Arama

Medeniyetin kökleri: Şehirler

Medeniyet köken itibariyle şehir kelimesinden gelmektedir. Şehir olmadan bir yaşam kültürü, medeniyet kurmak mümkün değildir. İslam şehirlerinin ortaya çıkışı Efendimizin (sav) hicreti ve Medine’de cami merkezli kurduğu anlayış ile alakalıdır. Efendimiz (sav) Medine’de, Mescid-i Nebevi’nin etrafına eklenen sosyal, ticari, ilmi yapılarla adeta Müslümanlara bir şehrin nasıl olması gerektiğini işaret etmiştir.

Medeniyetin kökleri: Şehirler
Yayınlanma Tarihi: 22.8.2021 17:02:00 Güncelleme Tarihi: 24.08.2021 09:59
Sesli dinlemek için tıklayınız.


📌Medeniyet, "medine" kelimesinden türemiştir. Şehirle ilgisi olan şey demektir. Yani bir medeniyet kavramından bahsedebilmemiz için öncelikle yerleşik bir hayat ve şehir olması gerekir. Yerleşik yaşamın olduğu mekânlarda bir beraber yaşama kültürü de gelişir. Bu gelişme ile zamanla farklı fikirler, kültürler bir potada erir ve nihayetinde ortaya medeniyet çıkar. Burada temel mesele şehirdir.

(x) Farklı seslerden Kur'an-ı Kerim meali dinlemek için tıklayın




📌Şehir sınırları belli, güvenliği sağlanmış binlerce insanın bir arada bulunduğu toprak parçası olmaktan çok bir anlayış etrafında birlik olmuş insanları temsil etmektedir. Günümüzde bu anlayış yok olmaya yüz tutsa da insanlar bundan önce sırf birilerinden ilim alabilmek, ders verebilmek, benzer anlayıştaki insanları bulabilmek için şehir şehir gezmişlerdir.

📌VAV TV'de yayınlanan "Medeniyet Mirası" programında her hafta medeniyetimizin temel meseleleri ele alınıyor. Prof. Dr. Ejder Okumuş'un sunduğu programın 15. bölümünde "Medeniyet ve Şehir" konusu ele alındı. Prof. Dr. Bekir Karlığa, Mehmet Kamil Berse, Kamil Uğurlu programda değerli bilgiler paylaştılar.

📌Prof. Dr. Bekir Karlığa; "Şehir medeniyetin, serpildiği ortaya çıktığı, var olduğu mekândır. Çoğu dünya dilinde medeniyet ile şehir özdeştirler. Yerleşik hayat ile alakalıdır ama biz bunu kendimize mâl ederek bir düşünce yapısı kurmuşuzdur." diyerek kapsayıcı bir tanım yaptı ve Prof. Dr. Ejder Okumuş ise "Müslümanlar tarih boyunca çok özgün şehirler üretmişlerdir." şeklinde şehri tanımladı.

(x)Programın tamamını izlemek için tıklayın





İNSANLARA HİZMET ETMEK İÇİN KURULDULAR

📌 Şehir medeniyetin temeli olması hasebiyle tarih boyunca çok önemli bir konumda olmuştur. Benzer fikir yapısına sahip insanların düşünce yapısı olan medeniyet, millet ve anlayışa göre farklılık gösterir. Max Weber'in orijinal değil dediği Müslüman şehirleri İslam genelinde insanlara hizmet etmek için kurulmuştur. Batılılar daima bir sömürme çabası içinde olduklarından, karşılıksız veren bir anlayışa yabancıdırlar. Bu gerçeklik onları Müslümanları ve medeniyetimizi kötülemeye itmiştir. Müslümanlar kültürleri bir potada eriterek dünyaya bir yaşam biçimi atfetmişlerdir.

(x)Seçkin hocaların sesinden Aşr-ı Şerif dinlemek için tıklayın


MÜSLÜMANLARIN İKİ BÜYÜK ŞEHRİ: MEKKE VE MEDİNE


"Allah, Mekke'yi daha gökleri ve yeri yarattığı gün kutsal kılmıştır." (Müslim, Hac, 445)

📌Mekke şehirlerin anasıdır. Bu analık, Müslümanların kıblesi olmasından ileri gelir. Ümmü'l Kura Mekke'nin bilinen ve kullanılan sıfatıdır. Allah Resulü (sav) ve sahabeler Mekke'de doğmuş, büyümüşlerdir. Mekke'nin fethinden itibaren Mekke İslami ilimler ve sosyal yaşantıda bir ekol haline gelmiştir. Beytullah olarak adlandırılan Hz. İbrahim (as) tarafından inşa edilen Kâbe Mekke'dedir. Her yıl milyonlarca insan Kâbe'yi dünya gözüyle görebilmek, Mekke'nin havasını solumak için kutsal topraklara gelmektedir.

(x)Ümmü'l Kura: Şehirlerin anası.




"İbrahim'in Mekke'yi kutsal ilân ettiği gibi ben de Medine'yi kutsal ilân ettim." (Buhari,Büyu', 53)

📌İslami anlamda ilk şehirleşme örneği Efendimizin (sav) hicreti ile beraber Medine adını alan Yesrib'tir. Efendimiz (sav) ilk olarak Mescid'i Nebevi'yi inşa etmiş, bu şekilde de bundan sonra inşa edilecek Müslüman şehirlerinin nasıl olması gerektiğini işaret etmiştir.

📌Sonrasında bir pazar, beytülmal, mahkeme, mezarlık, Hz. Ömer'in "Dârü'l İmâre" inşa etmesiyle şehir Mescid eksenli büyümeye başlar. Resul-i Ekrem (sav)'in vali ataması, öğretmenliği teşvik etmesi, çarşı-pazarla ilgilenilmesini istemesi diğer Müslüman şehirlerinde de uygulanmıştır. Bugünkü Müslüman şehirlerin mantığını Efendimiz (sav) belirlemiştir. Medine ismi yerleşmiş, medeni gibi anlamlarla Yesrib'in adını almıştır.


(x)Darü'l İmare: Hükümet konağı
(x)🔎 Bilgi Notu: Yesrib bir kişi adıdır. Medine'yen ilk yerleşen kişinin adı Yesrib'dir. Şehrin adı bu kişiden gelmektedir.
(x)🔎 Bilgi Notu: Mekke vadi içerisindeki kumluk gibi bir anlama gelmektedir.



ÜRETEN ŞEHİR

📌VAV TV'deki "Medeniyet Mirası" programında konuşan Prof. Dr. Ejder Okumuş; "Kültürlerin şehirleri olmayabilir ama şehirlerin kültürleri olmak zorundadır." Mehmet Kamil Berse ise; "Medeniyetler kültürlerden oluşuyor. İstanbul'da üç medeniyetin katmanları vardır. Son olarak Osmanlı medeniyeti kalmıştır. Diğer iki medeniyette Osmanlı'da mündemiçtir." sözleri ile meselenin farklı noktalarına temas etmişlerdir.

(x)Programın tamamını izlemek için tıklayın

📌İslam medeniyeti ve ortaya çıkardığı şehirler, kendisinden önce var olan medeniyetlerden de etkilenmiştir. Lakin bu etkilenme bir kopyalama değil kendine mâl etme, beslenme meselesidir. Medeniyetimizin ortaya çıkardığı şehirler daima üretici konumda olmuştur. Şehirlerimiz beslendiğinden daha fazla besler, kendisine gelen kaynakları Batılılar gibi saklamaz. Sanat, mimari, sosyal ve ekonomik açıdan daima bir üretim hali içerisindedir. Bu üretim ise bütün bir medeniyetimizi oluşturur.

(x)Seçkin hafızların sesinden Kur'an-ı Kerim dinlemek için tıklayın



İSLAM ŞEHRİ NELERDEN OLUŞUR?

📌Müslümanların kurduğu ve imar ettiği şehirlerin ana ekseninde Müslümanlığın en büyük nişanelerinden olan cami yer alır. Sonra imaretler, aşevleri, şifahaneler, hamamlar, hanlar gelir. Burada dikkat edilmesi gereken husus bizim şehir anlayışımızın Batıdan farkının ekonomiden ziyade dini merkezli olmasıdır. Dinin muhatabı insandır, Müslüman şehirleri karışıklıklardan ve işgallerden önce herkesin mutlu, huzurlu ve güven içerisinde yaşadıkları yegâne şehirlerdir.

📌Orta çağda insanlar sokakta yürürken ölebiliyorlardı ve buna mukabil bir uygulama yoktu. İslam şehirlerinde durduk yere, sebepsizce böyle bir durumun yaşanma ihtimali yoktur. Çünkü herkes bilir ki Müslümanlar herkesin hakkına riayet ederler. Bu Müslüman şehirlerin tacirler tarafından tercih edilmesine sebep olmuştur. İnsanlar dünya üzerinde, Müslümanlarla yaptıkları ticaret kadar başka bir yerde yapmamışlardır. Hakları korunmuş ve herkese iyi davranılmıştır.

(x)🔎 Bilgi Notu: Minyatürlerde şehir planları çokça çizilmiştir.



