Zülkarneyn kimdir? Kur’an-ı Kerim’de Zülkarneyn kıssası ve Yecüc ile Mecüc
Kur'an-ı Kerim'de zikredilen kıssalardan biri, Zülkarneyn adında kendisine büyük güç ve imkân verildiği bildirilen bir kişiye aittir. İslami kaynaklara göre Zülkarneyn, doğuya ve batıya seferler düzenleyerek büyük fetihler yapan bir cihangirdi. Seferleri sırasında halka, dini ve ahlaki tebliğde bulundu; zulüm ve şirkten sakınma, Allah'a iman, salih amel gibi konulara değindi. Yecüc ve Mecüc olarak adlandırılan fesatçı ve saldırgan kavimden şikâyet eden bir halkla karşılaştı ve onları koruyacak bir set inşa etti. Bazı kaynaklar, Zülkarneyn'in Makedonya Kralı Büyük İskender olabileceğini ifade eder. Peki, Zülkarneyn kimdir? Kur'an-ı Kerim'de Zülkarneyn kıssası nasıl geçer?
Önceki Resimler için Tıklayınız
🔸 Zülkarneyn kıssası, Kehf suresinin 83-98. ayetleri arasında zikredilen hadisedir ve Yahudilerin yönlendirmesi ile Mekkeli müşrikler Resul-i Ekrem Efendimize (sav) gelerek ona soru sormuşlardır.
Ayetler, "yeryüzünün hem doğusuna hem de batısına sefer yapmış olan şahıs" ile ilgili sorulan soruya cevap niteliğindedir:
"Sana Zülkarneyn hakkında soru soruyorlar. De ki: "Size onunla ilgili bir parça okuyacağım." Gerçekten biz onu yeryüzünde iktidar sahibi kıldık, ona (muhtaç olduğu) her şey için bir yol öğrettik. O da bir yol tutup gitti.
Nihayet güneşin battığı yere varınca, onu kara bir balçıkta batar (gibi) buldu. Orada bir kavme rastladı. Bunun üzerine biz, "Ey Zülkarneyn! Onları ya cezalandıracak veya haklarında iyi davranma yolunu seçeceksin" dedik. O, şöyle dedi: "Haksızlık edeni cezalandıracağız; sonra o, rabbine gönderilecek; Allah da ona korkunç bir azap uygulayacak. İman edip iyi şeyler yapan kimseye gelince, onun için de en güzel karşılık vardır. Ve ona işimizden kolay olanını buyuracağız."
Sonra yine bir yol tutup gitti. Nihayet güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu öyle bir kavim üzerine doğar buldu ki, onlar için güneşe karşı bir örtü yapmamıştık. İşte böyle oldu! Biz onunla ilgili her şeyi ayrıntısıyla biliyorduk."
(x) Kehf suresinin 83-91. ayetlerin tefsiri 📕 ve sure meali🔊
Ayetlerin devamında Ye'cûc ve Me'cûc'a karşı halkın ondan yardım dilemesi ve onun buna karşı bir set inşa etmesi yer alır:
"Sonra yine bir yol tuttu. Nihayet iki dağ arasına ulaştığında bunların ötesinde nerede ise hiçbir sözü anlamayan bir kavim buldu.
Dediler ki: "Ey Zülkarneyn! Bu memlekette Ye'cûc ve Me'cûc bozgunculuk yapmaktadırlar. Bizimle onlar arasında bir set yapman için sana bir bedel ödesek kabul eder misin?"
Zülkarneyn şöyle cevap verdi: "Rabbimin beni içinde bulundurduğu nimet ve kudret sizinkinden üstündür. Siz bana kuvvetinizle destek olun da, sizinle onlar arasına aşılmaz bir engel yapayım. Bana, demir kütleleri getirin." Nihayet (vadiyi demirle doldurup) iki dağın arasını aynı seviyeye getirince, "Ateşi körükleyin!" dedi. Artık onu kor haline getirdiği vakit, "Getirin bana, üzerine bir miktar erimiş bakır dökeyim" dedi.
