Zor zamanlarımıza şifa gibi gelecek öneriler
Hayat denilen şahsi zaman dilimi, mezar taşındaki doğum ve ölüm tarihlerinin arasında bulunan çizgi kadardır. O kadar kısa ama o kadar düz ve pürüzsüz değil. Her birimiz neler yaşıyoruz, nelere şahit oluyoruz ya da sabrediyoruz veya ağır kayıpların, hayal kırıklıklarının altında eziliyoruz. Bazen başımızın göğe değdiğini hissedecek kadar mutluyken bazen de yerin en dibini görüyoruz. Ve ne yazık ki zor zamanların etkisini üzerimizden atmak hiç de kolay olmuyor. Zor zamanlarımıza şifa gibi gelecek önerileri sizler için derledik.
Pek çok insan gerçeklerden ve kendi hislerinden korkar. Gerçek duygularını kendine bile itiraf edemeyen insanların hayatın bazen acıttığını kabul etmeleri gerekir. Acı bir histir ve hisler insanın bir parçasıdır. Eğer onları saklarsanız, meydana gelecek güvensizliğin hayatınızı mahvetmesine izin vermiş olursunuz.
Aslında acıya müsaade ettiğinizde daha güçlü, daha bilge ve daha gerçekçi bir hayat oluşturmuş olursunuz. Canlı olduğumuzu hissetmeye ihtiyacımız olduğu kadar acıya da ihtiyacımız var. Çünkü acı, aynı zamanda uyanmak demek.
Zor zamanlar geçirmek çok doğaldır. Hayatımız boyunca düz, mükemmel ve sarsıntısız bir hayat yaşayamayız. Çünkü hayatımızdaki çıkışların düşüşlere de ihtiyacı var. Hayat, mükemmel olmasa bile yeterince iyi. Her sabah uyandığınızda sizin için orda olan şeylere bir göz atın.
Her şey olağandışı, her gün size bir hediye. Hayata hiçbir zaman üstünkörü davranmayın. Acının sizi umutsuzluğa düşürmesine, negatifliğin sizi yıpratmasına ve acıların tatlılığınızı çalmasına izin vermeyin.
Korkular çok baskın olup çok fazla insanı bozguna uğratsa da aslında göründüğü kadar güçlü değildir. Korkular sadece zihninizin izin verdiği kadar derindir. Yani hala kontrol her zaman sizde. Kontrolü elinize alın.
Çözüm yolu ise korkularınızı farkına varmanız. Korkularınızı dile getirin. Çünkü onları unuttuğunuz ve hiç beklemediğiniz bir anda tekrar ortaya çıkabilir. Korkularınızla yüzleşmek için cesur olun. Çünkü cesaret, korkmak değildir; ilerlerken korkuya izin vermemeniz demektir.
Zamanla hayatın hiç de düşündüğünüz gibi kolay ya da zor olmadığını göreceksiniz. Umduğunuz gibi gelişmeyen olaylar aynı zamanda beklentilerinizle uyuşmayabilir. Bu da hayatı ilginç kılar.
Deneyimlerinizi hayatta bir şeyler istediğiniz şekilde gitmediğinde kazanırsınız. Deneyimler hayattaki en değerli şeydir, gücünüzü onlar inşa eder. Deneyimleriniz size ilerde karşılaşacağınız şeylerle baş etme gücü verir.
Sigmund Freud "İnsanların çoğu gerçekte özgürlük istemezler; çünkü özgürlük sorumluluk gerektirir ve insanların çoğu sorumluluktan korkar." der. Özellikle yaptığınız şeyler için başkalarını suçlarsanız sorumluluktan kaçmış olursunuz. Bu, hayatınızın o aşamasındaki gücünden de vazgeçmiş olmanız anlamına geliyor.
Mutluluğunuzun sebebi aldığınız sorumluluktur. Eğer daha mutlu olmak istiyorsanız mutluluğunuzu başkalarının inşa ettiğini düşünmeyin. Aynı şekilde şu an mutsuzsanız bu da kimsenin suçu değil. Sonuç olarak mutluluğunuz sizin kendinize olan güveninize ve hayatınızda bir adım ileri gitmek için sorumluluk almak isteyip istememenizdeki tutkunuza bağlı.
