Beyşehir Eşrefoğlu Camii hakkında 10 bilgi
Anadolu'da inşa edilen ve günümüze kadar gelebilen ahşap direkli, en büyük ve orijinal cami olan Eşrefoğlu Camisi, içindeki süslemelerle de emsali olmayan bir örnektir. Sadece ahşap değil; taş, tuğla, alçı süslemeleri ile de sanatımızda kullanılan dekorasyonların hepsini bir arada Eşrefoğlu Camii'nde görmek mümkündür. Ahşap ve çini işçiliğiyle Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden olan Eşrefoğlu Camii'ni 10 maddede işledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Karlığın, caminin çürümesini önlemek amacıyla yapıldığı ve karlığa dolan karın yavaş yavaş erimesiyle, nemin, caminin içindeki ağaçların ömrünü uzattığı sanılır. Yüzyıllar boyu kış aylarında caminin damındaki karlar, çatının ortasındaki boşluktan ortadaki havuza atılmış ve ortamı nemlendirerek yakılan sobalardan ötürü ahşap sütunların çatlayıp kurumasını engellemiştir. 1965 yılında karlığın üstü camla kapatılmış ve işlevini yitirmiştir.
Beyşehir ilçesi İçerişehir Mahallesi'nde bulunan, Orta Asya'da Semerkant, Buhara gibi eski Türkistan şehirlerinde yer alan ağaç direkli camilerin ülkemizdeki eşsiz bir örneği olan Beyşehir Eşrefoğlu Camisi, Anadolu'daki ahşap direkli camilerin en büyüğü ve orijinalidir.
Anıtsal taç kapısı, eşsiz mihrap ve minberi, üstün ağaç ve çini işçiliği yönünden ağaç cami müzesi gibidir. Mihrabının tümü çini mozaikle kaplı olup, 4.58 metre eni, 6.17 metre yüksekliği ile Konya çevresindeki bütün çinili mihraplardan daha büyüktür. Minberi, tamamen ceviz ağacından üstün bir işçilik ve zengin bir süsleme ile oymalı, çatmalı ve tutkalsız olarak yapılmıştır. Ağırlıklı olarak turkuaz ve patlıcan moru iki renk kullanılmıştır. Bu renkleri günümüz teknolojisiyle bile elde etmek oldukça güçtür. Kubbe de tuğlalarla çevrili çini kaplamadır.
Cami, Türk mimari tarzının en güzel ahşap örneklerinden birisidir. Sekizgen, beşgen, yıldız ve geometrik dolgular ve bitkisel bezemeler ile kaplanmış minber, sedef ve fildişi çatmalarında görülebilecek derecede inanılmaz bir düzgünlük ve inceliktedir. Caminin tavanı renkli kalem işi süslemelere sahiptir. Özellikle konsollardaki kökboyalı motifler dikkat çekicidir. Çoğul ahşap sütunlar, tavanı tamamen ahşap ve kalem işçiliği ile süslenmiş, minberi tamamen ahşap ve Kündekari tekniği👇 ile yapılmıştır.
Kündekâri, küçük ölçüde geometrik parçaların birbirine geçmesi ile elde edilen, Anadolu'da Selçuklu döneminde gelişmiş kendine özgü bir bezeme tekniğidir. Kündekâri'nin kelime anlamı ince marangozluk işi, kıymetli ağaçların işlenmesidir. Kelimenin aslı Farsça kendekârî olup heykeltıraşlık, hakkâklık, kalemkârlık gibi plastik sanatları adlandırır.
Sütun ve kirişlerinin tamamı sedir ağacından yapılırken, sadece minberi ceviz ağacından yapılmış ve minberin yan cephesindeki bağlantılar haricinde hiçbir tarafında çivi ve tutkal kullanılmamış. Minber kapısının üst kısmında, labirente benzeyen şeklin tam ortasında ''Allah'', alt kısmında ''Muhammed'' ve dört halifenin ismi yazılıdır. Minberin etrafına oyma sanatıyla Ayet-el Kürsi yazılmıştır.