Arama

İskilipli Atıf Hoca: Tek partili dönemin kurbanı

1920'de, Meclis'in kurulmasının ardından ilk iş olarak "asker kaçaklarını yakalayıp sorgulama" amacıyla Hıyanet-i Vataniyye Kanunu çıkarılmış; olağanüstü mahkemeler kurularak kaçaklar yargılanmaya başlanmıştı. "İstiklâl Mahkemeleri" adı verilen bu mahkemeler, zamanla kuruluş misyonunun daha da dışına çıkacak, gerçekleştirilecek inkılaplara karşı en ufak bir eleştiri dahi idam sebebi olacaktı. Hatta bu kanun, bir kez de "geriye dönük" işleyecekti… İskilipli Atıf Hoca 4 Şubat 1926'da, Şapka Kanunu çıkmadan önce kaleme aldığı kitabı gerekçe gösterilerek hukuksuz bir şekilde idam edildi. Peki, İskilipli Atıf Hoca kimdir? İskilipli Atıf Hoca neden idam edildi?

  • 1
  • 14
İSKİLİPLİ ATIF HOCA KİMDİR?
İSKİLİPLİ ATIF HOCA KİMDİR?

İskilipli Atıf Hoca 1875 yılında, bugün Çorum sınırları içinde kalan İskilip'in Tophane (Toyhane) köyünde doğdu.

Babası, Akkoyunlu aşireti beylerinden ve İmamoğulları'ndan Mehmed Ali Ağa, annesi Mekke-i Mükerreme'den göç etmiş Benî Hattâb aşireti şeyhlerinden, Kartaldağ yaylasında medfun Arap Dede adıyla şöhret bulmuş şeyhin torunu Nazlı Hanım'dır.

6 aylıkken öksüz kalan Mehmed Âtıf, dedesi Hasan Kethüdâ tarafından büyütüldü.

  • 2
  • 14
İLİM İÇİN İSTANBUL’A GELDİ
İLİM İÇİN İSTANBUL’A GELDİ

İlk dinî bilgileri köyündeki hocalardan aldı. İskilip'te müderrislik yapan Hoca Abdullah Efendi'den bir süre ders okuduktan sonra ailesinin muhalefetine rağmen ilim tahsili amacıyla İstanbul'a gitti. Burada öğrenimine devam ederken bir yandan da geçimini sağlamaya çalıştı.

1902'de medrese tahsilini bitirdi ve aynı yıl açılan ruûs imtihanına girerek "İstanbul müderrisliği"ni kazandı; ertesi yıl Fâtih Camii'nde ders vermeye başladı.

  • 3
  • 14
MÜDERRİSLERİN MAĞDURİYETİNİ GİDERMEK İSTEDİ
MÜDERRİSLERİN MAĞDURİYETİNİ GİDERMEK İSTEDİ

Bu arada İstanbul Darülfünunu İlâhiyat Fakültesi'nden 1905'te mezun olarak Kabataş Lisesi Arapça öğretmenliğine tayin edilen Âtıf Efendi, Meşîhat-ı İslâmiyye Dairesi'nde bulunan dersiamların mağduriyetini giderme konusunda yaptığı çalışmalar üzerine şeyhülislâm tarafından Bodrum'a sürüldü; oradan da Kırımlı İbrâhim Tâli Efendi'nin pasaportu ile Kırım'a geçti.

Kırım'dan Varşova'ya kadar giden Âtıf Efendi, II. Meşrutiyet'in ilânından bir hafta önce İstanbul'a döndü. 1910'da medâris müfettişliğine getirildi. Bu arada Sebîlürreşad ve Beyânülhak'ta yazılar yazdı.

Donanma Cemiyeti yararına kaleme aldığı Nazar-ı Şerîatte Kuvve-i Berriyye ve Bahriyye'nin Ehemmiyet ve Vücûbu adlı eseri dolayısıyla takdirname aldı.

  • 4
  • 14
SUÇLU OLMADIĞI HALDE 1,5 YIL SÜRGÜN HAYATI YAŞADI
SUÇLU OLMADIĞI HALDE 1,5 YIL SÜRGÜN HAYATI YAŞADI

31 Mart Vak'ası'nda bir hafta tutuklu kalan Mehmed Âtıf Efendi, 1913'te Mahmud Şevket Paşa'nın öldürülmesi olayında dahli olduğu gerekçesiyle Sinop'a sürüldü.

Çorum, Boğazlıyan ve Sungurlu'da yaklaşık 1,5 yıl kadar sürgün hayatı yaşadıktan sonra İstanbul'a döndü. Her iki olaydan sonra da resmî makamlar bir yanlışlığa kurban gittiğini, suçlu olmadığının anlaşıldığını ifade etmişlerdi. Dört yıl görev alamadı.

1918'den sonra Dârü'l-hilâfeti'l-aliyye Medresesi kısm-ı âlî tefsîr-i şerîf ve Medresetü'l-kudât'ta hikmet-i teşrîiyye müderrisliğine tayin edildi. 1 Ocak 1919'da da İbtidâ-i Dâhil Medresesi umum müdürlüğü idarî görevine getirildi.

  • 5
  • 14
İŞGAL GÜÇLERİNE VE BOLŞEVİZM’E KARŞI MÜCADELE VERDİ
İŞGAL GÜÇLERİNE VE BOLŞEVİZM’E KARŞI MÜCADELE VERDİ

19 Şubat 1919'da Mustafa Sabri Efendi'nin başkanlığında kurulan Müderrisîn Cemiyeti'nin ikinci başkanlığına tayin edildi.

Cemiyet, 24 Kasım 1919'da genel kurul toplantısında alınan karar gereğince Teâlî-i İslâm Cemiyeti adını aldı ve Mustafa Sabri Efendi'nin şeyhülislâmlık makamına tayini üzerine başkanlığa Âtıf Efendi getirildi.

Cemiyet, ilk olarak İzmir'in Yunanlılar tarafından işgalini protesto eden bir beyanname yayımladı. İskilipli, işgal kuvvetlerine ve yeni bir tehlike olarak ortaya çıkan Bolşevizm'e karşı olan beyannamelere de imza attı.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN