Ortadoğu’nun haritasını çizen bir casus: Gertrude Bell
Birinci Dünya Savaşı'nın öncesinde ekonomik ve siyasi buhranın en üst seviyelerde seyrettiği yıllar… İngiliz Gertrude Bell, bu yıllarda dağcı, tarihçi, yazar, dilbilimci, arkeolog, kâşif, fotoğrafçı gibi unvanlarla ortaya çıktı. Ancak tüm bunların ötesinde, elinde cetvelle Ortadoğu ülkelerinin sınırlarını çizen; kurulan yeni ülkelerin başına kukla krallar geçiren bir casustu. "Çöl Kraliçesi" olarak anılan, 7 dil bilen Gertrude Bell, Ortadoğu'da İngilizlerin çıkarları için faaliyetlerde bulunmuştu.
📌1891'de Farsça öğrenmeye başladı ve teyzesinin kocası Sir Frank Lascelles'in Tahran'a elçi olarak tayin edilmesi üzerine 1892'de onun yanına gitti.
Özellikle Arap aşiretlerinin, bedevîlerin yaşayışları onu ilgilendirmiş ve bunun İngiliz Ortadoğu politikasına çıkar sağlayacağını düşünmüştü.
📌 Bell 1893-1899 yılları arasında Almanya, İtalya, İsviçre ve Fransa'da seyahatler yaptıktan sonra ilk defa olarak 1899'da Kudüs'e gitti. Buradan 1900'ün Haziran ayında yola çıkarak Suriye'yi dolaştı ve Cebelidürûz'a gitti.
1902-1903'te Hindistan, Cava, Burma, Çin, Japonya ve Amerika'yı dolaştıktan sonra Ortadoğu gezisini 1905'te tekrarlayarak aynı yerlerden bir daha geçti ve bu gezilerde gördüklerini bir seyahatname biçiminde değil, daha çok çöl insanlarının yaşantı ve duygularını dile getiren bir üslûpla yayımladı.
📌 Fransızca, İtalyanca, Almanca bilen Bell, Türkçe, Kürtçe, Farsça ve Arapça'yı konuşabildiği için, Ortadoğu'da yüzlerce aşiret ve kabileyle kolayca ilişki kurdu. Birbirine düşürebileceği ve Osmanlı'ya karşı ayaklanabilecek kabileleri belirledi.
📌 Günümüzde dahi Arap ders kitaplarında adı "kahraman kadın" olarak geçiyor. Arkeolojik çalışmalar yapıyor gibi görünerek tüm Ortadoğu'yu gezen Bell, elde ettiği bulguları İngiliz çıkarları için çarpıtmaktan hiç çekinmedi.
Günlüğünde, "Her aşireti burası sizden bir parça, sizin aslınız bu diye ikna etmek için gayret gösteriyorduk. Çoğu zaman da başarıyorduk" diyor.
📌 1919 yılındaki Paris Konferansı'na delege olarak katılan Gertrude Bell, Ortadoğu konusunda o kadar küstahlaşmıştı ki, günlüğüne şu satırları yazmıştı:
"Bu sabah tüm vaktimi Bağdat'taki ofisimde Irak'ın güney sınırlarını belirleyerek geçirdim. Çok güzel bir sabahtı..." Bell, 1919 yılında bugünkü Irak devletinin sınırlarının çiziyordu.