Arama

Psikolojik tedavi ilk defa Osmanlı dönemine verildi

Psikolojik tedavi ilk defa Osmanlı dönemine verildi

1488'de yapılan Edirne Sultan Bâyezid Dârüşşifâsı'nda akıl hastaları tedavi edilirdi. Dârüşşifâ, günümüzde müze olarak hizmet vermektedir.

19. asra kadar Avrupa'da akıl hastası, şeytan tarafından rûhu kabz edilmiş, ancak cismen insan olan bir varlıktı. Osmanlı'ya göre ise sadece meczûbidi. Yani Allah katına "cezb edilmiş" hasta... Meczûb'un yanında mecnûn, şeydâ, dîvâne denebilir, deli demekten kaçınılırdı.

Psikolojik tedavi ilk defa Osmanlı dönemine verildi

Hikmetinden suâl olunmaz bir sebeple bu illete düçar olmuş insana hakaret etmemeye özen gösterilirdi. İki ayrı kültürün aynı konuya bu derecede farklı yaklaşımı, konunun obje'si olan hasta'ya yapılacak muamelede de tabiatiyle zıt metodlar uygulanmasını zorunlu kılıyordu.

Psikolojik tedavi ilk defa Osmanlı dönemine verildi

Batı'da tedavi yolu basitti: Akıl hastası ateşte yakılır, işkenceye uğrar, sonunda ruhları şeytandan kurtarılmış şekilde 'Öbür Dünya'ya, Tanrı'ya havale edilirdi. Modern psikiatrinin büyük kurucularından psikiatr (İngilizce: psikiatrist) Dr.Kraft-Ebing şöyle yazıyor: "Hristiyanlık, akıl hastalarına ilgi göstermiyordu. Onları şeytan tarafından ele geçirilmiş yaratıklar şeklinde algılıyordu. Akıl hastalarını tedaviyi Avrupa, Türklerden öğrendi. Türkler, bizden çok önce, akıl hastalarına mahsus hastaneler kurdular (Traité Clinique de Psychiatrie, Paris 1897, s.53). "Deliliğin hastalık olduğu 16. asır Avrupası'nda bilinmiyordu" (Jean Vinchon, Les Malades de I'Esprit, Paris 1930, s.24). "1818'de Fransa'da akıl hastaları, hayvanlardan ve canilerden daha kötü muamele görürdü" (Esquirol, Rapport, Paris 1874, s.2). 1788'de Türkiye'ye gelen Dr.John Heward adlı İngiliz, İstanbul'da yalnız akıl hastası kabûl edip tedavi eden hastane olduğunu işitip hayretle gezdi. Dönüşünde yazdığı raporda, akıl hastanelerinin Türkiye'de eskiden daha iyi olduğunu, fakat bugün de İngiltere için "örnek ve takdire cidden değer" tıp müesseseleri şeklinde işlediğini belirtiyor.

Psikolojik tedavi ilk defa Osmanlı dönemine verildi

OSMANLI'YA GELİNCE...
Osmanlı, diğer hastalıklar gibi akıl hastalıklarına özel dârüşşifâ kurmak geleneğini, vârisi bulunduğu Selçuklulardan aldı. Böyle hasta kabûl ve tedavi eden dârüşşifâ'lara bîmâr-hâne dendi (bu kelime halk ağzında "tımarhane" oldu ve küçümser anlamı zamanla ağır bastığı için şimdi terk edildi).

Psikolojik tedavi ilk defa Osmanlı dönemine verildi

15. asır sonlarında İkinci Bâyezîd'in Edirne Dârüşşifâ'sı, 16. asır başlarında Hurrem Haseki-Sultân'ın Mimar Sinan'a yaptırdığı Haseki Dârüşşifâ'sı, bimâr-hâne seksiyonları ile cihan çapında ün yapmışlardı, Haseki Hastanesi bugün de işlevini sürdürüyor ve politik alanda büyük günahları olan Hurrem bu vesileyle hâlâ dua alıyor. Bu hayır müesseseleri, çok zengin vakıflarla asırlar boyu yaşadı. Kadın ve erkek hasta pavyonları ayrı idi. Osmanlı'nın mâl-i hulyâdediği mélancolie (melankoli), kara sevdâdediği hystérie (isteri), ateh-i kable'l-mîâd dediği schizophrénie (şizofreni), ayrı metodlarla tedavi gören akıl hastalıkları idi. İlâç, istirahat, gıda ve çiçek çeşitleri, musiki, tedavi yollarından bazıları idi. Besin ve çiçek çeşitleri koku, renk, şekil, tad bakımlarından dikkatle kullanılmıştır. Bu husus, Osmanlı tıbbına ve Türk medeniyetine şeref verir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN