Vakıflar, tarih boyunca Müslüman toplumlarda sosyal dayanışmayı güçlendirmede, toplumsal ihtiyaçları karşılamada ve adaleti korumada önemli görevler üstlendi. Yüzyıllar boyunca eğitim, sağlık, barınma gibi hayatın her alanında kişilerin ihtiyaçlarını gidermeyi amaçladı. Özellikle de Osmanlı'da, kışın abdest alanlara sıcak su temin eden vakıflara kadar geniş hizmet vererek toplumda hayati bir rol oynadılar. Peki, vakıf eserlerini araştırırken hangi terimlerle karşılaşırız? İşte vakıflar hakkında bilmeniz gereken 22 terim…
Vakfın şartı gereği Cuma veya belirlenen herhangi bir gün öğle namazlarından evvel Mülk veya başka bir sure-i şerife okuyan zattır. Surelerin okunmasından sonra vakıflara ve genellikle müminlere Allah'tan mağfiret ve selamet niyaz olunur
Vakfın gelirini toplayan tahsildar anlamına gelir. Vakfın büyüklüğüne göre bir veya birkaç tahsildar tayin olunur. Bunlar gelirleri toplarlar. Günümüzde câbilik hizmetini kaldırmış fakat büyük vakıflarda izinle ile katip ve tahsildar kullanılmasına müsaade edilir.
Ab su, keş ise çekmek manasına gelir. Âb-keş su çeken anlamına gelir. Vakıf hayır müesseselerinin su ihtiyacını karşılamak üzere kuyu ve çeşmelerden su temin eden kimsedir.
Bina, arazi, bağ ve bahçe gibi başka yere nakli mümkün olmayan mallardır. Asıl akar, arsa ve araziden ibarettir. Bina ve ağaçların akarda dahil olması, üzerinde bulundukları yerin mütemmim cüzü olmak itibariyledir.
Hastane, imarethane gibi müesseselerde eşya, ilaç, yiyecek ve içecek gibi zaruri ihtiyaçları muhafazaya memur olan kimsedir. Çoğunlukla vakıflarda anbar memurlarına "emîn-i mahzen" denmiştir ki mahzen kendisine emanet edilen şahıs demektir. Bunlar mensup oldukları müessesenin emir ve talimatı dairesinde hareket ederler.