Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • Tarih
  • Osmanlı sarayı hakkında bilgi veren ilk Batılı seyyah; Ottaviano Bon kimdir?

Osmanlı sarayı hakkında bilgi veren ilk Batılı seyyah; Ottaviano Bon kimdir?

Osmanlı sarayı hakkında bilgi veren ilk Batılı seyyah Ottaviano Bon, bir elçilik ziyareti sırasında İstanbul'a geldi. Ziyaret ettiği Topkapı Sarayı'nda birçok yeri görebilen Bon'un kaleme aldığı eser, Avrupa'da büyük yankı uyandırdı. Peki, Batılı seyyahın gözünden Osmanlı divan teşkilatında bir gün nasıl geçerdi? Divan üyelerinin oturma düzeni nasıldı?

  • 3
  • 13
Osmanlı sarayında bir divan günü nasıl geçerdi?
Osmanlı sarayında bir divan günü nasıl geçerdi?

"Divan günleri haftada dörttür: Cumartesi, Pazar, Pazartesi ve Salı. Bugünlerde veziriazam ve öteki vezirlerin hepsi, Rumeli ve Anadolu'nun iki Kazaskeri (ki iki eyaletteki bütün kadıların başıdır), üç defterdar (ki görevleri padişahın bütün gelirlerini toplamak, askerlerin ve diğer aylıklı kişilerin ücretlerini ödemektir) reis'ül küttab (padişahın mabeyincisidir), nişancı (emirleri, mektupları padişahın büyük mührü ile mühürler), bütün paşaların katipleri, önemli kişiler, çok sayıda görevliler daima divanın kapısında beklerler.

Çavuşbaşı (ki sarayda her zaman elinde gümüş bir asa taşır) ve birçok çavuş ki vezirin istediği kişi ya da yer ile ilgili olarak vereceği emirleri yerine getirmeye amededirler. Çünkü bunlar elçiliklere ya da sırada yerlere mesajlar gönderilmesinde kullanılırlar; mahkemeye getirilecek olanlarla ilgilenmekle, mahpusları yakından izlemekle nihayet bu nitelikte her türlü işlerle görevlidirler.

  • 4
  • 13
Divan üyelerinin oturma düzeni nasıldı?
Divan üyelerinin oturma düzeni nasıldı?

En üst dereceden en alt dereceye kadar bütün yargıç heyetinin ve görevlilerin gün doğarken divanda bulunmaları gerekir. Vezirler divana gelince en uç köşede, yüzleri kapıya dönük olarak duvara yapılık bir sedir üstüne ve mevkilerine göre otururlar. Baş vezirin sağ tarafında (din adamları sağ ve sol tarafta dururlar) yer alırlar; sedirin sol tarafından ise iki kazasker otururlar.

Önce, daha soylu ve önemli eyalet Rumeli, sonra Anadolu kazaskerleri sıralanır. Ve sağ tarafta kapının giriş yerinde üç defterdar oturur ki bunlardan ardında (yukarıda sözü edilen ve ahşap bir parmaklıkla ayrılı olan odada) bütün kâtipler, yere serili minderler üstüne, kâğıtları ve kalemleri ellerinde olarak, kendilerine ne emir verilirse yazmak üzere otururlar.

Ve öteki tarafta, defterdarlara karşı nişancı, elinde kalemi ve yöresinde yardımcıları ile oturur. Reis'ül küttab, genellikle vezirin yakınında bulunur, çünkü vezir birçok halde onun düşüncesine başvurur. Odanın ortasında oturumla ilgili olanlar ayakta dururular.

Sonra hepsi bir araya gelirler ve herkes yerine otururlar; davalılar (ki avukata gereksinmezler anacak birçok hallerde çavuşlardan yardım görürler, çünkü herkes kendisi için konuşabilir) ileri çıkar ve birbirlerine davalarını anlatmaya başlarlar.

Kendilerini adalete ve veziriazamın kararına havale ederler. O da eğer uygun görürse her şeyi halleder. Öteki paşalar konuşmazlar, yalnız dinlerler, sadrazam onların görüşlerine başvurana kadar (genellikle onlara sorulur) beklerler.

Çünkü veziriazam işin esasını anladıktan sonra kararı ötekilere bırakır; örnek olarak eğer konu Medeni Kanunu (şeriatı) ilgilendiriyorsa kazaskerlere; eğer bir hesap işi ise defterdarlara, sahtekarlık konusuysa (padişahın tuğrasını taklit etmek gibi) nişancıya, tacirleri ve malları ilgilendiriyorsa ( ki o konuda önemli zorlukları çıkarabilir) yanında oturan paşalardan birine verir.

Böylece öğle vaktine kadar olan zamanı kullanırlar; o saatte başvezir yemek getirilmesini emreder ve görevliler dışındakiler derhal çıkıp giderler. Oda böylece boşalınca şu biçimde sofralar kurulur: Veziriazamın önünde bir sini getirilir. Veziriazam paşalardan biri ile (en çok ikisi ile) birlikte yer; benzeri siniler birlikte yemek yiyen öteki vezirler için (bir diğeri kazaskerler, bir tanesi defterlar ve aynı şekilde nişancı) hazırlanır.

Elbiselerini temiz tutmak için herkesin dizleri üstüne koyduğu bir peçetesi vardır. Sözü edilen bakır tabakların yöresine büyük miktarda ekmek konulmuştur. Derhal et getirilir ve garip bir biçimde hazırlanmış büyük porsiyonlar olarak tabaklar içinde önlerine konulur. Bir porsiyon yenir yenmez hizmetkarlar hemen yerine ikinci bir porsiyon getirir ve koyarlar. Yemek listesi genellikle çeşitli biçimlerde hazırlanmış koyun eti, hindi, kaz, kuzu, tavuk, pirinç ve baklagiller çorbası, sonunda hamur tatlısıdır. Çok kısa bir aralıkta yemeklerini bitirirler. Sofrada kalanları da divan görevlileri yerler ancak bunların kendi mutfaklarından getirilen ek yemekleri olur.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN