İkinci Abdülhamid'in Yıldız Sarayı'ndan gönderdiği sürgün mumya

Yayınlanma Tarihi: Ekim 26, 2018 00:00 Güncelleme Tarihi: Ekim 26, 2018 12:12

Topkapı Sarayı’nın misafir ettiği mumya, tekniği ve hikayesiyle oldukça ilginç... Mumyanın bir yanı timsah diğer yanı kadın başına sahip ve o bir sürgün. 2. Abdülhamid, sarayındaki çıkan söylencelerden rahatsız olunca mumyayı Yıldız Sarayı’ndan Topkapı Sarayı’na sürgüne göndermiş. Günümüzde kayıtlı olan Topkapı Sarayı’nda bir, Arkeoloji Müzesi’nde altı adet mumya bulunuyor.

İkinci Abdülhamid’in Yıldız Sarayı’ndan gönderdiği sürgün mumya

Türk kültüründe ölüm ile defin arasında 40 gün boyunca cenaze akrabalar arasında dolaştırılırmış. Özellikle İskitler 'de bu kültür yaygındı ve 40 gün boyunca kokmaması için ölü mumyalanırdı. Bugün ölülerin arkasından 40'ıncı gün mevlit okutulma geleneğinin de oradan geldiği belirtiliyor.

MUMYA İSLAMİYET'TE TAHNİT OLDU

Türklerin İslamiyet'e geçişinden sonrada mumyalama adetinden vazgeçilmedi. Selçuklular ve Beylikler döneminde de mumyalama devam etti. Osmanlılar döneminde ise savaşta ölen padişahların payitahta getirilme süreci için mumyalama yapıldığı düşünülüyor. Bazı araştırmacılar bunun mumyalama değil cesedin gömü işlemine kadar kokmaması için ''tahnit'' edildiğini belirtiyor. Tahnitin ise bir mumyalama olmadığı, cesedin belli bir süre bozulmaması için iç organlarının çıkarılarak, çeşitli baharatlar ve kokularla bozulmayacak hale getirilmesi olarak nitelendiriliyor.

SÜRGÜN MUMYA MISIR'DAN GETİRİLDİ

İstanbul'da Topkapı Sarayı Müzesi'nde bir, Arkeoloji Müzesi'nde altı mumya bulunuyor. İçlerinde en ilginç olanı bir başı timsah diğer başı prenses mumyası. Sultan Abdülaziz döneminde İstanbul'a Mısır'dan getirilen timsah başlı mumyanın oldukça ilginç hikayesi var.

Rivayete göre Firavunlar döneminde çocuk yaştaki prensesi Nil nehrinde timsah yutmuş ve sadece prensesin başı kurtarılabilmiş. Yeniden dirilişe inanıldığından prensesin başı timsahın kuyruğunda mumyalanmış. "Arap" ismi verilen mumya Sultan 2. Abdülhamid döneminde Yıldız Sarayı'ndan Topkapı Sarayı'na gönderilmiş. Uzun yıllar Harem'in deposunda kalan mumya eski müze müdürlerinden Tahsin Öz tarafından bulunup envantere kaydedildi.

MUMYA GECELERİ KALKIP SARAYDA DOLAŞIYOR EFSANESİ

1950'li yıllarda tarihçi İbrahim Hakkı Konyalı mumya ile ilgili bir menkıbe anlatıyor:

''Sarayın eski memurlarından Hacı Süleyman anlatıyor. Bu Arap eskiden sarayı kırar geçirirdi. Herkes ondan korkar ve korktuğu için adaklar adar, başında mumlar yakarlardı. Hatta geceleri kalkıp onun sarayda dolaştığını da söylerlerdi. Sarayın meşhur şekercilerinden Emin ustanın Arap'tan ödü patlardı. Bir gün padişah için güzel şekerlemeler yapmış. İmrendim. İstedim vermedi. Dur ben sana gösteririm dedim. Gece olmuştu. Ben yavaşça soğan ambarına gittim. Tabutu açtım. Mumyanın başını kopardım. Şekerhaneye geldim. Bu kafayı şeker yığınlarının üstüne oturttum. Sonra orda ne kadar teneke güğüm varsa hepsini paldır küldür yuvarladım. Bu gürültü sarayın derin kubbelerinde akisler yaparken hemen koğuşuma gittim, yatağıma uzandım. Biraz sonra dört-beş yüz kişilik saray halkı ayaklanmıştı. 'Arap kalkmış, sarayı devirip döküyor, sen buna bir çare bul' dediler. 'İstediğim şekerleri verirseniz ona laf anlatırım' dedim. Bütün şekerler bana vadedilmişti, ben şekerhaneye girdim. Ulan Arap burada ne işin var. Haydi, bakalım yerine! Kumandasını verdim ve kuru suratına iki de tokat attım. Sonra kelleyi elime aldım yerine götürdüm. Saraydaki bütün tatlılar benim evime gönderilmişti. Bir hafta şeker ve şekerleme yedik.''

(Derlenmiştir.)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
>