Bir uygarlık masalı olarak Western Kuşağı
Pazar günlerinin vazgeçilmezi olan Western Kuşağı, birçoğumuzun yıllardır sabah kalkar kalkmaz ekran başına kilitlendiği; kovboyların aksiyonlarına, şeriflerin kötü adamı yakalamalarına ve bir dizi kahramanlığa tanıklık ettiği filmler… Bu filmlerde Kızılderililer daima kötü, saldırgan ve gayesi kafa derisi yüzmek olan vahşiler olarak tanımlandı. Peki, gerçekte durum öyle miydi yoksa ABD işgal ettiği toprakların asıl sahiplerine karşı gerçekleştirdiği katliamları meşru göstermenin yolunu Hollywood'da mı bulmuştu?
Önceki Resimler için Tıklayınız
Yerleşecek toprak aramak için birlikte yola çıkan insanların oluşturduğu kervan ise Western türüne destansı bir hava kazandırır.
Kervan zorlukları aşıp, Kızılderili saldırılarını püskürtüp hedefine ulaştıktan sonra toprak paylaşımı yapılınca toprak mülkiyeti sorunu gündeme gelir. Zaten Western'in ana temalarından biri Missisipi ırmağının batı yakasında özel mülkiyetin kurulmasının tarihidir.
Kervan yol alırken dayanışma içindeki insanlar yerleşik düzene geçilince topraklarını korumak için gerektiğinde birbirine silah çekerler. Silah çekmek günlük yaşamın bir parçası gibidir.
Western türünün kişileri sık sık "kanun benim" sözünü yinelerler. Her kişinin yasa anlayışı kendine göre olduğu için silahına ilk davranan canını karşısındakinin kurşunundan korumuş olur. Gerçekten de bütün bu insanların bellerindeki kemerde bir ya da iki tabanca vardır.
Beyazları "soluk yüz" diye tanımlayan Kızılderililer ile beyazları zor durumdan kurtarmak için son anda gelen atlı askerler de bu filmlerin ana öğeleri arasında yer alır.
General Philip Sheridan'ın 1875'te söylediği "En iyi Kızılderili ölü Kızılderili'dir" sözü, Western sinemasının Kızılderililere bakışını da özetler. Gerçekten de Batı'nın işgalinin kanıksanması, yüzyıllardır buralarda yaşayan Kızılderililerin yok edilmesine bağlıydı.
Amerikan politikası, kıtanın asıl sahibi olan Kızılderililere dair sorunu çözmek için onları yok etmek yöntemine gitti ve tarihin en büyük soykırımlarında birini gerçekleştirdi.
Film endüstrisini elinde tutan Hollywood sineması da resmi politikayı benimseyerek, Western filmlerinde Kızılderilileri yok edilmesi gereken ilkel insanlar olarak ekranlara yansıttı.
Ünlü film eleştirmeni Pauline Kael'e göre, Western türü "üstü örtülü yurttaşlık dersleri için bahane olarak" kullanıldı ve kıtanın asıl sahibi Kızılderililere karşı yapılan katliamlar, meşru olarak gösterildi.