Abdülaziz’in Avrupa’ya seyahatine eşlik eden Werner’in İstanbul anıları
Osmanlı'ya iltica eden Franz Xaver Werner Osmanlı ordusunda görev almış, Gavur Alayı denilen birliğe katılmıştı. Werner, Türkçeyi o kadar iyi öğrendi ki divan şiirinden Almanca'ya çeviriler dahi yaptı. Sultan Abdülaziz'in Avrupa'ya yaptığı seyahatlerde yanında bulunan Werner, Osmanlı ve İstanbul'u anlattığı eserinde neler anlatmıştı?
Önceki Resimler için Tıklayınız
Dresden'de vazifeli olduğu sırada diplomatik görevinden çok edebiyat çalışmalarına ağırlık verdi. 1877 yılında birçok şiiri yayımlandı.
Tam da Türk-Rus Savaşı sırasında, dünyanın gözünü Osmanlıya çevirdiği günlerde Türkiye'yi, temsil ettiği Osmanlı idaresini ve İstanbul'u anlattığı Türkische Skizzen isimli kitabı neşredildi. Orada da aristokrat ve bürokratlardan oluşan bir edebiyat mahfili teşkil etti.
8 Eylül 1881 tarihinde, İstanbul'dan hep hayal ettiği Berlin Büyükelçiliği'ne terfi ettiğini haber veren mektup ulaştı; ancak 12 Eylül 1881 günü çalışma masasında "Que Dieu me pardonne" (Tanrım beni affet) notu yazılmış halde ölü bulundu. Den Haag'daki Katolik mezarlığına defnedildi.
Franz Xaver Werner, kaleme aldığı anılarında İstanbul'dan şu sözlerle bahsetmişti:
"Osmanlıların yaşamında suyun nasıl bir anlamı olduğunu bilenler, sakaların da ne kadar önemli olduklarını hemen anlayacaklardır. Gömleklerinin çuval bezinden, yeleklerinin kaba deriden olması yaptıkları işin değerinden hiçbir şey kaybettirmez. Sırtlarına astıkları tulumdan kim oldukları hemen anlaşılır.
Çok sık yaşanan ve İstanbul gazetelerinden bir sütununu sürekli işgal eden yangın felaketlerinde sakalar da görev alır.
Bekçilerin sopalarının demir ucu kaldırımı döver ve "yangın var!" naraları İstanbul sokaklarında yankılanırken ve sokak köpeklerinin hep bir ağızdan başlayan gürültüsü ortalığı ayağa kaldırırken, tulumbacılar omuzlarına astıkları hortumlarla bağırıp çağırıp önlerine çıkan her şeyi devirerek olay yerine koştururken sakalar da sessizce ama en az tulumbacılar kadar yararlı olan işlerine koyulup sokak çeşmelerinin ve su depolarının başını tutup tehlike bölgesine gerekli olan tulumbayı taşımaya başlarlar.