Sinema dünyasının hayat dersi veren öğretmen karakterleri

"Okul dört tarafı kapalı, üstünde damı olan yer değildir. Okul her yerdir. Önemli olan, öğrenmek, öğretmek, beraber olmak ve bir gaye için savaşmaktır."

Mahmut Hoca, Türk sinema tarihinin gelmiş geçmiş en afilli öğretmen karakteridir. Anadolu'da çeşitli illerde Tarih öğretmenliği yaptıktan sonra emeklilik günlerinde, Özel Çamlıca Koleji'nde müdür muavini ve Tarih öğretmeni olarak görev alır. Hababam Sınıfı'nın yaşlı, disiplinli ama aynı zamanda iyi kalpli müdür muavini ve tarih öğretmenidir. Okulun paragöz ve öğrenci düşmanı müdürüne karşı öğrencileri korumaya çalışır.Büyük oyuncu Münir Özkul tarafından canlandırılması bir tarafa, tatlı sert tutumu, sağlığı pahasına yönetime karşı öğrencilerini koruyuşu, "Kel Mahmut" lakabına gösterdiği tevazu ile sevdik onu.

Külyutmaz, açıkgözlü; Hababam sınıfının kimseye kopya çektirmeyen acar hocası… Güdük Necmi'yi sobanın içine girip kopya çekerken yakalayınca: "30 yıllık meslek hayatımda ilk kopya çeken öğrenci sensin" diyerek tebrik etmekten de geri durmayan sevimli bir karakterdi. Sınavlarda "konuşmak yok, sağa bakmak yok, sola bakmak yok, sıraların altına eğilmek yok. Alırım kâğıtlarınızı. Beş, dört, üç, iki, bir, sıfır başla" deyip sıraların üstüne çıkan; bana kül yutturamazsınız!" diyen ve her yazılıda muhakkak Şaban'ın kâğıdının üzerine basan Hababam Sınıfı'nın külyutmaz hocasıydı o.

Harry Potter'ın iksir hocası, Dumbledore'un en güvendiği hocalardan, belirli bir zamana kadar, yolunda gitmeyen işlerin hepsinde bir parmağı olduğunu düşündüğümüz adam. İsmi Severus olsa da, Harry'yi pek sevememiş gibi gözüktü. Disiplinli tavırları ve koskoca Hogwarts öğrencilerini ip gibi sıraya dizmesiyle adeta bir Külyutmaz tavrı takındı. Seri boyunca sinsi ve kötü bir öğretmen olarak okuyucuya aktarılsa da her şeyi Harry Potter'ın iyiliği için yaptığı ortaya çıkmış, disiplinli kişiliğinin arkasındaki yumuşaklığı da bizlere gösterilmişti.

"Yaşayanların bir kısmı yaşamayı hak etmiyor olabilir, ama ölenlerin de pek çoğu ölmeyi hak etmemişti. Onları geri getirebilir misin? Öyleyse kimin yaşayıp kimin ölmesi gerektiği konusunda acele karar verme."

Orta Dünya'nın en bilgesi; insana cesaret veren, varlığı ile güç aşılayan, dosta güven düşmana korku veren Gandalf, her macerada kendisine hayran bırakacak bir tavır sergiler. Her şeyin bitti sanıldığı anda yeniden ortaya çıkardı. İstemsiz olarak her 5'inci günün şafağında gözlerimizi doğuya çevirmemizi sağlayan usta öğreticiydi. Yeri gelir gri Gandalf olur, Balrog'a meydan okur. Yeri gelir Ak Gandalf olur, Gölgeleye'nin sırtında dörtnala savaşın içine koşar. Sözünün eri olan Gandalf, hayatına dokunduğu hemen herkesi bambaşka insanlara dönüştürürdü. Bu benzersiz büyücünün ne zaman ne dersi vereceğini kestirmek mümkün değildi. Gandalf karakteri, doğru ekip nasıl kurulur, takım çalışması nedir ve beyaz kıyafetler tozun toprağın içinde nasıl temiz kalır gibi konularda rehberlik etti.

Hocalar ve öğretmenler ne kadar özelse, ustaların da eğitim hayatında önemli bir yeri vardır. Ninja kaplumbağaların ustası Hamato Yoshi'nin evcil faresi Splinter, labirentte peyniri bulmaya çalışan farelerden çok daha fazlasıydı. Sahibinin antrenmanlarını seyrederek ninjutsu hakkında her şeyi öğrendi. Sahibinin ölümünden sonra kendisini bir kanalizasyonda hayat mücadelesi verirken buldu. Farklı olanı, farklılıklarından dolayı ezilmesi yerine, kendini savunacak ve yetenekleriyle hayatta var olacak şekilde eğitmek uzmanlık alanıydı. Kendisi bir fare olduğu yetmiyormuş gibi, 4 tane kaplumbağadan süper kahraman yaptı. İleri dövüş teknikleri ve türlü Uzakdoğu sporunda da ustaydı. Kaplumbağalarına verdiği isimlerle sanatın ve sanatçının dostu oldu.