Arama

Yağmur sığınağı şemsiyelerin kısa tarihçesi

Kimi zaman güneşten korunmak, kimi zaman yağmurdan ıslanmamak kimi zaman ise şıklığı tamamlamak için kullanılan şemsiye, tarih boyunca pek çok işlevde kullanılmış. Tarihi neredeyse 4 bin yıl öncesine dayanan şemsiyeler, insanoğluna hayat yolculuğu serüveninde uzun süredir eşlik etmişe benziyor. Peki, şemsiyenin çağlar hangi işlevlerde kullanıldığını, antik toplumlardaki simgesini ve özellikle İkinci Abdülhamit döneminde İstanbul halkının şemsiyeleri nasıl kullandığını biliyor musunuz?

Şemsiye tarih boyunca farklı işlevlerde kullanılan ve çıkış noktası toplumdan topluma değişiklik göstermiş bir nesnedir.

Mısır, Yunan, Asur ve Çin gibi kadim medeniyetlerin minyatürlerinde görülen şemsiye, ilk olarak insanların kendilerini güneşten korumak için bulduğu bir nesneydi. Amacı sadece güneşten korumak olan bu şemsiyeler parasol olarak da biliniyordu. Zamanla kullanım şekli değişen ve çeşitlenen şemsiye, yağmurdan korunmak için de kullanılır oldu.

Şemsiye, eski Mısır'da, yelpazenin uzantısı olarak üst sınıfların simgelerinden biriydi. Çinli memurların onuru olarak görülen şemsiye aynı zamanda Budist simgelerden biri olarak da Çin kültüründe ilginç bir yere daha sahipti.

İlk yağmur geçirmez şemsiyeler ise Çin'de ortaya çıktı ve günümüzdeki kullanım işlevine en yakını buydu. Güneşten korunma aracını ilk defa yağmura karşı kullanan Çinliler, yağlı kağıt, ipek ve bambu yapraklarından şemsiye yapıyorlardı.

Şemsiye, eski Yunan ve Roma'ya geçtiğinde kadın eşyası olarak benimsendi. Hatta öyle ki Amfiteatrda erkeklerin kadın şemsiyeleri yüzünden gösterieri izleyememesi Domitianus'a şikayet edilmiş fakat nazik kibar kadınların lehine bir karar vermişti.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN