Arama

  • Anasayfa
  • Tarih
  • Osmanlı'dan günümüze Türk işaret dili tarihi

Osmanlı'dan günümüze Türk işaret dili tarihi

İşitme engellilerin kendi aralarında iletişim kurabilmek için kullandıkları işaret dili, Osmanlı Devleti'nde de kullanılıyordu. Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman’ın bu dili bildiği ve hatta halka hitap ederken yanında işaret dili çevirmeni bulundurduğu da kayıtlarda mevcut. Geçmişten günümüze Türk işaret dili tarihi, Sabah'ın bu haberinde ele alındı.

Osmanlı’dan günümüze Türk işaret dili tarihi
Yayınlanma Tarihi: 3.12.2017 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 03.12.2017 17:39

İşaret dili, işitme engellilerin kendi aralarında iletişim kurarken, el hareketlerini ve yüz mimiklerini kullanarak oluşturdukları görsel dildir. İşaret dilleri de sözlü diller gibi bir dil bilgisi yapısına sahiptir. Sanılanın aksine sözlü dillerden daha basit bir yapıda değildir ve her kavram için kullanılan işaretler de kullanıcılar arasında ortaktır. Her ülkenin kendi işaret dili vardır. Örneğin Amerika'da kullanılan işaret dili (ASL) ile Almanya'da kullanılan işaret dili (DGS) birbirlerine benzemezler. Bu iki dil, İngilizce ile Almanca kadar farklıdır. Yani Türkçe ile Türk İşaret dili arasında mutlaka bir benzerlik olması gerekmez. Fakat dil, ilgili kültürden beslenir.

SAĞIR VE DİLSİZLER HAREMDEYDİ

Türk İşaret Dilinin tarihçesiyle ilgili bilgilerimiz oldukça kısıtlıdır. Türk tarihinde işaret dilinin varlığı ve eğitimde kullanımıyla ilgili arşivler, Osmanlıca olduğu için bu konuda yoğun bir arşiv çalışması gerekiyor. Şu ana kadar edindiğimiz bütün bilgiler, en azından Osmanlı işaret dilinin Batıda kullanılan işaret dilleriyle bir ilişkisi olmadan geliştiğini ve bu açıdan oldukça özgün bir işaret dili olduğunu gösteriyor.

İbn-i Batuta, Orta Çağ'ın en büyük seyyahı ve "Rıhlet-ü İbn-i Battûta" diye bilinen seyahatnâmenin yazarı (1304- 1377). Eserinde Kastamonu'daki bir konakta (13. y.y.) sağır dilsizlerin el işareti ile anlaştıklarını ve işaret dilinde konuştuklarını beyan ediyor. Ayrıca Evliya Çelebi, saraydaki dilsiz ve sağırlardan bahsediyor.

Sağır ve dilsizlerin, II. Beyazıd döneminden bu yana sarayın ve haremin çalışanları arasında yer aldığı biliniyor. II. Mehmed döneminde "Sağır ve dilsizlerin, cüceler ve soytarılarla birlikte, sarayda arz odası ve haremde çalıştıkları ve Zülüflü Ağalar adıyla kendilerine ait üniformaları ve düzenli aylıkları bulunuyor.

YILDIZ SAĞIRLAR OKULU İLE DİL TEMELLERİ ATILDI

II. Selim, III. Mustafa, III. Mehmet, I. Ahmet, II. Osman dönemlerinde (1500.. -1600..) saraydaki "Sağır ve dilsizlerin aktif görevleri var. Bu görevler sadece saray içinde sınırlı olmayıp saray dışıyla irtibat halinde çalıştıkları da kaynaklarda mevcut. Osmanlı'da ilk işitme engelliler okulu II. Abdülhamit tarafından 1889'da kurulan "Yıldız Sağırlar Okulu"dur. Bu okulda, günümüz Türk İşaret Dili'nin muhtemel alt yapısını oluşturan Osmanlı İşaret Dili, öğretmenler tarafından okullarda sözel dille beraber kullanılıyordu. Tıpkı yazılı dilde olduğu gibi, bu okulda kullanılan işaret alfabesi de şu anda kullanılan alfabeden farklıydı.

Bu okullarda Batıda kullanılan işaret dillerinin kullanıldığına dair de hiçbir kanıt bulunmuyor. O dönem, "Dilsiz Mektebi" adıyla açılan bu okulda Türkçe, Fransızca ve Matematik dersleri verildi. İşaretleri bilinen ilk "el elifbası" da bu dönemde oluşturuldu. Padişah II. Abdülhamid öğrencilerin vapur ve tramvay seferlerinden ücretsiz yararlanmaları için talimat vermiş, öğrencilere özel kıyafetler diktirmişti. Dilsiz Mektebi binası için de bir kampanya başlatılmış, memur maaşlarından yüzde 1'lik kesinti yapılmıştı. Sultan II. Abdülhamid de bin lira bağışlayarak bu kampanyaya katılmıştır.

FATİH VE KANUNİ DE İŞARET DİLİ BİLİYORDU

Türk İşaret Dili (TİD) tarihinin Osmanlı Sarayı'nda başladığı pek çok kaynak tarafından doğrulanıyor. Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman'ın bu dili bildiği ve hatta halka hitap ederken yanında işaret dili çevirmeni bulundurduğu da kayıtlarda mevcut.

Günümüzde Osmanlı İşaret Diliyle ilgili olarak yapılmış araştırmaların, neredeyse, tamamı yabancı araştırmacılara ait. Bu araştırmacılar, o zamanlar Osmanlı Sarayı'na girme şansı bulan yabancı sefirler, müzisyenler, tacirler ve seyyahların anı kitapları, Sefaretnameler ve Seyahatnamelerden yola çıkarak Osmanlı İşaret Dili'nin varlığı ve o yıllarda saraydaki ve İstanbul'daki sağır ve dilsizlerin durumu hakkında bizi bilgilendirmişlerdir. Batılılar, İstanbullu sağır ve dilsizlerin kanunları ve dinlerini biliyor olmaları konusunda duydukları şaşkınlığı, anılarına not etmişlerdir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN