İstanbul'da açılan ilk tebhirhane: Gedikpaşa Tebhirhanesi
19. yüzyılda bulaşıcı hastalıklarla mücadelede kullanılan en yaygın yöntem "tebhirhane" denen merkezlerde uygulanıyordu. Peki, Gedikpaşa Tebhirhanesi'nin, imparatorluk topraklarında görülen kolera salgını karşısında İstanbul'da açılan ilk tebhirhane olma özelliğini taşıdığını biliyor muydunuz? Sizler için, bir yılda toplam 89.970 mekanı ve 182.631 parça eşyayı dezenfekte eden Gedikpaşa Tebhirhanesi hakkında bilinmeyenleri derledik.
Tebhirhaneler, diğer adıyla bakteriyelojihaneler Osmanlı Devleti'nde salgın hastalık ile mücadele için tesis edilirdi. Eskiden günümüzde olduğu gibi aşı ya da farklı yöntemlerle hastalığın önüne geçme sistemi henüz gelişmemişti.
Bulaşıcı hastalıkla mücadele için kullanılan en yaygın yöntem bu tür merkezlerdir.
Tebhir buhar, buğu manası gelir. Tebhirhane ise buğu evi, buhar evi anlamını taşır. Teknik olarak tebhirhane iki ana bölümden meydana gelir. Birinci bölüm temiz bölüm iken, ikinci bölüm bulaşık bölümüdür.
İki bölümü ayıran duvara bir "etüv makinesi" yani dezenfekte amaçlı laboratuvar fırını yerleştirilir. Bu etüv makinesinin tebhirhanenin iki bölümü olan bulaşık ve temiz bölümlerine açılan iki kapağı bulunur.