Arama

Yakın tarihimizin utanç yılları: İstiklal Mahkemeleri

Resmi tarih ve popüler kültür İstiklal Mahkemeleriyle pek ilgilenmedi, hatta yıllar boyu adını anmaktan bile kaçındı. İstiklal Mahkemeleri'nin nasıl kurulduğu, kimleri darağacına nasıl gönderdiği bugüne dek çok az kaleme alındı. "Asker kaçaklarını yakalayıp sorgulama" amacıyla kurulan bu mahkemeler zamanla amacından saptı; hükümetle ters düşen, bunu dile getiren veya bu doğrultuda iftiraya uğrayan kim varsa, hepsi bu mahkemelerde yargılandı. Onların içinde kurtuluş mücadelesinin büyük komutanı Kazım Karabekir Paşa da vardı, "şapka takmadığı" gerekçesiyle idam edilen İskilipli Atıf Hoca da... İstiklal Mahkemeleri, 92 yıl önce bugün kapatıldı.

  • 2
  • 15
ASKER KAÇAKLARI MÜCADELESİ İLE BAŞLADI
ASKER KAÇAKLARI MÜCADELESİ İLE BAŞLADI

Vatana İhanet Kanununa göre asker kaçaklarıyla mücadeleyi yapacak kurum da belliydi. Olağanüstü mahkemeler kurulacak ve inzibatların yakaladığı kaçaklar o mahkemelerde yargılanacaktı.

Tehdit unsuru sayılan hareketlere karşı daha sıkı tedbirler alınmak isteniyordu. Dr. Tevfik Rüştü Bey, Mustafa Kemal'e İhtilâl Mahkemeleri kurulması için bir öneri verdi. Kanunun çıkarılmasından sonraki dört aylık dönemde düzenin sağlanamaması üzerine, 1793'te Fransa'da kurulan olağanüstü yetkilere sahip mahkemeden esinlenilerek, 18 Nisan 1920 günü "İstiklal Mahkemeleri" kuruldu.

Gezici görev yapacak olan mahkemeler, üç üyeden oluşacak, karar için oy çokluğu yeterli olacaktı. Ama gerektiğinde başkomutan mahkemeye müdahale edebilecekti ve bu madde, meclis içinde oluşan muhalefetin pek hoşuna gitmedi.

"Hukuk tarihimizin utanç yılları: İstiklâl Mahkemeleri" adlı videoyu izlemek için tıklayın.

  • 3
  • 15
MUHALEFETTEN SESLER YÜKSELİYOR: "DÜNYANIN ADALETİNE SIĞMAZ!"
MUHALEFETTEN SESLER YÜKSELİYOR: DÜNYANIN ADALETİNE SIĞMAZ!

Muhalefetin başını çeken isimlerden biri Elazığ mebusu Hüseyin Avni Bey, meclis kürsüsüne çıktı ve İstiklâl Mahkemelerini şu sözlerle eleştirdi:

"Olağanüstü mahkemeler olağanüstü dönemde kurulmuştur. Hükümet bize bu kanunu kabul ettirmiştir. Ancak bugün İstiklâl Mahkemelerinin el uzatmadığı hiçbir şey kalmamıştır. Efendiler! Siz memleketi yaşatmak istiyorsanız 350 mahkemenin kudretini artırın. Çünkü o beş mahkeme, memleketi kurtaramaz. Bu dünyanın adaletine sığmaz. Mesele asker kaçağıysa mahkemelerin yetkilerini sadece o kadarla sınırlayalım. Mahkemelere yüklenen her şeyi hüküm altına alma ve her şeye hüküm verme yetkisini üzerimizden kaldırmak bizlere farzdır!"

Hüseyin Avni Bey'in bu uyarıları, elbette yeterli olmadı. İstiklâl Mahkemeleri her geçen gün kuruluş misyonunun, yani "asker kaçaklarını yakalayıp sorgulama" amacının daha da dışına çıktı.

  • 4
  • 15
HİLAFET TARTIŞMALARI İSTİKLAL MAHKEMELERİNE TAŞINIYOR!
HİLAFET TARTIŞMALARI İSTİKLAL MAHKEMELERİNE TAŞINIYOR!

İstiklâl Mahkemeleri'nin hukuk kurallarını alt üst ettiği gelişme, Aralık 1921 tarihine rastladı. Saltanat ve hilâfetin kaldırılacağının konuşulduğu bir dönemde, Konya'da bir yürüyüş gerçekleşti. Halk hilâfetin kaldırılması ihtimaline tepkiliydi.

Asli görevi "asker kaçaklarıyla mücadele" olan İstiklâl Mahkemeleri, o gün devreye girdi ve o dönem gerçekleşen her şey TBMM arşivinin 242 numaralı dosyasına işlendi.

  • 5
  • 15
"TÜM KONYA HALKI TUTUKLANSIN!"
TÜM KONYA HALKI TUTUKLANSIN!

Meclisten oy çokluğuyla çıkan karar korkunçtu. Kararda Konya'nın tümüne irticacı deniyor, hatta tüm Konya'nın tutuklanması emrediliyordu! Bu karar tarihe şu sözlerle geçti: "Bütün bir Konya bölgesi irticaya müsait bir bölge olduğundan gericiliğe müsait bir zemin oluşturulduğundan Konya halkının bütünüyle tutuklanmasına!"

İstiklâl Mahkemesi, o emir üzerine harekete geçti. Üç üyeli gezici mahkeme, Konya'ya gitti ve sadece üç gün içinde, Konya bozkırında 2 bin 300 kişi tutuklandı. Tutuklananlardan 805'i, yine üç gün içinde idam edildi. Olayın ardından tarihe şu sözlerle not düşüldü: "Konya merkezde 2 bin 300 kişi tutuklanmış, 805 kişi üç gün içinde idam edilmiştir. Bin 495 kişi de kürek, kala, bende ve ömür boyu gibi çeşitli cezalara çarptırılmışlardır."

Resmi tarihe yazılmayan bu gerçekler, ilk meclisteki muhalif kanadın ve koca bir milletin hafızasından da hiçbir zaman silinmedi.

  • 6
  • 15
"BUNLAR TAVUK DEĞİLDİR! HAYAT ÇOK YÜKSEKTİR!"
BUNLAR TAVUK DEĞİLDİR! HAYAT ÇOK YÜKSEKTİR!

Aynı günlerde, mecliste sert tartışmalar da aralıksız devam ediyor, konu sık sık saltanat ve hilâfete geliyor, ancak tartışma o an kavgaya dönüyordu. O tartışmalar sırasında bir gün, muhalif kanadın vekillerinden Sinop mebusu Hakkı Hami Bey söz aldı ve doğrudan doğruya İstiklâl Mahkemelerini savunanlara seslendi:

"Efendiler İstiklâl Mahkemeleri'nde adam asmakla bizler gayemize ulaşacaksak, hiç ulaşmayalım. Pek çok masum canından oluyor. İdam tavuk öldürmek değildir, bunlar tavuk değildir. Hayat çok yüksektir!"

Ne yazık ki gerçekler, tam da Sinop mebusu Hakkı Hami Bey'in işaret ettiği gibiydi. Suçlu ya da masum fark etmiyor, Anadolu halkı akın akın darağaçlarına götürülüyordu. Taraflı tarafsız herkes, İstiklâl Mahkemelerinin yapısını ezbere biliyordu.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN