Sultan Abdülhamid Enver Paşa’yı neden Küba’ya gönderdi?
Sultan II. Abdülhamid, dış politikanın öneminin arttığı bir dönemde hükümdar oldu. Onun diplomasi faaliyetleri daima "denge siyaseti" çerçevesinde gerçekleşti. 93 Harbi sonrası Balkanlardaki toprak kaybının ardından Girit sorunu gündeme geldi; meseleye Avrupalı ülkeler de dâhil oldu. Adada Yunanistan'ın kışkırtmalarıyla 30 yıl boyunca süregelen isyanların mahiyeti, Sultan Abdülhamid'e göre Küba ile benzerlik gösterebilirdi. Zira Küba da 30 yıldır İspanya'ya karşı bağımsızlık savaşı yürütüyordu. Küba'da iç isyanlar ve sonrasında izlenen politikaların Girit sorununun çözümünde etkili olması mümkündü. Abdülhamid, bu meseleyi araştırmak amacıyla Hasan Enver Paşa'yı görevlendirdi ve yerinde gözlem yaparak rapor hazırlaması için onu Küba'ya gönderdi.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Hasan Enver Paşa, Orient Star adlı gemi ile 1897 yılının Ekim ayında İstanbul'dan ayrıldı ve önce Barcelona'ya; oradan da 28 Kasım tarihinde Olimpia Route gemisi ile New York'a ulaştı.
Bir süre New York'ta kalan heyet Washington'a geçmiş; burada onları Elçi Ferruh Bey karşılamıştı.
Florida'nın Tampa şehrinin ardından Havana'ya ulaşan heyet ile Enver Paşa, incelemeler yaptı ve bir rapor hazırladı.
Hasan Enver Paşa, kaleme aldığı 28 Mart 1898 tarihli raporunda Küba'nın durumunu Girit sorununa benzetmiş ve şu sözleri yazmıştı:
"Rum bankerlerinin Giritlilerle yaptıkları nakdi yardımlar gibi Amerikalı servet sahipleri de Kübalılara önemli yardımlarda bulunmuşlardır. 15 milyon dolara ulaşan bu yardım Kübalılara borçlanma yoluyla verilmişti. Ada cumhuriyete dönüştükten sonra paranın yüksek bir faizle geri ödenmesi taahhüt altına alındığından adanın başlı başına bir hükümet oluşturması için ABD'nin müdahalesi meydana gelmiş…"
Enver Paşa, Küba ile ilgili pek çok detaya raporda yer vermiş; coğrafya ve sosyal yaşama dair pek çok bilgiyi kaleme almıştı.
Hasan Enver Paşa, ABD'nin Küba'ya müdahalede bulunması halinde İspanyol sömürgeciliğine karşı savaşan Kübalıların silahlarının yönünü değiştireceklerini de belirtmişti.
Bununla beraber, İspanya ile ABD arasında gerçekleşen Santiago Savaşı ile ilgili detaylı bilgi vermiş ve çatışmanın nasıl gerçekleştiğini etraflıca anlatmıştı:
"Santiago Muharebesi'nde İspanyolların başarıyı yakalamalarına ramak kalmışken donanmalarının limanda bulunması gerekirken bir zamanda çıkıp yok yere harap olup gitmesi meselenin rengini değiştirmiştir…
… Amerikalılarla birden bire tari olan baht ve hayretdan meydana gelen ufak bir uyuşukluk ve kargaşalıktan sonra içeri giren iki mil uzakta bulunan Teksas ile İowa Zırhlıları İspanya donanmasına arkadan hucüm ederek Oregan İspanyalılara ait yerler bir istikamet alındı.
…İspanya donanmasının birinci limandan çıkışıyla birinci Amerika topunun birinci atışı beyninde ancak üç dakika beklediği ikinci kısımda arz olunduğu üzere muharebe daha da şiddetlenerek iki muharip donanmanın beynindeki mesafe bir mile indi. İspanya donanması Sokopa Burnu'nu devri mecbur olduğu kavisten dolayı kaybettiği zaman bu hat üzerinde hareket eden Oregon ve Brooklyn kazanılmış olmakla bu sırada iki düşman arasındaki mesafe azalmıştı…"
Osmanlı heyetinin Küba'da bulunduğu tarihler, bölgede çok yoğun çatışmaların yaşandığı bir döneme rastlamış; ayaklanmalar ve iç savaş nedeniyle can güvenliğinin sağlanması güç olmuştur.
Nitekim Hasan Enver Paşa'nın Küba'nın doğusunda bulunan Santiago de Cuba'daki çatışmaları izlemek amacıyla General Shafter'a başvuruda bulunduğu bilinir.
General, cevap yazısında bölgedeki koşulların yabancı subayları konuk etmeye elverişli olmadığını ancak yine de gelmek isterse ertesi gün kendisine bir at yollayabileceğini belirtmiştir.
Hasan Enver Paşa, bölgeye varmış fakat bazı sıkıntılar çekmiş hatta ölüm tehlikesi atlatmış; karışıklıklar ve can güvenliğinin olmayışı nedeniyle dönmeye karar vermiştir.
Osmanlı topraklarını korumak ve çözüm önerileri bulmak amacıyla faydalı askeri tetkik ve uygulamaları raporlayan Enver Paşa, görevini tamamlayıp aynı güzergâh üzerinden İstanbul'a dönmüştür.