. Ayrıca Celal beyin eşi ve yargılamayı yapan hakim de İstanbul'a çağrıldı. Ancak yapılan yeni yargılama da Celal bey ve arkadaşları açısından neticeyi değiştirmedi. Çok kuvvetli deliller vardı. İstanbul'daki ceza mahkemesi de Celal bey ve adamlarını idama mahkûm etti. Celal bey eşine yaptıklarını hayatıyla ödedi.

KADINLAR VE MAHKEME

Osmanlı döneminde kadınların haklarını aramak için bizzat veya vekilleri aracılığıyla mahkemelere sık sık başvurduğu görülmektedir. İstanbul, Bursa, Kayseri, Trabzon mahkemelerindeki davalarda yüzde 7 ile yüzde 42 arasında değişen oranlarda kadınlar taraftır. Kadınların erkeklere karşı açtığı davalarda ise genellikle haklı çıkan taraf oldukları görülmektedir.

Erhan Afyoncu -SABAH

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN