Hindistan'daki Türk İmparatorluğu Babürlüler hakkında az bilinenler
Babürlüler, Hindistan ve çevresinde 350 yıla yakın hüküm sürmüş Babür Şah tarafından kurulan bir Türk hanedanlığıydı. Anadili Çağatay Türkçesi olmakla beraber Fars kültüründen yoğun şekilde etkilendi. Mimarisiyle dillere destan dünyaca ünlü Tac Mahal, Babür İmparatorluğu zamanında inşa edildi. Anı türünün ilk örneği Babürname ise yine bu dönemde kaleme alındı. Babür İmparatorluğu hakkında az bilinenleri sizler için derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
📌Bâbürlüler Hindistan'da kültür ve medeniyetin gelişmesinde büyük rol oynamışlardır. Kendilerine has bir mimari tarz geliştirdikleri gibi ülkenin her tarafını önemli eserlerle süslemişlerdir. Bâbürlü başşehirleri Kâbil, Lahor, Delhi, Agra ve Fetihpûr Sikri'de cami, türbe, bahçe, köprü, su arkları, köşkler meydana getirmişlerdir. Agra'daki muhteşem eser Tac Mahal, Bâbürlüler'in ulaştığı medeniyetin en mükemmel örneğidir.
Babür İmparatorluğunun Hindistan'a en büyük katkısı eşsiz mimarisi olmuştur. Hindistan'daki birçok anıt Babür mimarisinin ince örneklerini temsil etmektedir. Babür mimarisinin en önemli eseri ise Tac Mahal olarak bilinmektedir.
📌Yapımına 1631'de başlanan ve 1652'de tamamlanan, Şah Cihan'ın çok sevdiği eşi Mümtaz Mahal'in ölümü üzerine inşa ettirdiği Tac Mahal başta olmak üzere, Hümayun Türbesi, Agra Kalesi, Lahor Kalesi UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer alan Babür İmparatorluğu mimarisinin en önemli örnekleridir. Hindistan'ın birçok şehri ile birlikte, Pakistan, Afganistan ve Bangladeş'te Babür mimarisinden örneklere rastlanmaktadır.
📌Babür İmparatorluğu'na ait mimari eserlerin en önemli özelliği, hacimce büyük yapılar olmalarıdır. Genel malzeme kullanımı, mermer ve kırmızı kum taşı üzerinedir. Kakmacılık gelişmiş bir süsleme biçimi olmakla beraber kubbe mimarisi de görülmektedir. Alemgir devrinde mimari yönden bir çöküş başlamış olsa da buna rağmen yine de bazı önemli eserler yaptırılmıştır. Bunlar Lahor'daki Padişahî Cami'si ve Delhi kalesindeki Motî Mescidi'dir.
📌Bir süre, Safevî sarayında sürgün hayatı yaşayan Hümâyun'un ülkesine dönerken yanında Tebrizli sanatçıları da getirmesi nedeniyle Hindistan sanat çevrelerinde minyatüre karşı duyulan ilgi artmıştır. Başlangıçta Tebrizli ustaların kendi tarzlarını aktardıkları minyatürlerde zamanla yerel ustaların da katılımıyla kendine özgü bir üslup gelişmiştir. Babür İmparatorluğun'da minyatürcülüğün en verimli dönemi Hümâyun'un oğlu Ekber Şah zamanına rastlamaktadır.
Bâbürlüler Türk-İslâm tarihçiliğinin gelişmesine de büyük hizmet etmişlerdir. Bâbürlü hükümdarların saraylarında görevlendirdikleri âlimler, diğer ilimler yanında tarihçiliğe de altın devrini yaşatmışlardı.
📌Herat mektebi ve Hint-İran geleneği tarihçiliği tesiri altına almıştır. M. Elliot ve J. Dowson, Bâbürlü devri tarihçilerinin eserlerini külliyat halinde İngilizce'ye tercüme ederek yayımlamışlardır.
📌Bâbürlüler devrinde yazılmış başka önemli eserler de vardır. Bâbür'ün yazmış olduğu Bâbürnâme, kızı Gülbeden Begüm'ün kaleme aldığı Hümâyûnnâme, Ebü'l-Fazl el-Allâmî'nin yazdığı Ekbernâme bunlar arasındadır. Ayrıca Nizâmeddin Ahmed Herevî'nin umumi Hint tarihine dair Tabakat-ı Ekberî'si ile Firişte'nin Gülşen-i İbrâhîmî adlı eserleri de meşhurdur.