Pablo Picasso'nun bilinen en ünlü 10 tablosunun hikayesi
Hayatı boyunca pek çok sanatsal dönem yaşayan bir isim, Pablo Picasso. Fransa'da yaşayan İspanyol ressam, heykeltıraş, sahne tasarımcısı, şair ve oyun yazarı Picasso şüphesiz, yaşadığı 20. yüzyılın en entelektüel siması. Yapıtları; mavi, pembe dönem olarak ayrılırken eserlerinde kübizm, neoklasisizm ve gerçeküstücülük işlemesi ile adeta çığır açmıştır. İşte, sizler için Pablo Picasso'nun en çok bilinen 10 tablosunun hikayesini anlattık.
Önceki Resimler için Tıklayınız
ÇORBA
◾ Picasso'nun 1901-1904 yılları arasında resmettiği resimleri "mavi dönem" olarak adlandırıldığını söylemiştik. Sanatçı, yine bu zamanlarda İspanya ve Paris seyahatlerine çıkıyor. Gittiği yerlerden de etkilenen sanatçı, resimlerinde ana renk olarak maviyi kullanmayı tercih ediyor.
◾ İşte, yukarıda gördüğünüz bu dönemine ait bir eser. Paris'e gittiği dönemde para kazanmış ancak hızlı bir şekilde elindekileri tüketmiş. Açlıkla sınanmış ve bu da çevresinde aynı durumda olan insanları görmesini sağlamıştır. Kısacası biz buna algıda seçicilik diyoruz. İşte, bu da Soup yani "Çorba" isimli eseri. Fakat resimde ilginç olan bir durum var, kız mı çorbayı yaşlı kadına veriyor, yoksa kadın mı çorbayı kıza veriyor? Bu hala muamma...
YAŞLI GİTARİST
◾ Picasso'nun mavi döneminde ana renk olarak maviyi kullansa da bunun yanında, "yeşil, siyah, mor" renklerini de kullanmış. Bunun ana sebebi ise sanatçının istediği kasveti vermeleridir.
◾ Picasso bu eserlerini ortaya çıkarmış fakat o dönemler beklediğinden çok daha az rağbet görmüştür. O da bunun üzerine mavi dönemini, "duygusallıktan başka bir şey değil" şeklinde yorumlamıştır. İşte, sanatçının bu döneminde zirveye oturan eseri şüphesiz The Old Guitarist yani "Yaşlı Gitarist" adlı resmidir. Ressam bu yapıtında "İspanya'nın Barselona şehrindeki bir caddede üstü başı yırtık aynı zamanda gözleri görmeyen yalnızca bir gitarı olan yaşlı bir adamı" resmetmiştir. Günümüzde Şikago Sanat Enstitüsü'nde sergileniyor.
DORA MAAR'IN PORTRESİ
◾ Geldik Picasso'nun başyapıtlarından birine, Portrait of Dora Maar yani "Dora Maar'ın Portresi" bu resim sanatçı için oldukça özel bir yere sahip. Nedeni ise Pablo Picasso'nun 1937 senesinde resmettiği bu yapıt, sevdiği kadın Dora Maar'a ait olması.
◾ Resme bakıldığında sandalyede oturan bir kadını görmekteyiz. Sanatçı, Maar'ı parlak renkler ve köşeli şekiller kullanarak Sürrealist bir tarzda resmetmiş. Picasso'nun 1930 yılından sonraki eserleri daha çok gerçeküstücülük ile bezelidir. Dora Maar'ın Portresi'nde bu net olarak görülür. Başyapıt günümüzde, Paris'te bulunan Picasso Müzesi'nde sergileniyor.
PICASSO OTOPORTRE
◾ Picasso'nun pek çok sanatçıya göre farklı bir tarzının olduğunu, buraya kadar ele aldığımız eserlerinden anlamış olmalısınız. Evet, ilginç bir tarza ve yapıya sahip olan sanatçı, 15 yaşından 90 yaşına kadar otoportresini çizmiştir.
◾ 15 yaşında (1896), 18 yaşında (1900), 20 yaşında (1901), 24 yaşında (1906), 25 yaşında (1907), 35 yaşında (1917), 56 yaşında (1938), 83 yaşında (1965), 85 yaşında (1966), 89 yaşında (1971), 90 yaşında (1972) ait pek çok otoportresi var. Yukarıda görmüş olduğunuz ise sanatçının 25 yaşındaki halinin otoportresidir.
◾ Pablo Picasso otoportrelerini çizmesiyle alakalı şu cümleleri kurmuş: "Benim farklı stilleri kullanmış olmam; sanatımın içinde bir evrim ya da resmin bilinmeyen bir ideali olarak görülmemeli. Çünkü bu bir evrim ya da ilerleme anlamına gelmez; bu, yalnızca ifade etmek istenen bir şeyi ortaya koyma sürecinde izlenen bir yoldur."
GÜVERCİN
◾ Picasso, hayatının her noktasında farklı tarzlar benimsemiş ve halka mal olmuş bir sanatçıdır. Bunu, Dove yani "Güvercin" isimli 1949 tarihli bir kağıt üzerine litografi yapmasında görebiliyoruz.
◾ Resim, 1949 Paris Barış Kongresi'nde bir posteri resimlemek için kullanılmış ve "Barış güvercini" olarak bilinen dönemin ikonografik bir resmi haline gelmiştir.
Litografi ne demek?
Eski bir Yunanca kelime olan "litografi", taş baskı manasına gelmekte. Kireç taşı üzerine yağlı mürekkeple çizilmiş şekil ve yazıların basım sanatının adıdır.