Artık onu ne aşabildiler ne de delebildiler. Zülkarneyn, "Bu, rabbimden bir rahmettir. Fakat rabbimin vaadi gelince O, bunu yerle bir eder. Rabbimin vaadi haktır" dedi."
(x) Kehf suresinin 92-98. ayetlerin tefsiri 📕 ve sure meali🔊
🔸 Zülkarneyn'in ilk iki seferi, Kur'an-ı Kerim'de "mağribe'ş-şems" ve "matlia'ş-şems" şeklinde, yani güneşin doğduğu ve battığı yer olarak zikredilir.
🔸 Bu terkiplerin doğu ve batı yönündeki son noktayı işaret ettiği; bunun ise batıda Ege denizi ya da Atlas Okyanusu; doğuda ise Hint Okyanusu ya da Asya'nın doğu kıyısı olduğu tahmin edilir.
🔸 Kesin bir coğrafi tespit sağlanamasa da batı seferinde güneşi kara bir balçıkta batar halde görmesi, doğu seferinde ise kendilerini güneşten koruyacak bir gölgelik bulamayan halkla karşılaşması konularına dikkat çekilir ve bu coğrafyanın bozkır olma ihtimaline işaret edilir.
🔸 Kıssada Zülkarneyn hükümdarlık vasfından çok iman, ihsan, adalet, insaf ve şükür nitelikleri ile ön plana çıkar.
🔸 Ona atfedilen sözlerde iman, salih amel, ilahi lütuf ve rahmet gibi kavramlar geçer ve tevhid dilinin bu anlatıda yer aldığı görülür.
🔸 Bazı İslam âlimleri, Kur'an-ı Kerim'de Zülkarneyn'in peygamberler ya da din büyüklerine özgü dil ve üslupla konuşması nedeniyle onun peygamber olabileceğini belirtirler.
🔸 Kimi âlimler ise Zülkarneyn'i, "salih bir kul" olarak nitelendirir.
🔸 Bir diğer görüş ise Hz. Ömer'den Mes'ûdî ve İbn Kesîr aracılığıyla aktarılan rivayettir ve buna göre Zülkarneyn, bir melektir.
🔸 Ayette yer alan "Biz ona muhtaç olduğu her şeyi elde etme imkânı verdik" ifadesinden yola çıkan bazı İslam âlimleri, bu anlamın nübüvveti de kapsayacağı görüşünü paylaşırlar.
🔸 Ancak Kur'an-ı Kerim'deki ifadelerden, Zülkarneyn'in peygamber değil; ilim, hikmet ve adalet sahibi bir hükümdar olduğu çıkarımı yapılır.
Tefsir ve tarih kaynakları, Zülkarneyn'in gerçek ismi, ne zaman ve ne kadar yaşadığı ile ilgili farklı bilgiler verirler. Onun hangi çağda yaşadığı ile ilgili farklı görüşler mevcuttur.
🔸 Hz. İsa ile Hz. Muhammed (sav) arasında, hiçbir peygamberin gönderilmediği fetret döneminde yaşadığını öne sürenler vardır.
🔸 Hz. İbrahim ile aynı çağda yaşadığı, Hanif dine mensup olduğu, Kâbe'yi tavaf ettiği de belirtilir.
🔸 Öte yandan Hz. Musa ve Hızır ile aynı çağda yaşadığı, âb-ı hayâtı aramak üzere karanlıklar ülkesine yolculuk yaptığı ve bu yolculukta Hızır'ın rehber olarak hazır bulunduğu da öne sürülen görüşler arasındadır.
🔸 Bu görüşlerde tarih kaynakları ile ilişkili olarak birbirine karıştırıldığı, hayal ile gerçeğin iç içe geçtiği, tarihi olaylarla efsanelerin harmanlandığı da ifade edilir.