Arama

Cesetler üzerinde teşrih yapan Osmanlı hekimi

Dünya tıp tarihinde, organ naklinin ilk emarelerinin Osmanlı'da görüldüğünü biliyor muydunuz? Peki ya, Avrupa'nın hayvanlar aracılığıyla kötü muamele ettikleri bir dönemde, Osmanlı alimlerinin akıl hastalarını müzikle tedavi ettiğini ve onlara özel hastaneler kurduklarını? Peş peşe gerçekleştirilen seferler ve salgın hastalıklar nedeniyle Osmanlı'nın en çok ihtiyaç duyduğu alanlardan biriydi, tıp ilmi. İslam alimlerinden aldıkları mirası, daha ileriye taşıyan Osmanlı'ya dair, tıp tarihinde bilinmeyenleri sizler için derledik.

  • 1
  • 11
İBN-İ SİNA’NIN İZİNDEN GİTTİLER
İBN-İ SİNA’NIN İZİNDEN GİTTİLER

Tıp ilmine daima önem veren ve onu geliştirmeye çalışan Osmanlı âlimleri, İbn-i Sinâ'nın açtığı yolda ilerlemişler, onun tıp alanındaki keşiflerine ilaveler yapmaya çalışmışlardı.

17'inci asırdan itibaren, tıp ilmine Batı'dan alınan bilgiler de dâhil edilmeye başlandı. Bilhassa amelî tıbba önem vermişler, hastanelerini iyi şartlar içinde tutmaya gayret göstermişlerdi.

Bu derecede savaşan bir devletin, pratik tıbba ve cerrahiye ağırlık vermesi ise oldukça doğal bir gelişmeydi.

  • 2
  • 11
OSMANLI TIP KİTAPLARININ BİR KISMI RESİMLİYDİ
OSMANLI TIP KİTAPLARININ BİR KISMI RESİMLİYDİ

Operatör Amasyalı Sabuncuoğlu Şerafeddîn, 1465'te Fatih Sultan Mehmet'e sunduğu Türkçe Cerrâhiyye-i İlhâniyye'sinde, devrinin operatörlük sanatını renkli resimler de koyarak çok iyi izah etmişti.

Sonraki asırda Antakyalı Davud, bu yolda devam etti. 15'inci asırda Ahî Çelebi, idrar yolları üzerindeki mühim eserini yazdı.

17'inci asır başlarında Şeyhu'l Haremeyn Şemseddîn Efendi, kaleme aldığı Teşrîhu'l Ebdân'ında, Vasabius'un De Humani Corporis Fabrica'sından faydalandı. Osmanlı tıp kitaplarının bir kısmı resimliydi.

  • 3
  • 11
ORGAN NAKLİNİN İLK EMARELERİ 17. YÜZYILDA GÖRÜLDÜ
ORGAN NAKLİNİN İLK EMARELERİ 17. YÜZYILDA GÖRÜLDÜ

İstanbul'un fethinden önce Hacı Paşa, Şifâ'ü'l Eskaam'ında hastalıkların klinik arazi ve teşhisini çok iyi açıklamıştı.

16'ıncı asır sonlarında, Kaamûsü'l Hikme ve't Tıb'ta Arapça tıp terimleri Türkçeleştirilmeye başlandı. Ahmed bin Mehmed, İstanbul'da tıp tahsil etmiş, Hindistan'a gidip Şâh-ı Cihân'ın hususi hekimi olmuş, İstanbul'a dönüp Kaamûsü'l Enbâ'sını telif etmişti.

Organ naklinin ilk emareleri de görülmüştü. IV. Murâd'ın hekimi Emîr Çelebî, 1624'te Enmûzec fi't Tıbb'ında cesetler üzerinde teşrih yaptığından bahseder.

  • 4
  • 11
AKIL VE RUH HASTALIKLARI AYRI BRANŞLARA AYRILDI
AKIL VE RUH HASTALIKLARI AYRI BRANŞLARA AYRILDI

Ayaşlı Şaban Efendi'nin eş-Şifâ fi Tedbîri'l Mevlûd'u, kadın, doğum ve çocuk hastalıkları üzerinde devrinin en iyi eseriydi.

18'inci asırda artık Avrupa tıp kitapları, doğrudan Türkçe'ye tercüme edilmeye başlandı.

Akıl ve ruh hastalıkları çoktan ayrı branşlar olarak ayrılmıştı. Sinoplu Mü'min Çelebî, 1453'ten önce II. Murâd'a sunduğu Zahıyre-i Murâdiyye'sinde 25 bâb halinde akıl, ruh, sinir hastalıklarını incelemişti.

Sonra ünlü Osmanlı akıl ve ruh hastaneleri yükselmeye ve tıp medreselerinin ihtisas klinikleri olarak da kullanılmaya başlandı.

  • 5
  • 11
AKIL HASTALARINI TEDAVİ ETMEYİ OSMANLIDAN ÖĞRENDİLER
AKIL HASTALARINI TEDAVİ ETMEYİ OSMANLIDAN ÖĞRENDİLER

Osmanlılar 19'uncu yüzyıla kadar akıl ve ruh hastalarının tedavisinde dünyanın en üstün çizgisini muhafaza ettiler.

Şuûrî Efendi, Mir'at Emzice'sinde, ruh hastalarının musiki ile tedavisini anlatır. Akıl hastalarını tedavi etmeyi Avrupa, Türklerden öğrenmiş; Avrupa'dan çok önce akıl hastalarına özel hastaneler kurmuşlardı.

1818'de Fransa'da akıl hastaları, hasta kabul edilmez; hayvanlardan ve canilerden kötü muamele görür, eski asırlarda ise yakılırdı. Osmanlı devletinde yaşayan Rumlar da, Türklerin delileri hastaneye yatırması ile alay edip kendi cemaatlerindeki delileri, vücutlarına giren şeytanı kovmak için döver, aç ve susuz bırakırlardı.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN