Halk ozanlarımızdan türkü seçkisi
Millet olarak sevinçlerin paylaşılmasında, üzüntülerin azaltılmasında, düğünlerde, törenlerde, köy odalarında halk, âşıkları ve şairleri dinleyip, eğlenerek vakitlerini dolu dolu geçirirlerdi. Günümüz insanlarının çoğu bu âşıklara ve ortama şahit olmadı ama onlardan miras kalan türkülere ve şiirlere yüreklerinde yer açmasını bildiler. Değerli halk ozanlarımızdan biri olan Aşık Veysel'in doğum yıl dönümünde, âşıklarımızın türkülere dönüşen eserlerinden seçkiler hazırladık.
"Senden aldım bu feryadı / Bu imiş dünyanın tadı/ Anılmazdı Veysel adı/ O sana âşık olmasa" diyordu âşıklık geleneğinin son üstadı Veysel Şatıroğlu. Bir nesil onun dizeleriyle sevmenin ve sevilmenin güzelliğini anlamıştı. Âşık geleneğinin öncü isimlerinden Âşık Veysel, 125 yıl önce bugün doğdu.
Derdine sazını ortak eden tüm zamanların en büyük ozanlarından biriydi. Şiirleriyle, türküleriyle insanlara yol gösterdi. Bağlamasıyla türkülerini yediden yetmiş yediye herkese sevdiren Âşık Veysel, insanlığa sevmenin güzelliğini anlattı. Son nefesine kadar "Kürt'ü Türk'ü ne Çerkez'i/ Hep Adem'in oğlu, kızı/ Beraberce şehit, gazi/ Yanlış var mı ve neresi" dizeleriyle birlik ve beraberliğe vurgu yaptı. Ama o sadece duygularını dile getirmekle yetinmedi, doğup büyüdüğü ekmeğini yediği köyünü de mısralarına ilmek ilmek işledi.
Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne haldayım
Gidiyorum gündüz geceDünyaya geldiğim anda
Yürüdüm aynı zamanda
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz geceUykuda dahi yürüyom
Kalkmaya sebep arıyom
Gidenleri hep görüyom
Gidiyorum gündüz geceKırk dokuz yıl bu yollarda
Ovada dağda çöllerde
Düşmüşüm gurbet ellerde
Gidiyorum gündüz geceDüşünülürse derince
Irak görünür görünce
Yol bir dakka miktarınca
Gidiyorum gündüz geceŞaşar Veysel işbu hâle
Gâh ağlaya gâhi güle
Yetişmek için menzile
Gidiyorum gündüz gece
Şiirlerini Türkçe yazan Yunus Emre, Türk tasavvuf edebiyatının en önemli isimlerinden biridir. Eserlerinde ele aldığı değerler ve insan sevgisiyle, yüzyıllardır Anadolu insanının gönlünde önemli yer tutar. Yunus Emre'nin kesin doğum tarihi bilinmemekle birlikte Risaletü'n Nushiyye adlı mesnevisinin sonundaki "Söze tarih yedi yüz yediydi, Yunus canı bu yolda fidiydi" mısrasında tarih düşürme sanatını kullandığından 13. yüzyılda yaşadığı kabul edilir.
Asıl adı Ali Ruşen'dir. 1579-1581 yıllarında Anadolu Beylerbeyi'ne, Köroğlu'nun yakalanması için hükümler yazılması ve aynı yıllarda Bolu Beyi'ne başkaldırması, destan kahramanının varlığı üstüne ipuçları verir. Ozan Köroğlu'nun koçaklamaları, güzellemeleri halk şiirinde önemli bir yer tutar. Ünlü bir destana konu olmuş bir halk kahramanıdır. Köroğlu 17. yüzyılda Bolu havalisinde yaşamış, sonradan ünü bütün Anadolu'ya yayılmıştır. Babası Bolu beyi tarafından gözlerine mil çektirilerek cezalandırıldığı için Köroğlu diye tanınır. Zulme karşı ayaklanarak halkın hakkını koruması, onu destansı bir kahraman haline getirir.