Said Halim Paşa'ya göre Dünya Savaşı'na nasıl girdik?
Fikirleri, icraatları ve yaşantısı ile Osmanlı siyasi tarihinin son büyük sadrazamlarından kabul edilen Sait Halim Paşa, Mısır Hidivi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın torunuydu. İsviçre'de Siyasal Bilgiler eğitimi aldıktan sonra Devlet-i Aliyye'de önemli görevli üstlenen Sait Halim Paşa, İttihat ve Terakki'nin önde gelen simalarındandı. Devlet adamlığının yanında önemli bir fikir insanı olan Sait Halim Paşa'nın notlarından I. Dünya Savaşı'na nasıl girdiğimizi araştırdık.
◾ Son dönem Osmanlı sadrazamlarından Sait Halim Paşa, Hidiv ailesine mensuptu. Devlet adamlığının ötesinde çağının öncü mütefekkirlerinden Sait Halim Paşa eserleri ile üşünce dünyamızı da etkilemişti.
◾ Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu Mehmet Abdülhalim Paşa'nın oğlu olan Sait Halim Paşa, Siyasal Bilgiler eğitimini İsviçre'de tamamlamış, dört yabancı dil bilen bir devlet adamıydı.
◾ İttihat ve Terakki Fırkası'nın iktidarı süresince genel sekreterlik, Şûrâ-yı Devlet Reisliği, Hariciye NAzırlığı, Sadâret Kaymakamlığı ve Sadrazamlık görevlerini ifa etti.
◾ 29 Nisan 1921'de Roma'ya yerleşen Paşa, Aralık 1921'de bir Ermeni Komitacı tarafından şehit edildiğinde arkasında kitaplarını bırakmıştı.
◾ Sait Halim Paşa'nın Sebilürreşad'da yayınlanan "Türkiye'nin Harb-i Umûmîye İştirakindeki Sebepler" başlıklı eseri, bir Osmanlı devlet adamının I. Dünya Savaşı'na bakışını göstermekte.
◾ İslamcılık fikrinin önemli düşünürlerinden Sait Halim Paşa'nın eseri bir hatıra olmaktan çok dönemin bürokrasisinin olaylara bakışını net şekilde izah etmekte.
◾ Savaşın ilanının ardından var olan siyasi manzarayı ve dış güçlerin Osmanlı üzerindeki emellerini Paşa şöyle anlatmıştı:
"Hasımlarının Şark Meselesi' nin çözümünde, başka bir deyişle Osmanlı'nın bölünmesi hususunda mutabık kaldıkları Kırım Savaşı'ndan beri, İtilaf Devletleri'nin Türkiye'ye karşı takındıkları düşmanca tavrın giderek azalmış olması, onu pek çok şeyin değiştiğine inandıramamıştı. Bu imparatorluk, Fransa ve İngiltere tarafından, artık Avrupa'nın dengesi için vazgeçilemez görülmemekteydi, tam tersine sürekli tehlike arz eden bir amil olarak değerlendiriliyordu. Rusya'nın İstanbul'u ele geçirme hayali ile Fransa'nın Suriye'yi, İngiltere'ninse Irak'ı almak için can attıklarını bilmeyen kimse kalmamıştı."
◾ Savaşın sebepleri kadar onu harlayan devletler de önemliydi. İyi ve geniş bir siyasi eğitime sahip olan Sait Halim Paşa kitapta devletlerin savaşa katılma sebeplerini sıralarken Rusya'ya ayrıntı bir parantez açmıştı:
"Rusya'nın bu korkunç savaşa alelacele atılmasının sebebi, elbette ki Almanya ve Avusturya-Macaristan'ı işgal etme arzusu değildi. O bunu, yüzyıllık emeline kavuşmak, açık denizlere ulaşabilmek için İstanbul' la Anadolu'nun büyük bir kısmını ele geçirmek ve Çar rejiminin Japon. savaşıyla kaybolan itibarını kurtarmak için yapıyordu. Yoksa, intikamını alabilmesi için Fransa'ya ve kendisini tehdit eden Alman rekabetinden kurtulması için İngiltere'ye yardım etmekten ne bekleyebilirdi? Demek ki, Türkiye için en doğrudan ve tehditkar tehlike bu sefer de yine Rusya'dan gelmekteydi."