Umre'ye Hazırlık Rehberi: Turla mı, Bireysel mi? Yanınıza Almanız Gerekenler ve İhram Kuralları
Turla mı, bireysel mi? İhramlıyken nelere dikkat edilmeli? Yanınıza almayı unutmamanız gereken eşyalar neler? Genç yaşta Umre'ye gitmenin öneminden pratik tavsiyelere kadar keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Umre hakkındaki "ya günah işlersem" veya "yaşlanınca giderim" gibi kalıpları yıkan bu sohbet; niyetin gücünü, sabrın önemini ve Kabe karşısında yaşanan o manevi dönüşümü anlatıyor. Kutsal topraklara dair merak ettiklerinizi cevapladık.
Umre'ye gitmeden önce aldığın bir karar mıydı, yoksa girdiğin içsel bir süreç miydi? Bir farkındalık mıydı? Nasıl gerçekleşti?
Aslında Umre hep aklımdaydı ama "Ben niye gitmiyorum?" diye bir düşüncem yoktu. Bu, bir farkındalık gibi oluyor. Bir anda durup "Ben niye gitmiyorum?" diye düşünüyorsun. Belli bir süreden sonra bu, artık bir niyete dönüşüyor. Ben de kafama koydum, "Niyet ediyorum, Umre için hazırlık yapacağım," diyorsun. O süreç seni zaten bir şekilde o yola sokuyor. Ya önüne kitaplar çıkıyor ya videolar çıkıyor ya sohbetlerde o konu açılıyor ya da giden birileriyle tanışıyorsun. Süreç benim için bu şekilde ilerledi diyebilirim.
O yüzden sizin de aklınızda varsa, ilk etapta bir niyetle, "Allah'ım ben Umre ibadeti yapmayı çok istiyorum ve niyet ediyorum," derseniz, bence bu niyetle birlikte bir şekilde adım atmış olursunuz. Benim sürecim böyle oldu. Herkesin farklı olabilir tabii.
Bir de toplumumuzda şöyle bir algı görüyorum: "Kutsal topraklara gidip gelmişsen artık eski hayatına geri dönemezsin, bir günah işleyemezsin." Bu da insan olarak çok zor bir şey. Sanki ibadetten alıkoyan bir vesvese gibi geliyor. O konuda ne düşünüyorsun? Neler değişti?
Öyle bir şey düşünebilmem için gerçekten çok kötü bir yaşantımın olması gerekiyor herhalde. Ama baktığında, tabii ki kötü bir yaşantıyı devam ettiremezsin. Oraya gidince değişiyorsun, dönüşüyorsun, bir şeylerin farkına varıyorsun. Ama "Günah işleyemeyeceğim," diye oraya gitmemek olamaz. Zaten günah işlememek için oraya gidiyoruz.
İlla çok kötü bir dönemden geçtiğimiz ya da bir şeye ihtiyacımız olduğu için gidiyorum diye de düşünemeyiz. Biz oraya gidiyoruz çünkü o bizim görevimiz, böyle bir emir var. Kutsal topraklarda bir şeyler yaşanmış. Peygamber Efendimizin (sav) oraya ayakları basılmış, orada dolaşmış. Oralar kutsal ve tarihi yerler. Bir kere o havayı solumak için, ibadet için zaten gidiyor olmamız lazım.
Kabe Yolculuğuna Çıkmadan Önce Bilmeniz Gerekenler
"Oradan sonraki hayatım böyle olmak zorunda," gibi kalıplaşmış düşüncelerle de gitmemek lazım. Biz oraya bir niyetle gidiyoruz. Sonraki hayatımıza tabii ki bunu yansıtmak gerekiyor ama her şey istemekle çok daha bağdaşık.
O niyeti alınca Allah bir şekilde yolları değiştiriyor, açıyor. Sonra şunu da duydum: "Gidip gelince dedikodu yapamayacağım." Evet, yapmamalısın. Bunlar biraz bahane sunmak gibi geliyor bana.
Belki o ibadeti samimi yapamayacağından, kendine güvenmediğinden olabilir ama bir yerden başlamak gerekiyor.
Oraya gidince zaten yapmıyorsun, değişiyorsun. İster istemez değişiyorsun. "Acaba değişimi göze alabiliyor muyum?" diye düşünmemek lazım. Değişmeyen insanın olmadığını düşünüyorum.
Bende ne değişti? Daha çok dikkat ediyorum. Belki eskiden işlerimi önceliyordum; şimdi ibadetlerim konusunda onu biraz daha geri plana atmaya, ibadete öncelik vermeye çalışıyorum. Neden? Tekrar oralara gidebileyim, oradaki havayı soluyabileyim diye. Oraya gitmek, orada ibadet etmek nasip olması benim için bir nimet. Bunun karşılığını en iyi şekilde vermeye çalışayım ki devamını isteyebileyim.
Instagram'da açtığımız soru kutucuğunda şöyle bir soru vardı: "Gazze bu haldeyken oraya gitmek, boykot (etmek) doğru olur mu?" Şöyle; Allah'ın kapısına gidiyorsun. Gazze için elimizden gelen her şeyi, duayı yapmaya çalışıyoruz ya... En güzel yerde o duanı yapacaksın. "Kâbe'yi gördüğünde ben senin dualarını kabul edeceğim," diyor. Bunun kabul olacağını bilerek oraya gidip Gazze için dua etmek önemli bir şey değil mi?
Herkesin nasip olma evresi, zamanı var. Bir anda nasip olmuyor ama o nasip olması için giden yolları biraz da bizim açmamız lazım.
Tam burada şunu sormak istiyorum: Orada ettiğin bir duanın kabul olduğuna şahitlik ettin mi?
Oldu ama tabii ki her dua çok özel ve çok güzel. Tabii ki çok genel, tüm ümmet için, ailemiz için, çevremiz için dua ettik. İnşallah hepsi kabul olur. Gönülden buna iman ettikten sonra gerisi geliyor. Bazen somut bir şey beklememek lazım. Niyetiniz çok önemli. Gitmek istiyorsanız niyetinizi temiz tutmanız gerekiyor: "Ben oraya seyahat veya gezmek için değil, ibadet yapmak için gidiyorum." Gereken yerleri tabii ki göreceksin ama niyetin Allah rızası için olması gerekiyor.
Niyete dikkat çekilmesi gerektiğini düşünüyorum. İbadetini yaptın, gidip bir yer görebilirsin. Ama alışveriş için gidenler de var; bu çok yanlış. "Şurada şu var, buradan bunu alayım," değil. "Oraya gittiğimde ne kadar çok ibadet yapabilirim? Zamanımı nasıl değerlendirebilirim?" diye düşünmek lazım. Çünkü orada gece gündüz, 24 saat ibadet yapma imkânı var. Ben o imkânı farklı şekilde değerlendirmek istemem.
Bireysel mi gidilmeli yoksa turla mı?
İkisini de araştırdım. Bireysel gittiğinde maddi olarak yükün biraz daha hafifliyor. Ancak bazı ibadet detaylarını veya bilgileri kaçırabiliyorsun. Eğer yanında bu konularda bilgili veya birbirinizi destekleyecek arkadaşlarınız varsa bireysel gidebilirsiniz.
Turla gitmenin avantajı ise, başınızda hocalar olduğu için size daha detaylı bilgiler veriyorlar. İlk kez gittiğiniz için o heyecanla bazı şeyleri unutamıyorsunuz, çünkü onlar deneyimli. Size hatırlatıyorlar. Bu bakımdan turla gitmenin avantajı olabilir.
Bireysel gittiğinizde vizenizi alıyorsunuz (artık turist vizesi var), otellerinizi siz seçiyorsunuz. Bütün organizasyonu siz yapıyorsunuz. İbadetler için de kitap okuyabilir, videolar izleyebilirsiniz. Artık o kadar çok kaynak var ki bireysel hissetmezsiniz. Sadece bireysel gidişte yanınızda bir arkadaş olursa birbirinizi desteklersiniz, daha iyi olur.