Arama

  • Anasayfa
  • Gündem
  • FETÖ destekçisi Kılıçdaroğlu'nu köşeye sıkıştıran soru

FETÖ destekçisi Kılıçdaroğlu'nu köşeye sıkıştıran soru

Kılıçdaroğlu’nun sözde “adalet” yürüyüşünde, FETÖ tarafından kumpasa maruz kaldıkları dönemde hayatlarını kaybeden üç komutanın fotoğrafının kullanılması dikkat çekti. FETÖ’ye destek olarak nitelendirilen yürüyüşte, bu terör örgütü tarafından hayatları karartılan mağdurların ‘malzeme’ olarak kullanması hangi siyasi ahlak ve vicdan ile örtüşüyor?

FETÖ destekçisi Kılıçdaroğlu’nu köşeye sıkıştıran soru
Yayınlanma Tarihi: 25.6.2017 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 25.06.2017 00:25

Kılıçdaroğlu'nun sözde "adalet" yürüyüşünde, FETÖ tarafından kumpasa maruz kaldıkları dönemde hayatlarını kaybeden üç komutanın fotoğrafının kullanılması dikkat çekti. FETÖ'ye destek olarak nitelendirilen yürüyüşte, bu terör örgütü tarafından hayatları karartılan mağdurların 'malzeme' olarak kullanması hangi siyasi ahlak ve vicdan ile örtüşüyor?

CHP'nin, Enis Berberoğlu'nun tutuklanması üzerine başlattığı yürüyüşteki bir kare fotoğraf çok dikkat çekti. Fetullahçı terör örgütünün lisanında kelimeler genellikle aksi bir söylemi ifade eder. Barış dedikleri şey aslında savaş anlamına gelmektedir. Huzur dediklerinde kargaşa ve kaos, adalet dediklerinde hukuksuzluk anlaşılır. Kılıçdaroğlu'nun yürüyüşünde açılan bir pankart da bu kavram çarpıklığını gösterdi.

FETÖ tarafından hayatları çalınan insanların yaşadıkları mağduriyetin sorumluları, ellerinde taşıdıkları pankartlarla adeta timsah gözyaşları döküyordu. Bu manzarayı yakından değerlendiren Aktüel.com.tr yazarı İdris Kardaş, CHP'nin, Enis Berberoğlu'nun tutuklanması üzerine başlattığı yürüyüşteki bir kare fotoğrafı köşesine taşıdı... Kardaş, "Bu fotoğrafta yanlış bir şey yok mu?" diye sordu.

İşte Kardaş'ın "Bu fotoğrafta yanlış bir şey yok mu?" başlıklı yazısının özeti...

Kılıçdaroğlu, adına "adalet" dediği bu yürüyüşü niçin başlattı? Hatırlayalım. Üç komutanın maruz kaldığı türden bir kumpas olayında dahli olduğu için tutuklanan Enis Berberoğlu'na destek olmak için.

Benzer bir kumpas diyorum zira MİT tırlarının durdurulması da tıpkı Balyoz davaları gibi FETÖ tarafından kusursuz ama alçakça bir şekilde planlanmış bir kumpastı. Kılıçdaroğlu yürüyüşünde, FETÖ tarafından kumpasa maruz kaldığı açık ve mahkeme kayıtlarıyla da sabit olan, kumpas sonunda hayatlarını kaybeden üç komutanın fotoğrafını kullanması tüyler ürperticiydi.

Balyoz davasında 16 yıl hapis cezasına çarptırılan Kurmay Albay Murat Özenalp, ailesinin kendisini ziyaret ettiği açık görüşte beyin kanaması geçirmiş ve hayatını kaybetmişti. Vasiyeti üzerine Umre'de giydiği ihramı kefen olarak sarıldı. Ölümünden bir buçuk ay sonra Anayasa Mahkemesi Balyoz davasını bozdu ve yeniden yargılama sonucunda o da 236 sanığın tümü gibi beraat etti.

BUNU BANA YAPANLARDAN ÖYLE BİR HESAP SORACAĞIM Kİ...
23 Şubat 2010 tarihinde Balyoz davası kapsamında göz altına alınmış ve tutuklanmıştı emekli Tuğamiral Cem Çakmak.18 yıl hapis cezasına çaptırılmıştı. Üç yıl cezaevinde kaldıktan sonra akciğer kanseri teşhisi konulunca tahliye edilip Ankara GATA'da tedavi altına alındı. Bir süre sonra da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. O da FETÖ'nün kumpaslarının kurbanı olan diğer arkadaşları gibi Balyoz davasından beraat etmişti.

"Uyuşturucu ve fuhuş çetesi" diye başlayan operasyon, "Amirallere suikast"a dönüşmüştü. Amirallere Suikast Soruşturması kapsamında hakkında 18 Aralık 2009'da yakalama kararı çıkarılan Yarbay Ali Tatar 19 Aralık sabahı cezaevine teslim edilmek üzere evden çıkması beklenirken, kaldığı lojmanın banyosunda başına ateş ederek intihar etmişti.

ALİ TATAR'IN SON MESAJI
Ali Tatar intihar etmeden önce arkadaşlarına şu mesajı bırakmıştı.
"Ben müthiş bir kumpasın içinde kaldım. Bir plan yapılmış, ben de bu planın bir parçası haline getirilmişim. Şuna bütün kalbinizle inanın ki, arkadaşınız hiçbir yasadışı oluşumun içinde olmadı, himaye etmedi. Bunların hepsi korkunç iftiradır. Bu oynanan oyunun ne kadar büyük ve çirkin olduğunu göstermektedir."

Yedi yıl sonra, Yarbay Ali Tatar'ı ikinci kez ifadeye çağırıp intiharına yol açan dönemin özel yetkili savcısı Süleyman Pehlivan, FETÖ soruşturması kapsamında hakkında yakalama kararı sonrasında İzmir'de teslim oldu. Bu arada Ali Tatar'ın da içinde bulunduğu 83 sanıklı Poyrazköy davasında da beraat kararı çıktı.

BU FOTOĞRAFIN O YÜRÜYÜŞTE NE İŞİ VAR?
Murat Özenalp, Cem Çakmak ve Ali Tatar. FETÖ tarafından oluşturulan Balyoz ve Poyrazköy kumpas davalarında mağdur olan, sahte belgelerle, ifadelerle aileleri ile birlikte tüm geleceği karartılan ve sonunda hayatlarını kaybeden üç isim. Bu üç komutanı tekrar hatırlatmamın bir nedeni var. Geçtiğimiz günlerde Kemal Kılıçdaroğlu'nun yürüyüşünden bir fotoğraf karesi düştü medyaya. Kılıçdaroğlu ve yanında birkaç kişi, ellerinde bu üç askerin fotoğrafının yer aldığı bir döviz ile yürüyorlardı.

Kılıçdaroğlu bu yürüyüşü niçin başlattığını açıklamıştı. Hatırlayalım. Üç komutanın maruz kaldığı türden bir kumpas olayında, dahli olduğu için tutuklanan Enis Berberoğlu'na destek olmak için. Benzer bir kumpas diyorum zira MİT tırlarının durdurulması da tıpkı Balyoz davaları gibi FETÖ tarafından kusursuz ama alçakça bir şekilde planlanmış bir kumpastı. Kılıçdaroğlu yürüyüşünde, FETÖ tarafından kumpasa maruz kaldığı açık ve mahkeme kayıtlarıyla da sabit olan, kumpas sonunda hayatlarını kaybeden üç komutanın fotoğrafını kullanması tüyler ürperticiydi.

Kılıçdaroğlu, yürüyüş başladığından bu yana FETÖ sözünü bile ağzına almazken, kontrollü darbe söylemleri ile FETÖ'cü darbeci ve kumpasçı teröristlerin davalarında kendilerini aklamalarına zemin oluştururken, darbe davalarını itibarsızlaştırmaya yönelik eylemleri de yürüyüşüne dahil ederken, FETÖ tarafından öldürülen Balyoz kumpası mağdurlarını kullanması hangi siyasi ahlak ve vicdan ile örtüşür?

KILIÇDAROĞLU O KOMUTANLARIN EŞLERİNİ ÖNCE BİR DİNLESİN
Kılıçdaroğlu, bu komutanların fotoğrafıyla "adalet" yürüyüşü pozu veriyorsa, komutanların eşlerinin sözlerini bir dinlesin önce.

Misal, Murat Özenalp'ın eşi Sema Özenalp, "Çocuklarım babasız kaldı. Geleceğimizi çaldılar. Hepimizden bir parça kopardılar. FETÖ, çocuklarımın babalarıyla geçirecekleri özel anların, güzel günlerin katili. Örgüt elebaşının Türkiye'ye getirilerek yargılanmasını istiyoruz."

Cem Çakmak'ın eşi Sevgi Çakmak da benzer şekilde FETÖ ve ele başına karşı sonsuz bir öfke içinde haklı olarak "Boş bir dava yüzünden hayatımız alt üst oldu. 52 yaşındaki eşimi kaybettim. Cem'in torunuyla hayalleri vardı. Zaman geçtikçe FETÖ'cülere olan öfkem daha da artıyor. FETÖ sadece Cem'in değil geride kalan bizlerin de katili. Gülen denilen terörist başı ve militanlarından şikayetçiyim. Duruşmalarına gideceğim ve karşılarında dimdik oturarak yargılanmalarını izleyeceğim. Merak ediyorum nasıl savunma yapacaklar? Bizimkiler tertemizdi. Bunlar kendilerini nasıl savunacaklar? Ailelerinin yüzlerine nasıl bakacaklar?"

Kılıçdaroğlu adalet için yürüdüğünü iddia ediyor. Ancak resimlerini taşıdığı komutanların eşlerinin bu taleplerine, öfkelerine, "FETÖ elebaşı Türkiye'ye getirilerek yargılansın, FETÖ'cülere olan öfkem daha da artıyor, FETÖ'cülerin sonuna kadar yargılanmasını istiyoruz" taleplerini bir cevap verebilir mi? Bu talepleri dillendirebilir mi? FETÖ Türkiye'de yargılansın diyebilir mi? Cevabı belli birkaç soruyla yazıyı uzattım. Affola.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN