Arama

Sürpriz sonlarıyla şaşırtan 10 film

Bazı filmlerin sonunu kestirmek zor değildir, nasıl biteceğine dair sinyaller verir. Ancak bazı filmler var ki bizi ters köşe yapmakta ustadırlar. Sizler için sonunu tahmin etmekte epey zorlanacağınız ve muhtemelen ufak sürprizlerle karşılaşacağınız 10 filmi derledik.

  • 2
  • 10
Olağan Şüpheliler (1995)
Olağan Şüpheliler 1995

1 saat 48 dakika - IMDb: 8.6

İçinde 91 milyon dolar para bulunan, San Pedro'da bir limana demirlemiş bir tekne aniden patlar. Polis, teknede 27 ceset bulur. Garip de olsa, patlamadan iki kişi kurtulur.

Filmin, afişine baktığınızda basit bir komedi filmi olabileceğini düşünebilirsiniz ancak bu başyapıt, mükemmel bir senaryosu olan ve oyuncuların yeteneklerinin uzun süre konuşulduğu bir yapımdır.

Olaydan kurtulan iki kişiden biri yanıklarla dolu vücuduyla korkmuş bir Macar terörist ve diğeri de Verbal Kint adında bir tetikçidir. Polisteki sorgusunda Kint, 6 hafta öncesinden başlayarak tüm olayları anlatır. Beş suçlunun nasıl bir araya geldiğinden, kaçırılan bir kamyondan ve bir suç lordundan polislere bahseder.

Ünlü yönetmenin, seyircide ilk seyredişten sonra bir daha seyrettiğinde ikinci bir tat alabileceği bir film yapmak istemesi üzerine bu filmi çekildiğini biliyor muydunuz?

Peki, film boyunca yüzü görünmeyen adam kimdir? Ya da cinayet anını tam olarak neden göremeyiz?

Yönetmen: Bryan Singer Senaryo: Christopher McQuarrie

  • 3
  • 10
Zindan Adası (2010)
Zindan Adası 2010

2 saat 18 dakika - IMDb: 8.1

Film Teddy Daniels ve Chuck Aule isimli iki polis memurunun bir mahkûmun kaçması üzerine üst düzey suçluların bulunduğu bir adaya görevlendirilmesi ve bu adada yaşanan esrarengiz olayları konu ediniyor.

Adadaki fırtına, dış dünyayla iletişimlerini koparmasının yanında bir de üstüne hapishanede çıkan karışıklıkta çok tehlikeli hastalar serbest kalmasıyla durum iyiden iyiye garipleşir. Ayrıca burada, polislerin bile silahla dolaşmasına izin vermezler. Silahlarını gardiyana teslim edecekler. Chuck bu sahnede bir türlü kılıfından çıkarıp silahı veremez. İlginç ve şüphe uyandıran bir detaydır. Polisin en becerikli olması gereken konu hızlı silah çekebilmek değildir de nedir?

Soruşturma gün geçtikçe içinden çıkılmaz bir hal almaya başlar. Bir insanın neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlamakta güçlük çekmesi ve insanın yalnızlık hissini ön plana çıkar.

Acaba gerçekten soruşturmanın faili kim? İnsanları öldürdükten sonra adaya zindan edilenler mi, yoksa bu insanları bahane ederek deneyler yapanlar mı?

Usta yönetmen Martin Scorsese tarafından Dennis Lehane'nin ünlü romanından sinemaya uyarlanan filmin başrolünde Leonardo Di Caprio bulunuyor.

Yönetmen: Martin Scorsese Senaryo: Laeta Kalogridis

  • 4
  • 10
Prestij (2006)
Prestij 2006

2 saat 10 dakika - IMDb: 8.5

Siz siz sırrı çözmek mi kandırılmak mı istiyorsunuz?

Robert Angier ve işçi sınıfı kökenli Alfred Borden, John Cutter'ın yanında çırak ve gösterilere yardımcı olarak çalışırken birbirleriyle tanışırlar ve dost olurlar. Bu beklenmedik dönüşlerle dolu gizemli öyküde, Viktorya Devri'nde iki sahne sihirbazı, giderek şiddetlenen bir savaşa ve birbirlerinin mesleki sırlarını ortaya çıkartmak için doymaz bir susuzluğa dönüşen güçlü bir rekabete girişirler.

Bernard Fallon adlı bir mühendisle çalışan Alfred'ın yaptığı ''Transported Man'' gösterisini çözemeyen Robert, daha sonra Alfred'ın günlüğüne sahip olur ve bu günlük onu Nicola Tesla'ya götürür.

Gösterişli Robert Angier, tam bir şovmenken yontulmamış ve gelenekçi Alfred Borden sihirli fikirlerini gösterme yeteneğinden yoksun, yaratıcı bir dâhidir. Ama en büyük numaraları ters gidince, aralarında ömür boyu sürecek bir düşmanlık başlar.

Ayrıca ünlü yönetmen, filmde kamera hareketleri kısıtlı olarak kullanılmıştır. Bu sayede ''self-conscious'' etkiler kullanılmamıştır. Nolan, filmlerinin her bir karesinin dikkatle izlenilmesini ve seyirciyi anlattığı masala inandırmayı istemektedir.

Prestij, Nikola Tesla ile Thomas Edison arasında tarihte gerçekleşmiş olan rekabetin metaforik bir yansıması olduğunu biliyor muydunuz? Ya da Christopher Nolan'ın, The Dark Knight filminde olduğu gibi bu filminde de, karakterlerin kaderini yazı tura atarak belirlediğini?

Yönetmen: Christopher Nolan Senaryo: Christopher Nolan, Jonathan Nolan

  • 5
  • 10
EXistenZ (1999 )
EXistenZ 1999

1 saat 37 dakika - IMDb: 6.8

En popüler oyunları piyasaya süren Antenna Research şirketi, büyük bir ses getireceğini inandığı yeni oyununu onun yaratıcısı ve birkaç üyesi ile denemek için bir araya gelirler. Bu grup arasında en heyecanlı olan oyunun esas yaratıcısı, akıllı Allegra Geller'dır. Existenz'ı gerçeğe bu kadar yakın kılan şey, bağlantılarının oyuncuların sinir sistemine direk olarak bağlanmasıdır.

Oyun aleti, sentetik DNA ile üretilmiş canlı bir organizmadır. Filmin en önemli faktörü, Cronenberg'in sanal gerçeklik algısını bir adım daha ilerleterek dıştan gelen tüm uyaranları omurilik içine sokup, insanın sanal gerçeklikle organik bir bütün olmasını sağlamasıdır.

İnsanın omuriliğinden açılan bir delik ile bağlanan oyunun, oyuncuların hatıralarına, duygularına ve korkularına giriş hakkı vardır. Sonunda büyük an gelir, sabırsız oyuncular hayatlarını en büyük macerasına doğru yola çıkarlar. Fakat bir anda oyun karşıtı bir protestocu silahını çıkarır ve ve oyunun yaratıcısını yaralar.

Peki, bir oyun sanat eserine dönüşebilir mi? Gen mühendisliğinin ilerleyip canlıların doğal yaşamlarının sona erdirebilir mi? Ya da bu oyundan "gerçek" düşmanlar yaratabilir mi?

Yönetmen: David Cronenberg Senaryo: David Cronenberg

  • 6
  • 10
13. Kat (1999)
13. Kat 1999

1 saat 40 dakika - IMDb: 7.0

13. Kat, büyük bir bilgisayar şirketinin sahibi olan Hannon Fuller'ın şirketin geliştirdiği ve henüz deneme aşamasındaki simülasyon sisteminde çok önemli bir şey fark etmesi ve bunu ortağı Douglas Hall'a söyleyeceği esnada öldürülmesi ile açılır.

Büyük bir teknoloji şirketinin sahibi olan Hannon Fuller, insanları 1937 yılının Los Angeles'ına götüren o zamana dek yapılmış en iyi sanal gerçeklik simülasyonunu geliştirmektedir.

Ancak simülasyonun bir testi sırasında Fuller öldürülür ve onun en yakınındaki kişi olan Douglas Hall, birinci şüpheli haline gelir. Hafızasında ciddi boşluklar bulunan Douglas bile kendi masumiyetinden şüphe duymaktadır.

Josef Rusnak 13. Kat'ta gerçeklik kavramının kalıplarını sorgularken simülasyonu araç olarak kullanır. Peki, Rusnak neden filmin açılışında Descartes'in "Düşünüyorum, öyleyse varım" sözüne atıfta bulunmuştur? Düşünmek nedir? Bilgisayarlar düşünebilir mi?

13. Kat, sinemanın dinamiklerini sorgularken, aksiyondan uzak yapısı ve simülasyonu atmosferiyle türdeşlerinden ayrılmaktadır.

Yönetmen: Josef Rusnak Senaryo: Josef Rusnak

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN