Uhud'da Peygamberimizin etrafından ayrılmayan sahabi: Haris bin Sımme
Haris bin Sımme, Bedir Gazvesi'ne katılmak istemiş; ancak deveden düşüp yaralandığı için onun bu isteği Peygamber Efendimiz (sav) tarafından geri çevrilmişti. Ertesi yıl gerçekleşen Uhud Gazvesi'nde önemli görevler üstlenen Haris, bu savaşta hem zor durumda kalan arkadaşlarının yardımına koşmuş, hem de Resul-i Ekrem'in (sav) özel hizmetinde bulunmuştu. Resulullah'ın (sav) etrafından ayrılmayan Haris, onu korumak için canla başla mücadele etmişti.
Uhud Savaşı, Bedir Savaşı'nın ardından Müslümanlarla Mekkeli müşrikler arasında yapılan ikinci büyük savaştı.
Hicret'in ikinci yılı olan 624 yılında Müslümanlarla Mekkeli müşrikler arasında gerçekleşen Bedir Gazvesi'nde ağır bir yenilgiye uğrayan müşrikler intikam almak için hazırlık yapmaya başlamışlardı.
Ebû Süfyân kumandasındaki orduda 700 zırhlı, 200 atlı asker ve 3 bin deve vardı. Kocalarını teşvik etmek ve onların yanında savaşmak üzere kadınlardan da orduya katılanlar oldu.
Hz. Peygamber'in amcası Abbas bu hazırlıkları Mekke'den Gıfâr kabilesine mensup bir bedevi aracılığıyla Resûl-i Ekrem'e ulaştırdı.
Düşmanın cephe gerisinden saldırıp İslam ordusunu arkadan vurmasını önlemek için Abdullah bin Cübeyr kumandasındaki 50 okçuyu Uhud dağının karşısında, ordusunun sol tarafında kalan, daha sonra Cebelürrumât (okçular tepesi) diye adlandırılan Ayneyn tepesine yerleştirmişti.
Okçulara, galip gelinse bile ikinci bir emre kadar kesinlikle yerlerinden ayrılmamalarını, düşman ordusunun arkadan saldırması halinde ok atarak onları geri püskürtmelerini emretti.