İskilipli Atıf Hoca: Tek partili dönemin kurbanı
1920'de, Meclis'in kurulmasının ardından ilk iş olarak "asker kaçaklarını yakalayıp sorgulama" amacıyla Hıyanet-i Vataniyye Kanunu çıkarılmış; olağanüstü mahkemeler kurularak kaçaklar yargılanmaya başlanmıştı. "İstiklâl Mahkemeleri" adı verilen bu mahkemeler, zamanla kuruluş misyonunun daha da dışına çıkacak, gerçekleştirilecek inkılaplara karşı en ufak bir eleştiri dahi idam sebebi olacaktı. Hatta bu kanun, bir kez de "geriye dönük" işleyecekti… İskilipli Atıf Hoca 4 Şubat 1926'da, Şapka Kanunu çıkmadan önce kaleme aldığı kitabı gerekçe gösterilerek hukuksuz bir şekilde idam edildi. Peki, İskilipli Atıf Hoca kimdir? İskilipli Atıf Hoca neden idam edildi?
Önceki Resimler için Tıklayınız
İskilipli Mehmed Âtıf Hoca o kanunun ilk kurbanı seçilecekti. O kanun çıkmadan 1,5 yıl kadar önce, 1924'te yazıp Maarif Vekâleti'nin ruhsatı ile "Frenk Mukallidliği ve Şapka" adlı risâlesini bastırmış, kitabında genç cumhuriyeti Batı'ya özenmemesi konusunda uyarmıştı. Şapka örneğini de, o kitapta vermişti.
Cumhuriyetin ise bir an önce milletin şapka takma ya da takmama konusundaki tereddütlerini ortadan kaldırması gerekiyordu. Bu nedenle, İstiklâl Mahkemeleri İsmet İnönü talimatıyla bir daha devreye girdi.
Kaleme aldığı risale nedeniyle "Şapka Kanunu'na muhalefetten" dolayı 7 Aralık 1925'te tutuklandı ve Ankara İstiklâl Mahkemesi tarafından Giresun'a sevk edildi.
Ankara İstiklâl Mahkemesi Of, Erzurum, Rize gibi yörelerdeki Şapka Kanunu'na aykırı hareketlerle ilgisi olup olmadığını araştırdı. Söz konusu eserini, ilgili kanunun çıkmasından yaklaşık 1,5 yıl önce yazmış olması ve suçunun sabit görülmemesi üzerine berat etse de serbest bırakılmayarak İstanbul'a getirildi ve oradan tekrar Ankara'ya gönderildi.
1926 yılı başlarından itibaren Ankara İstiklâl Mahkemesi tarafından tutuklu olarak yargılandı. Karar baştan belliydi ancak zaten hiçe sayılan hukuk ve adalet, o davada tümüyle yerle bir edildi.
Savcı Necip Ali'nin (Küçüka) iddia makamı olarak istediği üç yıllık kürek cezasına karşılık; mahkeme heyeti, İskilipli Âtıf Hoca'nın idamına hükmetti.
4 Şubat 1926'da Ankara'da eski meclis binası yakınlarındaki Karaoğlan Çarşısı'nda Babaeski müftüsü Ali Rızâ Efendi ile beraber idam edildi. En acısı ise idam sırasında "ibret-i âlem için" Âtıf Hoca'nın başına şapka geçirmeleriydi.
Fikriyat