📌2009 senesinde aramızdan ayrılan, hayatını İslam mimarisine adayan, çalışmaları ile bir öncü olup mimari, şehirleşme gibi alanlara ilgi duyan herkes için bir durak işlevi gören Turgut Cansever:

"Şehir ahlakın, sanatın, felsefenin ve dini düşüncenin geliştiği ve insanın bu dünyadaki vazifesini en üst düzeyde varlığının anlamını tamamladığı bir mekândır." sözleri ile şehir kelimesinin ne olduğunu bize tanımlar.

📌Rahmetli Cansever bize bir şehrin her cephesi ile nasıl bir anlama karşılık geldiğini bu sözleriyle en güzel biçimde anlatır. Ahlak, felsefe, sanat ve dini düşünce medeniyetin temel kaideleridir. Bu esasların gelişmemiş bir bölgede olgunlaşması, kisve-i taba bürünmesi mümkün değildir. Şehir tüm bu hasletlerden şahısları bir araya toplayan yegâne yapıdır. Aynı zamanda Turgut Cansever ve Farabi meseleye aynı zaviyeden bakmışlardır.


(x)🔎 Bilgi Notu:Turgut Cansever Ağa Han Mimarlık Ödülü'nü üç kez kazanan tek mimardır.




İSLAM ŞEHİRLEŞMESİNDE SELÇUKLU DAMGASI

📌Türklerin İslamiyet ile şereflendikten sonra ortaya koydukları özgün mimari ve şehirleşme Selçuklularla başlamaktadır. Irak, İran, Suriye ve Anadolu gibi geniş coğrafyalarda hüküm süren Selçuklular bu topraklardaki şehirleşme faaliyetlerine damga vurdular. Bilhassa *Malazgirt ile başlayan Anadolu'nun fethi sürecinde Selçuklular Anadolu şehirlerini imar etmiş, cami merkezli bir şehir yapılanması ile Anadolu'yu bambaşka bir hüviyete büründürmüştürler. Selçukluların çabası ile bugün Anadolu baştan aşağı bir İslam şehirleri müzesi gibidir.

(x)*Malazgirt: Müslümanlara Anadolu'nun kapılarını açan savaş.

📌Selçuklular hemen her şehre Ulu Camii inşa etmişlerdir. Bu camiler yapıldıkları bölgeye şehri çekmiş etrafına eklenen han, şifahane, imaret, hamam, kümbet gibi yapılarla kültürümüzün en güzel örneklerinden olan külliyeleri ortaya çıkarmıştır. Külliyeler şehrin ekonomik ve sosyal yapısını etkilemiş ve İslamiyet Anadolu'da hızla yayılmıştır.

📌 Selçuklu dönemi Anadolusunda şehirleşme ve mimari yapılar öne çıkmıştır. Ortaya çıkan estetik çizgi erişilmez derecede yüksek bir sanattır. Türk-İslam geleneği şehirleşme anlamında Selçuklular ile varlığını haykırmıştır. Hakeza Nişabur, İsfahan ve Tebriz Selçuklu şehirleşmesinin en güzel örneklerindendir. Bilhassa İsfahan döneminde o kadar güzel bir şehirdir ki insanlar "nısf-ı cihan" sıfatı ile İsfahan'ı övmüşlerdir.

(x)*Nısf-ı Cihan: Dünyanın yarısı demektir.

(x)🔎 Bilgi Notu: Selçukluların Anadolu'da ilk imar ettikleri şehir Ahlat olmuştur. Orta Asya'dan göçlerde de Anadolu'ya bir giriş kapısı işlevi gören Ahlat, adeta bir medeniyet beşiği işlevi görmüştür.

(x)📍 İlginç Bilgi: Diyarbakır Ulu Camii, Selçukluların Anadolu'da yaptırdıkları ilk eserdir.

ANADOLU'DA ÖNE ÇIKAN SELÇUKLU ESERLERİ

Divriği Ulu Cami: 1243'te Sivas'ta inşa edilen cami Türk- İslam medeniyetinin taş işçiliğinin en iyi şekilde müşahede edildiği eserlerdendir. Selçuklu mimari anlayışı ile bina edilen caminin turları dahi saatlerce sürmekte, yurt içi ve yurt dışından her sene binlerce insan camiyi ziyarete gelmektedir. Divriği şehri Ulu Camii etrafında kurulmuş, zamanla büyüse de şehrin merkezi daima Ulu Camii olmuştur.




Sultan Han: Aksaray'da 1229 senesinde inşa edilen han Selçukluların hayat görüşünü yansıtan en iyi eserlerdendir. Büyük duvarlarla çevrili, güvenlikli hanlar asırlar boyunca tacirlerin uğrak noktası olmuştur. Anadolu'nun önemli noktasına hanlar inşa ederek ekonomiyi canlı tutmaya çalışan Selçuklular, Sultan Han ile alelade yapılar inşa etmediklerini han dahi olsa bu yapıların bir ruhu olduğunu dünyaya kanıtlamışlardır.




Çifte Minareli Medrese: İlim İslam medeniyetinin temel dayanaklarındandır. Selçuklularda ilimi önemsemiş ve hâkim oldukları topraklarda medreseler inşa etmişlerdir. Erzurum'da bulunan Çifte Minareli Medrese Selçukluların Anadolu'da inşa ettikleri en büyük medresedir. Yapı zamanla şehirle bütünleşmiştir. Bu kurumdan yüzlerce ilim adamı yetişmiştir. Tipik bir Selçuklu medresesi olan yapı kendisinden sonra inşa edilen medreseleri uzun seneler etkisi altında bırakmıştır.

"Ne isterseniz yapınız, her yaptığınız şey mutlaka inancınızın tam bir yansıması olacaktır."
(Turgut Cansever, İslam'da şehir ve mimari)

📌Bir şehir ve o şehri oluşturan yapılar bakış açımız ve inancımızla da alakalıdır. Bizler inanç esaslarımızdan dolayı şehirlerimizi camilerle donattık, ilim yuvalarıyla, çeşmelerle şehrin etrafını çevirdik. Bu mesele Batı'da da bizde de aynıdır. Her medeniyet kendi inancını yansıtan şehirler ve eserler üretmiştir ve hala da üretmektedir. Müslüman şehirleri farklı kültürlerden gelme insanların, bu anlayışla oluşturduğu şehirlerdir.

(x)🔎 Bilgi Notu: Turgut Cansever "Bilge Mimar" olarak bilinir.



ŞEHİRLERİ DAİMA ELEKTRİKLE AYDINLATILAN COĞRAFYA: BATI

📌Avrupa kentleri tarihin her döneminde bir ibadethaneyi merkez alan soğuk ve karanlık şehirler olmuştur. Kilise merkezli yönetim her alanda olduğu gibi şehirleşme anlamında da Batı'yı etkilemiştir. Yüzyıllardır işlenen cinayetler, haksız yere işkence gören insanların ruhları dolaşmaktadır adeta bu şehirlerde. Şehirler düzenlidir, temizdir lakin bir ruha sahip değildir. Her asır devam eden vahşetler sanki bu şehirlerin üzerine bir karanlık olarak çökmüşlerdir. Bu sebepten Avrupa şehirleri sadece elektrik sayesinde aydınlanmaktadır.

📌Batılılar için şehir, ekonominin devam etmesi üzerine kurulu birleşik ve komşu yapılar topluluğundan ibarettir. Şehir ruhu Avrupalıların bilmediği bir kavramdır. Orta Çağ'dan sonra her yüzyılda kıtlık ve yoksulluk gibi sebeplerle halk isyanlarının başlaması ile beraber Avrupa'da girişi yüksek ve tünel temelli mimariye geçilmiştir. Aslında Batı mimarisinin bu denli dikey, keskin ve sağlam olması da Haçlı seferlerinin bir sonucudur. Kudüs'ü yağmalamak maksadıyla başlayan seferler boyunca Batılılar, rüyalarında dahi göremeyecekleri Müslümanların estetik yapılarına hayran kalmış ve yanlarında malzeme ve bir estetik algıyı da geri götürmüşlerdir.

📌Bugün Avrupa'nın büyük şehirlerinde insanların öykünerek bakıp da "ne kadar güzel" diye hayret ettiği yapılar aslında ekmek isteyen sözde "isyancıların" yani halkın yukarıdan ateşlenen silahlarla öldürülmesi ve olası bir durumda hızlıca şehri terk etmek amacıyla yapılmıştır. Batı, kendi kast sisteminde toplumundan ekmek sakınan bir zihin yapısıdır. Bu anlayışı mimari ve şehirleşme alanında rahatça görüyoruz.

(x)🔎 Bilgi Notu:Avrupa'da oluşan getto tabiri şehir hayatına alınmayan insanlar tarafından oluşturulmuş, şehrin etrafında kalan modern köyleri ifade eder.

(x)📍 İlginç Bilgi: Büyükşehirlerin yaygınlaşması ile getto tabiri dünyadaki tüm ülkelerde kullanılmaya başlanmıştır.

FİKRİYAT

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN