Arama

Osmanlı'da toprağın altındaki asırlık bereket

Geçmişte olduğu gibi günümüz ve gelecekte de maden kullanımına devam eden birçok alan varlığını sürdürecek. Başta ekonomi olmak üzere sosyal, kültürel, askeri, siyasi açıdan madenler toplumun vazgeçilmez kaynağı olmuştur. Toplumların tarih sahnesinde varlığı kadar eski olan maden, Anadolu topraklarında ve Osmanlı Devleti'nde de önemli bir güç ve servet kaynağıydı. Hatta madencilik babadan oğula geçen bir mirastı.

  • 1
  • 10
MADENLER TARİH BOYUNCA ÖNEM KAZANDI
MADENLER TARİH BOYUNCA ÖNEM KAZANDI

Tarihte birçok devlet ekonomik zenginlik ve gücünü madenlere verdiği önemle sağladı. Anadolu'da kurulan devletlerin en güçlülerinden sayılan Hitit Devleti maden devleri olmak üzerine en önemli örneği teşkil eder. Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşü, Doğu roma İmparatorluğu'nun devam etmesi ise madenlerin elde tutulmasından ileri gelir.

On dördüncü yüzyılda Bizanslıların Balkanlar'da büyük bir kuvvet ve zenginliğe kavuşması, onların Balkan topraklarındaki madenleri iyi değerlendirmesinden kaynaklanır. Osmanlı Devleti de Anadolu ve Balkanlarda elde etiği madenleri uzun zaman değişiklik yapmayarak çalıştırmıştır.

Bizans ve Osmanlı devrinde Anadolu ve Balkanlardaki madencilik hakkında bilgiler kısıtlı. Eldeki bilgiler de Bizans, İran, Türk ve Latin kaynaklarından alınmış.

  • 2
  • 10
ANADOLU MADENLERİ 370 YILINDA TANINDI
ANADOLU MADENLERİ 370 YILINDA TANINDI

Anadolu'da altın madenlerinden ilk defa 370 yılında ve daha sonra 392 yılında Theodosius Kodeksi'nde bahsedilir. Kodeksin içerisindeki emirlerden bir tanesinde, "Her altın madencisi her yıl devlete 7 scruple altın verecek." yazar. Buradan hareketle Batı Anadolu'da yoğun bir madencilik yapıldığı bilgisine ulaşılır.

Stranbon, Anadolu madenleri konusunda en çok bilgi veren klasik yazarlardandır. Milattan sonra 1'inci yüzyılda Anadolu'daki madencilik bölgelerinin varlığını kayıt altına alırken oldukça özen gösterir. Stranbon'un kayıtlarına göre Trabzon'un güneydoğusundan oldukça uzakta Kaballa yakınında Syspiritis'te altın madenleri mevcuttu.

Aynı zamanda Trabzon'un batısındaki Pharnaki (Giresun)'de demir madeni; Trabzon'un güneybatısındaki Cabira (Niksar)'da ve Sinop'un güneyindeki Sandarakurgium dağında da madenler vardı. Strabon, Kıbrıs'taki bakır madenlerinden de söz eder.

  • 3
  • 10
MARCO POLO VE İBN-İ BATUTA DA BAHSETTİ
MARCO POLO VE İBN-İ BATUTA DA BAHSETTİ

Doğu Anadolu ve Bizans madenleri hakkındaki bilgileri ise Müslüman coğrafyacı ve seyyahlardan öğreniyoruz. Istahrî, Taron çevresindeki altın, gümüş bakır ve demir; Mukaddesî ise Doğu Anadolu'daki bakır madenlerinden söz eder.

Daha sonrasında Anadolu'ya Selçukluların gelip yerleşmesiyle bu topraklardaki madenleri anlatan Müslüman seyyahların da sayısı artar. Sonradan Müslüman olan Yakut isimli Anadolulu köle, Doğu Anadolu'da bakır; Abul Feda ise Amasya'da gümüş madenlerinden söz eder.

Marko Polo 13'üncü yüzyılda Çin'e giderken geçtiği Anadolu'da Bayburt ve Gümüşhane'de zengin gümüş madenleri görür. İbn-i Batuta, Anadolu'daki seyahatlerinde Gümüşhane madenlerini ziyaret etmiş ve burada Suriye ve Irak2tan gümüş almak için birçok tüccara rastlamıştır.

  • 4
  • 10
OSMANLI’DA MADENCİLİK
OSMANLI’DA MADENCİLİK

Osmanlı'nın Şer'î hukuka göre, madenler sahipsiz arazide ise bulanın; hazine arazisinde bulunmuşsa devletin; vakıf arazisinde bulunmuşsa vakfın; mülk arazide bulunmuşsa arazi sahibinindir.

Mülk veya sahipsiz arazide maden bulanlar, altın, gümüş, bakır, demir gibi madenlerden beytülmale 1/5 vergi öderler. Petrol ve zift ile çekilme ve dövülmeyi kabul etmeyen elmas, kireç, tuz gibi madenlerde devlet maslahata göre vergi alabilir. Maden ve memleha (tuzla) gelirleri, Osmanlı hazinesinin mühim bir kaynağıydı.

  • 5
  • 10
MÂLİKÎ HUKUKÇULARIN YÖNTEMİ UYGULANDI
MÂLİKÎ HUKUKÇULARIN YÖNTEMİ UYGULANDI

Madenler sahibine fevkalâde bir güç teminine müsait olduğundan; bu da dirlik ve düzeni tehdit edebileceğinden, Mâlikî hukukçuları, hükümdara maslahata göre maden vergisinin nispetini arttırmak, hatta tamamına el koymak ve uygun gördüğü şekilde harcamak hususunda geniş salâhiyet tanımıştı. 1869 tarihli Osmanlı Maden Nizamnamesi, hususi topraklarda bile sahibinin rızası olmaksızın maden arayıp çıkarmaya izin vermekle Mâlikî görüşüne meyletmiştir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN