Arama

Sultan Abdülhamid'in Ramazanları

Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden azat olan Ramazan'ın son günlerine yaklaştık. Birçoğumuzun "Nerede o eski Ramazanlar?" diye yakın geçmişe özlem duyduğu bugünlerde Yıldız Sarayı'na, Sultan II. Abdülhamid'in Ramazanlarına doğru tarihte kısa bir yolculuğa çıkıyoruz. Fikriyat olarak, o dönemin Ramazanlarını bize aktaran Şadiye Sultan'ın kaleminden, Abdülhamid'in Ramazanlarını sizlerle buluşturuyoruz.

  • 3
  • 14
CUMA GÜNLERİNİN CAZİP TARAFLARI VARDI
CUMA GÜNLERİNİN CAZİP TARAFLARI VARDI

Cuma günlerinin, yalnız biz küçüklere mahsus, başka câzip tarafları daha vardı. Bugünü, mümkün olsa, iple çekmek isterdim.

Çünkü, o sabah, erkenden hazînedâr ustanın kalfaları iki büyük kutu getirirlerdi. Birisinden yeni bir elbise, diğerinden yeni bir oyuncak çıkardı.

  • 4
  • 14
‘SARAYDA RAMAZANLAR ÇOK GÜZEL OLURDU’
‘SARAYDA RAMAZANLAR ÇOK GÜZEL OLURDU’

Bu, bizim için meraklı bir sürpriz idi, her hafta aynı saatlerde, gözlerim kapıda beklerdim. Bazan elbiseye pek alâka duymazdım.

Bilhassa parlak garnitürlerden, fazla göz alıcı renklerden hoşlanmazdım. Sade elbiseler giymeyi tercih ederdim. Sarayda Ramazanlar çok güzel olurdu.

  • 5
  • 14
‘İLAHİLER OKUNUR, NAMAZ KILINIRDI’
‘İLAHİLER OKUNUR, NAMAZ KILINIRDI’

Bir hafta evvelden hazırlık başlardı. Temizlik yapılır. Kiler-i Hümâyûn'dan bütün dâirelere büyük sürahiler içinde türlü türlü şuruplar ve birçok iftariyelikler gelirdi.

Ramazanın ilk gecesi bütün dâirelerin sofalarına altın yaldızlı kafesler kurulur, seccadeler yayılır, haremağalarıyla beraber bir imam, iki güzel sesli müezzin gelirdi. İlâhîler okunarak namazlar kılınırdı.

  • 6
  • 14
‘HER DAİREDE BİR İMAM İKİ MÜEZZİN OLURDU’
‘HER DAİREDE BİR İMAM İKİ MÜEZZİN OLURDU’

Ramazan aylarında, her dâirede ayrı bir imam, iki müezzin ve iki haremağasının refakatıyla teravih namazı kılınırdı.

Teravihden sonra imam ve müezzinlere buzlu şerbetler ikram edilirdi. Hükümdâr, teravih namazını hususî dâiresinin bitişiğindeki köşkte, ulema ve müezzinlerle beraber kılardı.

  • 7
  • 14
ABDÜLHAMİD HUZÛR-I HÜMÂYÛN DERSİNİ DİNLERDİ
ABDÜLHAMİD HUZÛR-I HÜMÂYÛN DERSİNİ DİNLERDİ

Gece kapılar açılır, sahur tablaları girer, top atılıncaya kadar herkes ayakta kalırdı. İmsak topundan sonra namaz kılınır ve yatılırdı. Öğle üzeri de her dâireye bir hoca gelir vaaz verirdi.

Akşam topla beraber Zemzem-i Şerîflerle iftar edilirdi. Sultan Abdülhamid Han Ramazan'da her gün Mâbeyn'e gider, "Huzûr-ı Hümâyûn" dersini dinlerdi. Ramazan'da, sarayda nöbet musikisi ve çalgı çalınmazdı. Mâbeyn'e gelenlere Başmâbeynci tarafından diş kiraları verilirdi.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN