Arama

Dünya tarihine yön vermiş Müslüman bilim insanları

Batı'nın kendi icadı veya çalışmaları olarak aksettiği birçok yenilik, aslında adeta güneşin doğuşu gibi şarktan kendini göstermişti. Birçok İslam bilim adamının yaptığı çalışmalar, keşifler ve icatlar hem şaşırtıcı hem de hayranlık uyandırıcı nitelikte. Üstelik Batı medeniyetlerinde de kendilerine hatırı sayılır şekilde yer edinmişler. İslam bilim dünyasının parlayan güneşlerini ve bize bıraktıklarını sizler için derledik.

  • 17
  • 51
SAF MATEMATİĞİN DALINI ORTAYA ÇIKARDI
SAF MATEMATİĞİN DALINI ORTAYA ÇIKARDI

Tûsî'nin bilimdeki başarılarından birini de geometri alanında görmekteyiz. Öklid dışı geometrilerin ortaya çıkmasına ön ayak olmuştur. Ayrıca Tûsî'nin Kitabu Şekli'l-Gıta adlı eseri, matematik ve trigonometri alanında dönüm noktası olmuştur. Onun bu eserinde trigonometri, astronomiye hiçbir göndermede bulunmadan saf matematiğin bir dalı olarak ortaya çıkar.

Mantık, felsefe, kelam, ahlak, matematik ve astronomi onun birbirine yakın derecede uzmanlaştığı ve eser yazdığı disiplinlerdi. Ayrıca siyaset, madenbilim, tıp, tarih, coğrafya, fıkıh, tefsir ve tasavvuf da onun sınırlı olmakla birlikte ilgilenip eser verdiği alanlar arasında yer alır. Tûsî, matematik ve astronomi alanlarında yazdığı eserler yanında Arşimed, Batlamyus ve Öklid gibi ünlü bilginlerin eserlerini düzeltmelerle yazdığı tahrirleriyle ünlüdür.

  • 18
  • 51
BİTRUCİ (BATRUCİ)
BİTRUCİ BATRUCİ

Batıda Alpetragius olarak anılan Ebû İshak Nûreddîn Bitrûcî, ünlü filozof İbn Tufeyl'in talebesi ve İbn Rüşd'ün çağdaşı olmasının dışında hayatı ve tahsil çevresi hakkında bilgi mevcut değil. Bitrûcî'ye Aristocu fizik felsefesinin verilerine dayanarak Batlamyus'un astronomik sistemini eleştirme ve bu sistemde değişiklik yapma fikrini İbn Tufeyl telkin etmişti. Hocasının etkisi altında kaldığı bilinen Bitrûcî'ye göre İbn Tufeyl, Batlamyus'un modelinden farklı olarak yeni bir sistem ortaya koydu.Hocası İbn Tufeyl'in tavsiyesi doğrultusunda çalışarak kendisini şöhrete kavuşturan Kitâbü'l-Hey'e'yi kaleme aldı. Bu maksatla önce Cabir b. Eflah'ın Islâhu'l-Mecistî adlı eserini okuyup onun daha önce Batlamyus sistemine yönelttiği eleştirileri öğrendi.

Bitrûcî, Ödoksos tarafından geliştirilen ve Aristoteles fiziğine dayanan ortak merkezli küreler kuramına geri dönmüş ve gezegenlerin düzensiz hareketlerini açıklayabilmek için, daha önceden belirlenen 8 gökküresinin dışına bir küre daha ilave etmiştir. Kitâbu'l-Hey'e çok beğenilmiş ve 1217'de Michael Scot tarafından Latince'ye ve 1259'da ise Moses ben Tibbon tarafından İbranice'ye çevrilerek Batı medeniyetine aktarıldı.

  • 19
  • 51
ULUĞ BEY
ULUĞ BEY

Timur'un torunu, Şahruh Mirza'nın oğludur. Asıl ismi Muhammed Taragay'dır. 1413'te babasının yerine Türkistan ve Maveraünnehir bölgesi emirliğine gelir. Yönetimi döneminde hem matematik hem astronomi ile ilgilenir.

Batlamyus, Nasîreddin Tûsî ve Gıyaseddîn Cemşid tarafından yapılan hesaplama hatalarını Uluğ Bey, yeni esaslara ve astronomik tespitlere dayanarak düzeltmiştir. Kendisinden önce Doğulu ve Batılı bilginlerin tahmini ve yaklaşık hesaplamalarını terk etmiş, cebir, geometri ve trigonometriye dayalı, kesin sonuçlar veren matematiksel hesaplama esasını uygulamıştır. Zic-i Uluğ Bey, asırlar boyunca astronomi alanında başucu kaynaklarından olmuştur.

  • 20
  • 51
ZİC-İ ULUĞ BEY
ZİC-İ ULUĞ BEY

Zîc-i Uluğ Bey adlı eseri, Ptolemy zamanından 15'inci yüzyılın ortasına kadar orijinal gözlem sonuçlarına dayalı olarak hazırlanmış, çağının en önemli astronomi cetvelleri olarak tarihteki yerini almıştır. Bilim tarihinin en önemli eserlerinden biri olarak bilim yöntemleri ve sonuçları bakımından astronomi konusunda çığır açmış bir kitaptır.

Eser dört bölümden meydana gelir: Birinci bölümde farklı toplumlar tarafından kullanılan değişik takvim/kronolojik sistemleri ele alınır. İkinci bölümde trigonometri ve küresel astronomi, bir gökcisminin ekvatora uzaklığı, yeryüzündeki bir yerin enlem ve boylamının tayini, iki yıldızın veya gezegenlerin uzaklık tayini gibi uygulamalı astronomiye ait bilgi, gözlem ve hesaplamalara yer verilir. Üçüncü bölümde, gökcisimlerinde görülen hareketler ve yerleri konu edilmiş, güneş ve gezegenlerin hareket teorisi, gezegenler, güneş ve ayın, yer merkezine uzaklığının tayini, güneş ve ay tutulmaları incelenir. Dördüncü bölümde ise, astrolojiyle ilgili konulardan bahsedilir.

  • 21
  • 51
ZİC-İ ULUĞ BEY
ZİC-İ ULUĞ BEY

Uluğ Bey, Semerkant'ta bir medrese ve bir de rasathane yaptırmıştır. Rasathanede yapılan gözlem ve hesaplamalar¸ günümüz astronomi değerlerine oldukça yakındır. Uluğ Bey, bir yılın uzunluğunu 365 gün 6 saat 10 dakika 8 saniye olarak belirlemiştir. Modern ölçümlere göre de 365 gün 6 saat 9 dakika 9.6 saniyedir, aradaki fark 1 dakikadan azdır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN