Dünya sokak hayvanları günü ve ecdadın örnek şefkati
Sokakta yaşayan on köpekten sadece birinin kalıcı bir yuva bulabildiğini ve barınaklara götürülen hayvanların büyük bir çoğunluğunun sahipleri tarafından terk edildiğini biliyor muydunuz? Sokak hayvanlarının sayısı, evsizlerin 5'te 1'inden fazla. Evcil hayvan sahiplerinin sadece yüzde 10'u barınaklardan evcil hayvanlarını sahipleniyor. Her yıl binlerce sokak hayvanı şiddet görüyor ve öldürülüyor. Oysa tarihimize baktığımızda ecdadımızın hayvan sevgisinin ne denli büyük olduğunu; hayvanlara bakılması için uşak tutulduğunu; fırıncılara ve kasaplara hayvanlar için aylık para verildiğini; sokak hayvanlarının beslenmesi için bir mesleğin dahi oluşturulduğunu gözümüzden kaçırıyoruz.
Hayvan sevmek dinin de bir gereği. İslâm dininde bütün mahlûkata şefkatle muamele yapılması emir olunur. Hayvanlara zulmün cezası ağırdır. Çünkü hayvanların Allah'tan başka koruyucusu yoktur. Ecdadımızın hayvanlara gösterdiği büyük değerin tüm dünyaya emsal teşkil etmesi umuduyla 4 Nisan Dünya Sokak Hayvanları Günü'nde Osmanlı'daki hayvan sevgisine değiniyoruz.
Atalarımız, ölen atlar için mezar taşları ve kitabeler yaptırdılar. Kaya resimleri ve kilimlerde hayvan figürleri çoğunluktadır. Edebiyatta, türkülerde de hayvan sevgisi hissedilir derecede vurgulanır. Bu sevgi, Osmanlı döneminde de devam eder. Osmanlı'da hayvanlara bakılması için uşak tutulur, maaş verilir, fırıncılara ve kasaplara, köpekler için aylık para verilirdi. Sokak hayvanlarının beslenmesi için Mancacılık mesleği dahi oluşmuştu.
- Hayvan ve ağaçlar yararına oluşturulan vakıflar,
- Kediler için yapılmış binalar,
- Hayvanların beslenmesi için tahsis edilmiş uşaklar,
- Hayvanların beslenmesi için bırakılan miraslar (Örneğin sadece Beyazıt Vakfiyesinde kuşların beslenmesi için yılda 30 altın ayrılmıştı),
- Kedilerin beslenme saatlerinde zengin ve kibar Osmanlıların kedileri her gün düzenli olarak kebaplarla beslemeleri,
- Kasap ve lokantaların önünde sıraya girmiş hayvanlar,
- Sokak hayvanları için düzenlenen şiş kebap günleri,
- Hacı Baba mertebesine yükseltilmiş leyleklere sanki kutsalmış gibi yapılan muameleler,
- Sonbaharda geri dönemeyen ve bakıma ihtiyaç duyan leylekler için bakım merkezleri,
- Dünyada örneğine rastlanmayan Bursa'daki Leylek (Gurabahane-i Laklakan), Dolmabahçe'deki kuş ve Üsküdar'daki kedi hastaneleri, Cami ve mezarlıklardaki suluklar, kuş evleri, hatta mimari açıdan eşi ve benzeri bulunmayan kuş köşkleri,